GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
31 Ocak 2011 Pazartesi

Bir erkek kıyağı olarak pozitif ayrımcılık

Pozitif ayrımcılık, sosyal yaşamda, siyasal yaşamda, ekonomik yaşamda karşılık buluyor. Bu argümanı kullananlar prim yapıyor.
Yaptığım gözlem sonucu, ’“bir erkek buluşu olan pozitif ayrımcılığın önlenemez yükselişi karşısında rahatsızlık duyan erkeklerin de -sadece benim değil- söyleyecekleri olmalı’” fikrinden hareketle, bu konuda yazmam gerektiğine kendimi inandırdım.
 
Çağdaş ve ilerici erkeklerin önemli bir kısmı, kadını bir ’‘mesele’’ olarak gördüğünden olsa gerek, ’‘kadın meselesi’’ni çözmek arzusuyla yanıp tutuştuğunu göstermek için çok sık ’“pozitif ayrımcılık’” argümanını kullanır oldu.
Son dönemde, muhafazakarların da bu kervana katıldığını, kendi açıklamalarından biliyorum. Gerçi, kadınlara, ’“evde otur, üç çocuk yap!’” dedikleri bir vakıa ama; o da, erkekler işsiz kalmasın diye, kadınların erkeklere uyguladıkları bir başka çeşit ’‘pozitif ayrımcılık’’ oluyor.
İslamcı kesimin başlarını örtmek suretiyle kadınlara uyguladıkları ’“dini pozitif ayrımcılık’” (?) her ne kadar laik kesimi tedirgin ediyorsa da; orta vadede, kadınları siyasi yatırım aracı olarak gören İslamcıları vuracak gibi’… Başını örterek de olsa, sokağa çıkan kadın özgürleşir. Günü geldiğinde, kazandıkları seçim zaferlerinden paylarına düşeni isteyeceklerdir.
 
Sonuç itibarıyla, siyasal partiler, pozitif ayrımcılık yarışına girdiler. Hangi siyasal parti daha çok ’‘pozitif ayrımcılık’’ yapıyorsa, ’‘kadın kotası’’nı daha yüksek tutuyorsa, kadına daha çok değer vermiş oluyor. Bu tutum, kadına değer vermek mi, kadını değersizleştirmek mi, orası benim meçhulüm.
 
Merhamete gelerek kadınlara pozitif ayrımcılık yapan ’‘iyi yürekli erkekler’’ hakkında kadınlar ne düşünür, bunu gerçekten merak ediyorum. Kadınlar ne düşündüklerini kendileri ifade ederler, ama ben bu konuda iyi şeyler düşünmüyorum.
Kadınlara pozitif ayrımcılık yapmanın, kota uygulamanın bir tür aşağılama olduğu kanaatindeyim. Çünkü, kadınlar toplumda bulundukları yerleri çalışkanlıklarıyla, üretkenlikleriyle, disiplin ve ciddiyetleriyle fazlasıyla hak etmekteler.
Kadınlara pozitif ayrımcılık yapmak yerine, gölge etmesek çok daha iyi olur.
 
Uygarlık kadınların üstüne basa basa kuruldu. Ancak kadınlık teslim alındıktan sonra, erkek egemen mülkiyete dayalı toplumsal sistemleri kurmak mümkün oldu.
Kadın önce Tanrıça idi, sonra günahkar oldu. Gün oldu, kadının insanlığı sorgulandı. Erkeğin hizmetine koşuldu. Para karşılığı bedeni alındı satıldı. Namusumuz oldu. Eve kapatıldı. Başı kapatıldı. Şeytanın işbirlikçisi oldu’…
Erkekler kadınlarla çok fazla oynadı’… İster islamcı ister laik olsun, erkekler kadın üzerinde kurdukları iktidardan vazgeçmiyor.
Bütün bu olan biten adeta yok sayılırken bir de pozitif ayrımcılık yapmak, doğrusu, üstüne tüy dikiyor.
 
Kadınlarla oynamaktan bir türlü vazgeçmeyen erkekler; örtünen ve örtünmeyen kadınlar üzerinden siyaset yaparken, bir kere daha kadınlığı rencide ediyor.
Kadınların başını açmak da, kadınların başını örtmek de erkeklerin haddi olmamalı.