GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
28 Ocak 2011 Cuma

Başkaldıran insan

Başkaldıran insan kimdir?
Soru soran insandır. ’“Neden’” ve ’“nasıl’” sorularından korkmayan insandır. Düşüncenin yönteminden haberdar insandır. Dünyayı kavramaya çalışan insandır. Özgürdür. Cesurdur. Dünyayı değiştirmeye muktedirdir.
Nerede bu insanlar?
Onlar dünyayı değiştirdiler. Değiştirdikleri dünyayı yönetmekle meşguller. Kurdukları sistemi yönetiyorlar.
Her başkaldırı sistemleşerek statükoya dönüşmüştür. Başkaldıranlar da kurdukları  sistemin efendileri olmuşlardır.
 
Tuhaf yaratıklarız. Yönetilmek için efendiler ediniyoruz. Sistem kuruyoruz. Kendimizi o sisteme kapatıyoruz. Sonra da  sisteme savaş açıyoruz.
Adamın veya kadının birine, ’“gel beni yönet!’” diyoruz; sonra da, başımıza gelenlerden o kişiyi sorumlu tutuyoruz. Bizi yöneten zat; ’“gel beni yönet derken aklın neredeydi!’” diye sorsa, halimiz nice olur!
 
Yönetenlerden şikayet ritüelimiz pek hoştur; ’“ellerim kırılsaydı da oy vermeseydim.’” Ama o ellerimiz bir türlü kırılmaz. Hep oy veririz, hep pişman oluruz.
 
Toplumsal yaşam, yönetmeyi, yönetilmeyi zorunlu kılıyor. Bunu anladık.
Hiç değilse, bizi yönetecek kişileri seçme hakkını elde etmişiz. Bu da güzel.
Bir de yönetimi denetleme meselesini çözebilirsek, her seçimden sonra ellerimizi kırılmaktan kurtulacağız!..
 
Öyle bir toplumsal yaşam düşlüyorum ki, halk alanlarda toplanıp ’“Sakın bir daha olmasın!’” dediğinde, siyasetçiler, yöneticiler bu uyarının gereğini derhal yapsın.
Bunun için, ’‘başkaldıran insan’’ kimliğimize baş vurabiliriz; iktidarı devralmak için değilse de, -zaten iktidar zümresi, muhalefetiyle, ana muhalefetiyle buna izin vermez- doğru dürüst yönetilmek için’…
Dünyanın hali bu. Önce köleydik, şimdi yurttaş’…  Özgür ve muktedir köle’… Efendilerimize gelince, onlar hep vardı. Tanrı onları başımızdan hiç eksik etmedi!..
 
Önce mülkiyeti keşfettik, üstüne de uygarlığı inşa ettik. Uygarlık aynı zamanda iktidarı mümkün kılandır. Freud, ’“Bir Yanılsamanın Geleceği’” adlı eserinde şöyle yazmış: ’“Uygarlık bana, iktidar ve baskı araçlarının mülkiyetini elde etmenin yöntemini kavrayan bir azınlık tarafından, direnen bir çoğunluğa uygulanan bir olguymuş gibi görünüyor.’” Doğru görünmüş’…
500 yıldır, kapitalist sistemin yarattığı muktedirler dünyayı yönetiyor. Görünen o ki, 500 yıl daha yönetemeyecekler. Sistemin son elli yılını yaşadığı tahmin ediliyor.
 
Dünyayı yeni bir isyan dalgası sarıyor. Başkaldıran insan iş başında’… Uluslararası sistemde geri sayım başladı. Yeryüzü yeni efendilerini bekliyor.
Bilişim Devrimi, seyredenler, seyredilenler, birbirini seyredenler evreninde yol alıyor. İnsanlık kendine yeni bir gelecek arayışı içinde; ’“Bakalım, insanlığın yolu ’‘Bilişim Devrimi’’ ile kesişecek mi?’”
 
Ya BİLİŞİM DEVRİMİ ile yola devam’… Ya da UYGARLIĞIN SONU!..