GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
9 Şubat 2011 Çarşamba

İzmir'de siyaset yapmak

’“İzmir’’de siyaset yapmak’” üzerine ne zaman yazmak istesem, üstüme bir ağırlık çöküyor. İyiler ve kötüler öylesine iç içe geçmişler ki, bu girift yapıyı yazarken her an için birilerine haksızlık yapma ihtimali beni yazmaktan alıkoyuyor. Ama bu defa şeytanın bacağını kırmaya kararlıyım.
Acelesi olmayanların şehri İzmir’’de hayat ağır akar. Tembellikten ziyade, İzmir’’in tarzı böyle olduğundandır. Belki de bu yüzden, insanların düşünmeye ayıracak zamanı boldur. Çok kitap okumamakla, çok tiyatroya gitmemekle suçlansalar da, onları yapanlardan çok daha bilgedir bu şehrin insanları.
Binlerce yıllık yaşanmışlığın birikiminden gelen bilgelik hali İzmir insanının dünyaya bakışını etkiler. Üzümün, zeytinin, denizin kültür mirası ve binlerce yıllık tarih mirası, şehrin mayasıdır.
 
’“Daha çok para mı kazanmak istersiniz, yoksa daha keyifli bir hayat mı istersiniz?’” Bu soruyu sorduğunuzda, İzmir’’de büyük çoğunluğun hiç tereddüt etmeden; ’“Daha keyifli bir hayat’” diye yanıtlaması olağan bir durumdur. ’“Daha çok para kazanmak isterim’” diye yanıtlayanların çoğu da öyle düşündüğünden değil, fazla para kazanmak istememek normal karşılanmayacağından, durumu geçiştirmek için öylesine yanıt verir.
 
İzmir’’de seçmenin siyasal tercihlerine, oy dağılımına bakarak Türkiye’’nin esenliği için ülke genelinde oy dağılımının nasıl olması gerektiğine dair fikir edinebilirsiniz. İzmir, Türkiye’’nin siyasi aklı gibi davranır.
 
İşte bu şehirde, sahip olduğu değerlerden ve yaşam kalitesinden ödün vermeyen insanların şehrinde, siyasal partilerde yapılan siyaset, halkın verdiği siyasal mücadeleye yansımıyor. İzmir’’de siyasete yön veren kadrolar toplumun kalitesini yansıtmıyor; ne köylerde ne zengin mahallelerinde ne de yoksul semtlerde’… Şehrin insanları ile siyasetçileri arasında adeta uçurumlar var.
Siyaset bir avuç siyasetçinin işgali altında. Sen, ben, bizin oğlan siyaset yapıyorlar. Bir yerlere, birbirlerini seçip duruyorlar. Birbirlerini suçlamayı da siyaset yapmak zannediyorlar, ya da öyle yapmak işlerine geliyor.
Kulaktan dolma bilgilerle siyaset yapmak çok yaygın.  Okumak zahmet gibi algılanıyor.
Siyaset yapmak bu kadar ucuz ve kolay olunca; ilk aklına geleni çözüm diye ilan etmek, çok sık haddini aşmak, ahbap çavuş ilişkilerine dayalı siyaseti, onurlu siyaset diye yutturmak olağanlaşıyor.
 
Halk katında, halk katılımıyla siyaset yapmak için, mevcut dolaşımın dışına çıkmak gerek. Mevcut yapı içinde halkın siyasal partilerde siyasete etkili katılımını sağlamak çok zor. Bütün mesele, bu dolaşımın dışının ne olduğuna karar vermek’…
 
Siyaseti ’‘o’’ siyasetçilerin elinden kurtaracak, halk için halk ile birlikte siyaset ilkesini hayata geçirecek mücadele sürecini başlatmak, neden İzmir’’e nasip olmasın!
İzmir halkı, ülke siyasetini aydınlığa taşıyacak iradeyi her seçimde sandığa taşıyor. Hem de her türlü baskı ve tehdide rağmen. İzmir’’de siyasal parti yönetimlerini işgal eden bir avuç icazetli siyasetçiye mi teslim olacak! Adını bile bilmediği vekillerini mi izleyecek!
 
’“Laik Cumhuriyet, insan haklarına dayalı devlet ve demokrasi için’” halkın istemesiyle verilecek büyük mücadele, İzmir halkı siyasete sahip çıktığında, bütün ülkeye
yayılacaktır. İzmir, yeni yüzyılın eşiğinde, ülkesini yüzyılın değerlerine taşıyacak şehir olmalı. Bu amaca ulaşmak için herkesi sokak sokak siyasete sahip çıkmaya çağırıyorum.
İnanın bu zahmete değer. Kaldı ki, hemen dibimiz deniz, gidecek başka yerimiz yok!