GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
15 Haziran 2023 Perşembe

Mülkiyet hırsızlıktır

Üstünde yaşadığı topraklarda tarım yaparak yerleşik toplum düzenine geçen insan, yeryüzünü yurt edinmekle yetinmedi, mülk de edindi. Böylece bütün günahların önü açıldı, ahlaki çöküş başladı. 

Bu ahlaki çöküş karşısında, kitap getiren dinler bildirdi; Öldürmeyeceksin! Çalmayacaksın! Yalan söylemeyeceksin! Ve o gün bu gündür, öldürüyor, çalıyor, yalan söylüyor, yeryüzüne sürgün gelen insan.

Aradan 10 bin yıl geçti… Günün birinde, Pierre-Joseph Proudhon adlı düşünür ortaya çıkıp; “Mülkiyet hırsızlıktır.” dedi.

Ancak, bu suçu işlemek için ordular kuran muktedirlerle insanlığın baş etmesi bugüne kadar mümkün olmadı.

Yeryüzünü paylaşmak için iki kere Dünya savaşı çıkaran efendilerin görüldü ki hiç şakası yok. İnsana zulüm yapıyorlar, öldürüyorlar, yeryüzüne çöküyorlar.

Ve yeryüzüne çökerek tarih yazan muktedirden biliyoruz ki servet hiçbir zaman temiz olmadı.

Son olarak İkinci Dünya Savaşı’nda yeryüzünü cehenneme çeviren muktedir; nihayet, ellerini yıkamaya karar verdi. Ve yıkadı…

O gün bu gündür, ellerinin temiz olduğunu söyleyen muktedir, ellerini kirleterek rakip olmaya kalkışanların canını fena yakıyor.

Muktedirler, üstünde iktidar kurarak yönettikleri toplumlara, kendilerinin muktedir olmak için işledikleri bütün suçları devlet marifetiyle yasaklamıştır. Elleri kirletmek yasak!

Gelin görün ki Dünya sistemi olan Kapitalist sistemde barınmak, sermayesiz pek mümkün değil. Sistemin finans düzenine entegre olacaksınız fakat para yok. Haliyle, parasız pulsuz, sistemin periferisinde parya muamelesi görüyorsunuz.

İşte bu nedenle, haydut devletler zuhur etmiş.  Ve kapitalist metropollerin büyük efendilerine kafa tutmaya başlamışlar. “Biraz da biz ellerimizi kirletsek” demişler.

Ellerini kirleterek uluslararası suç kartelleri oluşturmaya yeltenen haydut devletler, sistemden istediklerini alınca ellerini yıkamaya söz veriyorlar; ama geçen yüzyılda ellerini yıkayan büyük kapitalistleri bir türlü ikna edemiyorlar. Elleri yıkanmış eski hırsızlar, yeni türeyen hırsızlara izin vermiyor. “Dünya Düzeni” dedikleri...

Bu hengamede barınmak ve beslenmek için muktedire biat eden insan, temeli hırsızlık olan mülkiyet düzeninde, yönetenlere; “Çal ama çalış, hizmet et!” diyor.

Biliyor ki “mülkiyet-iktidar-para” üçgeninde yaşamak zaten ahlaki olandan vazgeçmeden mümkün değil.

İnsan, mülkiyetin hırsızlık olduğunu fark ederek yeryüzüne çökmekten vazgeçmedikçe bu düzen değişmeyecek, uygarlık sürecek.

Hazin ama gerçek, mülkiyet ilişkilerine dayalı düzende, kimin kimi ne kadar soyduğunun hesabı olmuyor.