Seçimlerde, sağıyla soluyla millet kaybetti. Batı kazandı. Muhtemelen, Batı kimle çalışacağına karar verdi; Erdoğan tercih edildi ve bu karar seçim sonuçlarına bir şekilde yansıdı. Galiba, kapalı kapıların ardında onun gibiler çok daha munis olabiliyor. Bkz. NATO bahsi.
Sonucunda, gerçek yürüyor; Bölgede sular ısınırken, baraj duvarlarının ardında sular yükselmeye başladı. Ve o duvarlar yıkıldığında her şey için çok geç olacak.
Seçim sonrasında dikkat çeken bir gelişme… Önce, özellikle CHP’lilerin Cumhur İttifakı seçmenlerine ağır hakaretlerine tanık olduk. Bela okumak, geberin demek dahil her şey söylendi. Ve hemen ardından iktidar çevrelerinde, karşı tepkiler zuhur etti; festivallere, konserlere, sanat sergilerine itirazla başlayan kritik bir süreç. Sanki, siyasal eleştirinin yerini “masa devirmek” gibi bir eylem alıyor.
Derin ayrışmanın içine çekilen Türkiye’de böylesine nefretle birbirine saldıranlar, Batılı kapitalist metropollerin işini kolaylaştırıyor.
Seçimlerde, Batı karşıtı propaganda dili kullanan Cumhur İttifakı ve Batı yanlısı tutum alan Kılıçdaroğlu liderliğinde 6’lı Masa karşı karşıya geldi.
Gelin görün ki seçimlerden sonra, Kılıçdaroğlu’nun bütün vaatlerini, seçimi kazanan Erdoğan bire bir yerine getirmeye başladı.
Batı ile adeta tek vücut olan Erdoğan ve yeni kabine, sağ gösterdi, sol vurdu. Maliye, Hazine, Merkez Bankası Batı denetimine girdi. Kılıçdaroğlu bunu sağlamak için ABD-Londra hattında ne ziyaretler yapmıştı. Hal böyle olunca, Kılıçdaroğlu da Erdoğan’ın boşalttığı yeri doldurmaya çalışıyor.
Ancak, İsveç’in NATO’ya girmesine yeşil ışık yakan Erdoğan’a, “Stockholm PKK’nın Avrupa’daki mağarasıdır” diyerek karşı çıkan Devlet Bahçeli, iktidarın Batı yanlısı politikalarına mesafeli…
Aslında, Avrupa’nın ABD/NATO kontrolünde savaş aygıtına dönüştürülmesi, Avrupa’da da tepkiyle karşılanıyor.
Nihayetinde, milli ve islami değerleri şiddetle savunan Cumhur İttifakı, Batı masasında gösterilen sandalyeye oturdu.
Seçim yenilgisinden sonra Erdoğan’dan bir de bu golü yiyen CHP ise fena dağıldı.
CHP, HDP ve masadaki bazı partiler,“Kahrolsun Emperyalizm!” diye bas bas bağırıyordu. Cumhur İttifakı hakeza, “Kahrolsun Emperyalizm!” diye ortalığı inletiyordu. Demek ki Cumhur İttifakı’nın sesi daha gür çıktı ve emperyalistler o cenahı seçti… En çok gürültü yapanı daha becerikli bulmuş olabilirler…
Sonuç; Emperyalizmi öyle kahrettik ki Batılı emperyalist güçler kahrından kimi seçeceğini bilemedi, Erdoğan ile çalışıyor.
Artık seçimlerde kim ne kazandıysa…