GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
8 Haziran 2023 Perşembe

Söylemeye devam…

Bugün çok hovardayım. Sabahtan beri ikinci çayımı içiyorum. %43 zam ne gam!

Neyse… On yıldır memleket ve dünya ahvali üstüne yazıyorum. Kendimce, bu şehirde dert anlatmaya çalışıyorum.

“Geçen yüzyıldan getirdiklerimizle dengeden çıkan sistemde olan biteni anlamak imkânsız. Kavramların içi boşaldı, sözcüklerin anlamı kaydı. Paradigma çökmesinin yol açtığı dil sorunu aşılmadıkça anlamlı şeyler söylemek mümkün değil. Yeni dil kurmak, her şeyi yeniden söylemek lazım.” Bunları yazdım durdum.

Bu aralar, nereden akıllarına geldiyse, benzer şeyler yazanlar ortaya çıkmaya başladı. Geç de olsa, güzel gelişme. Gel gör ki, bunca yıl bir kişi çıkıp da sen ne diyorsun diye sormadı. Ne olumlu ne olumsuz bir tepki… Yakın çevremdeki sosyal demokratlar bile bunları hep yok saydı. Bir tek toplantı yoktur, bu konuların tartışıldığı.

Kapitalizmi öğrenmek zahmetine katlanmadan kapitalist sistemi eleştiren uyanıkların ön safları tuttuğu sol muhalefet, siyasal yaşamı gerçekten çekilmez yaptı. Sabun köpüğü siyasi muhabbetlerle güzel zaman geçirmek dışında o minik beyinlerini hiçbir konuda yormadan iri iri laflar ettiler ve bunu siyasi ranta dönüştürmeye çalıştılar.

Aptallığın, bilgisizliğin, yalanın, din ve etnisite gruplarına güzellemenin siyaset sayıldığı, hemşeri derneklerinin siyasal alanı parsellediği koşullarda sürdürülen muhalefet, hem de iktidarın ayakta kalmaya mecali yok iken, iktidar getiremedi.

Halka salak muamelesi yapmayı oyun zannettiler. Sanki kendileri farklıydı… Toplumda zekâ seviyesi düşük olabilir, karakter teşekkülü sorunlu olabilir. Başka ülkelerde de benzer sorunlar yaşanıyor. ABD’nin sistemden aldığı dev pay küçüldüğünde bakın kıyamet nasıl kopuyor.

Neyse, seçimde siyaseti söz israfıyla karıştıranlar yarıştı. Biri burun farkıyla kazandı. Ancakseçimlerin galibi yok, hepsi de seçimlerin altında kaldı. Hangisi kazansa ülkeyi yönetemeyecekti; yönetememek Cumhur İttifakı’na nasip oldu.

Türkiye’nin yönetilebilmesi için mümkün olan en geniş tabanlı toplumsal mutabakata ihtiyaç var.

Aksi halde, art arda gelecek acı reçetelerin ve kamusal yaşamda ortaya çıkacak kaotik sorunların bedelini ödemek hiç kolay olmayacak.