GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
17 Ocak 2011 Pazartesi

CHP'de siyaset yapmak

Kolaycılık: Parti örgütlerini saran bir hastalık.
Siyaset sözlüğüne böyle bir madde eklense çok yerinde olur.
İzmir’’de, CHP örgütlerinde uzun zamandır gözlemlediğim bir rahatsızlık bu. Diğer siyasal partilerde yadırgamadığım benzer durumları, söz konusu CHP olunca, yadırgıyorum. Neden?
CHP’’de süregelen eğitim çalışmalarında veya eğitim sorunlarıyla ilgili toplantılarda, sürekli dile getirilen bir talep hayli dikkat çekici; ’“ Örgütler sahaya inecek, alanlara çıkacak, eğitim iyi bir şey ama uzun eğitimler ile zaman yitirmeyelim. Bize, sahaya indiğimizde, halka ne söyleyeceğimizi öğretin.’”
 
Doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişiler tarafından kullanılan bir sözcüğün, bir kavramın, bir deyimin, seçim kampanyalarında başarıya önemli katkı yapabildiğini biliyoruz. Doğru slogan, oyları artırıyor.
Bir seçim kampanyasını, bir siyasal seçimi veya bir siyasal çözümü simgeleyen sözcükler, tutarlı analizlere dayandığı zaman toplumu etkiliyor.
 
Ne var ki, sahaya inmeye hazırlanan partililer çok farklı bir talebi dile getiriyor. Kendilerine sihirli sözcükler, sihirli formüller öğretilmesini bekliyorlar.
Benim bildiğim, sosyal demokrat ideolojide böyle hap gibi formüller olmadığıdır.  Eğitimin öncelikli hedefi, düşüncenin yöntemini kavratmaktır. Bilgiyi nasıl kullanacağını, olayları nasıl okuyacağını, nasıl tutum alacağını bilen insanlar yetiştirmektir. Solcuların kaderidir bu; bilmeye mecburuz.
 
Bu mecburiyet nereden kaynaklanıyor?
Kapitalist sistem dünyaya egemendir. Bütün kurumlar, bu egemenliğin gerektirdiği gibi yapılanmıştır. Dolayısıyla, her şeyi sistemin öngördüğü gibi öğreniyoruz. Zihnimiz, sistemin bize öğrettiği düşünce yöntemi ve oluşturduğu değer yargılarıyla şekilleniyor. Sonuç olarak, formasyonumuzla, bilgilerimizle, düşünce tarzımızla, sisteme hizmet edecek şekilde yetiştirilmiş insanlarız.
Tam da bu nedenle, sistemin normlarını aşmak için, sistemin bizden sakındığı bilgileri öğrenmeye, dünyayı farklı bir açıdan kavramaya, kendimizi yeniden var etmeye ihtiyacımız var. Solcu olmanın doğasında böyle bir zorunluluk var. Sisteme kafa tutmanın böyle bir bedeli var.
 
Durum böyle iken, partinin ön saflarında mücadeleyi göze almış birçok partilinin, kuramsal öğretiyi zahmet olarak algılaması çok düşündürücü.
Kolaycılığı benimsemiş insanların geniş kitleleri etkileyecek siyasal konumlara bu kadar kolay gelmesi, sol gelenekte yoktu. 1980 askeri darbesi, CHP’’deki bu yapıyı da bozmuş.
 
Kapitalist sistem, dünya ölçeğinde büyük bir kriz yaşıyor. Ortadoğu yeniden şekilleniyor. Türkiye, ’‘dizayn’’ edilen bölgenin içinde. Kapitalistler, bölgede dönüşüm için ihtiyaç duyulan CHP’’yi yaratmak konusunda çok kararlı.
 
CHP, her şeyin ucuzuna ve kolayına teşne insanların, kulaktan dolma bilgilerle siyaset yapan insanların partisi olmamalı. Ülkenin böyle bir lüksü yok.