GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
20 Ocak 2011 Perşembe

Karacaağaç Köyü'nde organik tarım pazarı

Karacaağaç, geçimini organik tarım ve hayvancılık ile karşılamak dışında seçeneği olmayan 970 köylünün yaşadığı, sadeliği ve temizliğiyle insanda hoş etkiler bırakan bir köy; Köyün Muhtarı Dursun Atagün hakeza...
Buca Karacaağaç köyü, Tahtalı baraj havzasında, 3. derece koruma bölgesinde yer alıyor. Tahtalı barajına uzaklığı 35 km; fakat, Tahtalı çayı ve onu besleyen dereler bu yöreden geçtiği için, Karacaağaç ve çevre köyleri, İZSU tarafından denetleniyor. Öyle ki, köylü, İZSU’’dan habersiz nefes alamıyor. İZSU yetkilileri, bu bölgede ’‘istihdam istemediğini’’ alenen söylüyor. Köylüye önerilen iler tutar bir çözüm de yok.
 
Tahtalı baraj projesi 1968 yılında başlamış, fakat yöre halkının projenin yarattığı sonuçlardan etkilenmesi, 1995 yılında ilan edilen yasaklarla başlamış. Yasaklara hazırlıksız yakalanmışlar. 1995 yılına dek, yapılaşma olurken kimse uyarmamış.
Köylüler, yüzbinlik planlar ile, -havza içi köyler için 1988 yılı baz alındığından,- ciddi sorunlar yaşamakta olduklarını düşünüyor. G1 ve G2 inşaat izinlerinin iyi niyetle hazırlanmadığı, yaygın bir kanaat.
Havza yönetmeliği, dereye kıyı mesafesini son olarak 100 metreye çekmiş. Yöre halkı, bu yaklaşımı gerçekçi bulmuyor.
Köyün orman tüzel kişiliği devam ediyor, ama köyün geliri yok; bütçe oluşturamıyor.
Köyden geçen derede ıslah çalışması yapılmıyor.
 
Ve daha nice dertten muzdarip köy halkının tek derdi, topraklarını işlemek, geçimini sağlamak. Hayata tutunmak için yasaklarla mücadele eden köylüler, kurallara uymaya hazır. Sadece, yasakların yanı sıra, kendi haklarının ne olduğunu da bilmek istiyorlar.
 
İzmir Kaklıma Ajansının desteklediği Karacaağaç köyü ve havza mağduru diğer yöre köyleri, organik tarım ve hayvancılık ile geçimlerini sağlamak konusunda kararlı.
Tabii ki, tarım ürünlerini tüketiciyle buluşturmak koşuluyla’…
Bu amaçla, Karacaağaç köyü, her Pazar günü, köyün meydanında, ’“Organik Tarım Pazarı’” kurmaya başladı. İlki, geçtiğimiz Pazar günü kuruldu. Başlangıç için güzeldi.
 
Kuzinenin ısıttığı salonda, organik ürünlerden oluşan köy kahvaltısı, lezzetli olduğu kadar keyifliydi.
 
Kahvaltıdan sonra, pazarda alış veriş yaparken tuhaf bir duyguya kapıldım. O ürünleri elleriyle yetiştiren köylülerin elinden aldığım yeşillik, sebze, ekmek, pekmez gibi ürünler, yiyecek değil, sanki birer sanat eseriydi. Üreticiden tüketiciye doğrudan doğal tarım ürünleri’… Köyün ortalık yerinde’… Hayal gibi’…
 
Köylerimize, köylümüze ve tarım arazilerimize neden sahip çıkmak gerektiğini yaşayarak öğrenmek için Karacaağaç ideal bir yer. Bunu herkese tavsiye ediyorum. Karacaağaç’’a mutlaka gidin ve bu deneyimi yaşayın. Muhtar Dursun ve köylülerden öğreneceğimiz çok şey var; en az, ’‘Organik Tarım Pazarı’’ndan yapacağımız alışveriş kadar güzel, kahvaltı kadar keyifli.
 
Orda bir köy var, burnumuzun dibinde,
Gitmezsek bizim olmayacak’…