GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
22 Mayıs 2023 Pazartesi

Tükenişten yıkılışa

Cumhuriyet’i ayakta tutan değerlerin adım adım ortadan kaldırılması, 12 Eylül 1980 darbesinin başlattığı neo liberal dönüşümle mümkün oldu.

1980-2000 yılları arasında, üretimden uzaklaşan Türkiye’nin neo liberal düzeninde, ticaret burjuvazisinin öne çıkışına, kamusal yaşamda islami normların artan etkisine ve vasatlaşmanın yaygınlaşmasına tanık olduk.

İkibinli yıllarda, islamcı kadroların yönettiği Türkiye’de, neo liberal düzenin “ılımlı islam” ile buluşması gerçekleşti.Bu buluşma, kamusal yaşam normlarının İslamlaştırılması sonucu, büyük yıkımlara yol açtı. Değerler sisteminde çöküş, devlet-yurttaş ilişkisinitüketti.

Kimlik siyasetinden güç alan İslamcılarelan inatla yıkılış yollarına taş döşüyor.

Böyle gitmeyecek. Din gruplarının, etnisite gruplarının neden olduğu paradigma çökmesi sonucu, ‘tükenişten yıkılışa yol hikayesi’ sona yaklaşıyor.

Öyle bir son ki ya seküler toplumu inşa edeceğiz ya da yıkılıp gideceğiz.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş hikayesini yüzyıldır tartışma konusu yapan ideolojik saflarda söz israfı tahammül ötesi olmakla birlikte, insan ortalaması bu; yapacak bir şey yok.

Nihayetinde, yeryüzünde emperyal dönem sonlanırken İmparatorluk çöktü, Cumhuriyet kuruldu. Cumhuriyet, sanayi devrimi koşullarında ortaya çıkan yeni dünya düzeninde, kapitalist sisteme dahil olmayı tercih etti. Yüzyıldır verilen mücadele, uluslararası sistemde etkili olmak ve daha çok pay almaktır.

İkibinli yıllarda, insanlık, kapitalist sistemin yıkılışına veya dönüşümüne tanık olacak. Yüzyıl sonra, bir kere daha yeni bir dünya düzeni kuruluyor ve Türkiye, “Dijital Dünya Düzeni”nde Türkiye’nin alacağı yeriçin karar verecek.

Gel gör ki yeni bir dünya düzeni kurulurken, değişimin orta yerinde, inanç gruplarının tahakkümü altında kalan Türkiye, değişimi konuşmak yerine, din ve etnisite gruplarının siyasal alanı işgali sonucu zuhur eden saçmalıklarla uğraşıyor.

Yüzyıldır, din ve milliyetçilik sadece şark zihniyetini ihya ediyor. Seküler toplumu inşa edemediği için yüzyıldır üstesinden gelemediği Türk-İslam sentezi, ülkeyi yıkılışın eşiğine getirdi.

Bir karar vereceğiz; Herkes yoluna gidecek veya bir arada yaşamak için yeni bir toplumsal mutabakat oluşturacağız.

28 Mayıs seçimlerinin tarihi önemi var. Türkiye, kritik tercihin yapılacağı belki de son çıkışta. Sonrası tufan olabilir.