Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz Cumartesi günü, ’‘iki ilk’’e birden imza attı. İlk defa, Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarına; ’“Hepimiz Galatasaray’’lıyız!’” dedirtmeyi başardı. Ve siyasal yaşamında, ilk defa, ayrıştırmadı, birleştirdi.
Galatasaray Spor Kulübü, ’“Ali Sami Yen Stadı’” arazisinin üst kullanım haklarından vazgeçmek koşuluyla, ’“Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’”nın TOKİ tarafından yapılması için, Başbakanlık oluru alarak, ilgili devlet kurumları ile çok taraflı bir sözleşme yaptı. Ve ortaya, açılışı yapılan stadyum çıktı. Bir anda ülke gündemine oturan olayın öyküsü kısaca bu’…
Olay nasıl meydana geldi? Tribünleri dolduran binlerce taraftar ’‘yeni futbol mabetleri’’nin açılışını kutlarken, TOKİ Başkanının konuşmasıyla, kendini siyasetin tam göbeğinde buldu. Taraftarlara söylenmek istenen şuydu; ’“Bakın kulübünüzün beş parası yokken, 600 milyon TL (Allah kuruşu değil) harcayıp size bu muhteşem tesisi yaptık. Bize minnet ve şükran duyun, nankörlük etmeyin’…’” Ve tribünler, etik bulmadıkları, spora sokulan siyasal rant talebini geri çevirerek protesto ettiler.
Bu arada, Galatasaray Spor Kulübünün Ali Sami Yen Stadı üzerindeki 30 yıllık kullanma hakkını devretmesi sonucu, TOKİ’’nin sadece araziden karı 475 milyon TL. Toplam karının 750 milyon TL. dolayında olacağı hesaplanmış. Bu hesaba göre, kimin kime iyilik yaptığı, kimin kime teşekkür etmesi gerektiği de tartışmalı.
İşin aslı; ’“Spora yapılmış bir devlet yatırımını oya çevirmeye çalışan AKP’’liler, tribünlerin protestosu sonucu yaşadıkları bozgunun altında kaldılar.’” Bitmeyen öfkeleri bu fiyaskodan kaynaklanıyor.
’“Başbakan istese bu stadı vermezmiş, ama verecekmiş!’” Yine aynı yanılgı. Milyonlarca taraftar ayağa kalkıp, ’“stadı istemiyoruz’” derse, ne olacak! Başbakan o stadı vermezse hiçbir şey olmaz. Ama Galatasaray’’lı taraftar o stadı reddederse, çok şey olur. Bundan böyle, Galatasaray’’lılar için ’‘Türk Telekom Arena’’nın ne ifade edeceğini hep birlikte göreceğiz.
Galatasaray Kulübü Başkanı, bu olay karşısında soğukkanlılığını yitirip saçmaladı. Panik içinde, ciddiyetten uzak özür manevraları, gerek taraftarları gerekse Galatasaray camiasını incitti.
Galatasaray camiası, spor kulübünden ibaret değildir. O camia, 500 yıllık bir geleneği temsil eder.
Bu olayın gözden kaçan bir başka boyutu da, ’“Ali Sami Yen’” adının unutturulmak istenmesine, Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı İnan Kıraç’’ın verdiği tepkidir. Cumhuriyet değerlerini yok etmek konusunda son derece mahir olan AKP, Cumhuriyet dönemi spor tarihinin bu anıt ismini de, bu vesileyle belleklerden silecekti.
Galatasaray’’lıların protestosu spontane gelişmiş bir tepkiydi. Politik değildi. Aksine, stadı siyasi yatırıma dönüştürme girişimine gösterilen tepkiydi. AKP kurmayları, bu yüzden, koro halinde öfke saçıyor.
AKP yönetimi, yaptığı işleri yüzüne gözüne bulaştırma konusunda da hayli iddialı’…