GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cemil DİRİM
YAZARLAR
26 Temmuz 2011 Salı

Eleştiri kültürü ve siyaset...

Yemin krizi nedeni ile CHP’yi eleştirdiğim bir önceki yazımla ilgili bazı CHP’li dostlarım sitem ettiler. Yazdıklarımın doğru olduğunu ve parti olarak bu konuda hatalı davrandıklarını kabul etmelerine rağmen parti yönetiminin iyi niyetli olduğunu söylediler. Bence de iyi niyetli olabilirler ama tecrübenin bu kadar önemli olduğu bir alanda siyasi deneyime sahip kim varsa eski yönetimin adamı diye liste dışı bırakırsanız bu tür hatalar kaçınılmaz olur. Yemin krizinin başladığı gün yazdığım yazıda bir bahane bulup yemin edecekler demiştim. İyi bir bahane bulmayı bile beklemeden yemin etmeleri bizi haklı çıkardı. Bizim İzmir’den gördüklerimizi mecliste bulunan ana muhalefet partisi yetkilileri göremiyorsa bunda bir hata vardır. CHP’li dostlara söylediğimi burada da vurgulayayım. Hiçbir partiye karşı önyargım yok. Hiçbirinin de taraftarı değilim. İzmir ve Türkiye için yapılan her olumlu hizmeti, her uygulamayı destekler, yanlış gördüklerimi de eleştiririm. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ilgili yerel seçimlerden önce yazdıklarımız arşivlerde duruyor. O zaman Aziz Kocaoğlu’nu insan olarak sevdiğimi ve ikinci defa seçilmesinin iyi olacağını yazmıştım. Bugünde zaman zaman bazı uygulamalarını eleştiriyor olmamız gayet normal. Yazdığımız eleştirilerde, yanlış uygulamalar konusunda uyarı amacı taşıyor. Ekibini kuramadığı, yalnız adamı oynadığı, kimseye güvenemediği için en önemli görevlere sınıf arkadaşlarını getirdiği için eleştirdiğimiz Kocaoğlu, son yaptığı “bürokrat operasyonu” ile bizi yine haklı çıkardı. Üstelik onca bürokratı göndermesine rağmen AK Parti’nin “derin kulağını” içerde bıraktı. 
Piyasa da gazeteci kılıklı tetikçi o kadar çoğaldı ki, her eleştirinin ya da olumlu yazının arkasında insanlar ister istemez başka bir neden aramaya başladılar. Biz doğru olduğuna inandığımız şeyleri yazmaya devam edeceğiz. Değişik siyasi partilerden dostlara da tavsiyem taraftar gözlüklerini çıkararak yazılanları okumaya çalışmaları.
 
Yaz rehaveti nedeniyle partilerde çalışmalarını asgariye indirmiş durumda. CHP de fırtına öncesi sessizlik var. Görevinden alınacağı söylenen Tacettin Bayır’ın yerine yeni isimler konuşulmaya başlandı. Seçimlerde beklenilen oyu alamayan CHP’de aday belirlemede etkili olan Yüksel – Kocaoğlu ittifakı sonuçlardan sorumlu tutuluyor. Genel Merkezin bu ittifaka karşı M. Ali Susam’a yakın bir ismi il başkanı ataması bekleniyor. CHP’li bazı isimler ise 2014 yılında yapılacak yerel seçimler için çalışmaya başladı. Bazıları ise oluşan dengelere göre tavır almak için zemin yoklamaya devam ediyor. Dengeler öyle çabuk değişiyor ki haksız da sayılmazlar.
 
AK Parti de ise kongre sürecinin başlaması ile birlikte heyecan da yükselmeye başladı. İl örgütü çok fazla gruba bölünmüş durumda. Daha önceleri ikili bir yapıya sahip İzmir’de Mehmet Tekelioğlu ve Nükhet Hotar arasında bir denge tutturan il örgütü bu defa nasıl tavır alacağını belirlemiş değil. Mehmet Tekelioğlu’nun gücünü dengelemek için teşkilat kökenli milletvekilleri arasında bir dayanışma var. Aydın Şengül, Nesrin Ulema ve Hamza Dağ birlikte hareket ediyorlar. Bu gruba zaman zaman Ali Aşlık ta destek veriyor. Bu iki grubun dışında bakanların destek verdiği bazı isimler de var. Parti disiplininin daha sıkı olduğu Ak Parti de kulis çalışmaları alttan alta sürüyor. Herkes konumunu sağlamlaştırmaya çalışıyor ve son ana kadar kimse adaylığını açıklamaya hevesli değil. Duyumlarımız bu sürecin hayli heyecanlı geçeceğini gösteriyor.

Bir önceki yazımda belirttiğim gibi AK Parti döneminde kilit göreve atanan bürokratların durumu da tartışma konusu. Bir tarafta görevini dört dörtlük yapan ama siyasi taleplere olumlu yanıt vermediği için sevilmeyen bürokratlar, diğer tarafta hükümetin uygulamalarına destek vermeyen hatta çelme takanlar, öbür tarafta görevini yapmayıp ikili ilişkileri ile prim yapmaya çalışanlar.

Yeni dönemde etkili olan güç, İzmir deki bürokratik yapılanmada da söz sahibi olacak. Bunun ilk işaretleri de görülmeye başladı. Hükümete yakınlığıyla bilinen bir sendika olan Sağlık-Sen İzmir İl Sağlık Müdürü Mehmet Özkan’a savaş açtı. Egede Sonsöz de yayınlanan Fatih Yapar’ın haberine göre sendika yetkilileri, Mehmet Özkan’ı sağlık bakanlığına şikayet etti. Önümüzdeki günlerde benzer haberleri sık sık göreceğiz diye düşünüyorum. Söz sağlıktan açılmışken uzun zamandır sağlıkla ilgili yayıncılık yaptığımız için yakından takip ettiğim sağlık camiası hakkında izlenimlerimi de önümüzdeki yazılarda sizlere aktarmaya çalışacağım.