GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cemil DİRİM
YAZARLAR
17 Haziran 2011 Cuma

Seçimdeki doğrular ve yanlışlar…

12 Haziran'da yapılan seçim, son yıllardaki en sönük ve heyecansız seçim olarak hafızalarda yer alacak. Seçimlerden önce yazdığımız gibi birincisi günler öncesinden belli olduğu için halkın seçim coşkusu ve heyecanı yaşamasını engelledi. Beklenildiği gibi seçimler AK Parti’nin büyük başarısıyla sonuçlandı. Muhalefet partilerinin yetkilileri, tabanlarını avutmak için farklı gerekçeler ileri sürseler de mızrak çuvala sığmıyor. AK Parti, her iki seçmenden birinin oyunu alarak Türkiye’nin partisi olduğunu ispatladı.
Türkiye geneline baktığımızda, 8 yıldır iktidar olmanın getirdiği yıpranmanın AK Parti’de etkili olması beklenirken, koyduğu yüzde 50 oy hedefini yakalayarak gücünü gösterdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle yeni bir heyecan yakalayan CHP ise bir ara anketlerde oylarını yüzde 32-33 seviyesine taşımıştı.. Kılıçdaroğlu, yeni CHP söylemiyle, seçim kampanyası süresince halkın sorunlarına yönelik bir politika izledi. Halkın sorunlarının çözümüne yönelik bu söylemi nedeniyle CHP ilgi toplarken, AK Parti karşıtlarının da dikkatini çekti. Ancak aday belirleme sırasında yapılan hatalar, Deniz Baykal ve Önder Sav’a yakın isimlerin listelere konulmaması, yeni CHP söyleminin partinin laik, ulusalcı tabanında yarattığı tedirginlik nedeniyle beklediği oy oranına ulaşamadı. Özellikle Ergenekoncu ve Süleyman Demirel’e yakın merkez sağdan isimlere yer vererek tabanında kuşku yaratan CHP’nin aldığı oy yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Baykal ve Sav taraftarları olağanüstü kurultay toplama çalışmalarını başlattı.  Önder Sav’ın örgütlerdeki ağırlığı göz önüne alınırsa yeni bir kurultay sürpriz olmaz. Ayrıca merkez sağ kökenli milletvekilleri de ilk fırsatta CHP’den ayrılıp grup kurmayı deneyeceklerdir.  
Seçim süreci boyunca dikkatimi çeken bir konuda Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bariz hatalardı. Yaptığı konuşmalarda sürekli hatalı söylemlerde bulunan Kılıçdaroğlu, seçim akşamı da buna devam etti. Ya Kılıçdaroğlu danışmanlarını dinlemiyor, ya da yeterli donanıma sahip danışmanlarla çalışmıyor. Seçimlerde koyduğun hiçbir hedefi tutturamadığın halde çıkıp CHP’nin başarılı bir sonuç aldığını söylemenin başka bir izahı olamaz. O konuşmayla inandırıcılığı büyük bir yara almıştır. İyi bir hesap uzmanı olabilir ama siyasi deneyim konusunda eksiklikleri çok fazla. Zaten genel başkan olduğu günlerdeki yakaladığı rüzgarı tutarsız tavırlarıyla boşa harcadı. Kılıçdaroğlu’nun en büyük şanssızlığı da Doğan Grubu tarafından desteklenmesi. Şimdiye kadar destek verdikleri her siyasetçi gibi Kılıçdaroğlu’da kaybedenler sınıfına dahil olmuştur.

İzmir de Ne Oldu?

İzmir de siyasi partilerin aldığı oy oranlarına baktığımızda ise görünen manzara, AK Parti’nin oyunu artırması, CHP’nin birinci parti olmasına rağmen beklentisinin çok uzağında oy almasıdır. Partilerin seçim performanslarını incelediğimizde , CHP’nin İzmir de aldığı oyu değerlendirirsek karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor:
-         Genel başkan değişikliğinin İzmir’e yansıması, Baykal ve Sav yanlılarının dışlanması sonucu bu ekiplerdekilerin seçimlerde çalışmaması
-         Yerel yönetimlerden duyduğu rahatsızlık nedeniyle vatandaşın CHP’yi cezalandırması
-         İl yönetiminin belediye başkanlarıyla yaşadığı uyumsuzluk belediyelerden destek almasını engellemiştir.
-         8 ithal milletvekili adayının listelere girmesi örgütün şevkini kırmıştır.
-         Bazı şaibeli isimlerin tüm uyarılara rağmen listelere konması tabanda rahatsızlık yaratmıştır.
-         Güldal Mumcu’nun 1. sıraya koyulduğu, geçen dönemin en çalışkan milletvekili Selçuk Ayhan’ın bulunmadığı bir liste kafalarda soru işaretleri oluşturmuştur.
-         “nasıl olsa kazanırız” düşüncesi ve 10 + 10 = 20 milletvekili kazanırız iddiası örgütü rehavete itmiştir.
-         Seçim beyannamesinde İzmir’e gerekli önem verilmemiş, AK Parti’nin açıkladığı projelere karşı ciddi projelerle karşılık verilememiştir.
Bu kadar hataya rağmen CHP seçimlerden birinci çıktıysa bir grup İzmirlinin AK Parti’ye karşı önyargısının hala devam etmesi nedeniyledir. Ancak bu seçimler iyi tahlil edilip gerekli önlemler alınmazsa yerel seçim sonuçlarını kestirmek hiç zor değil.
 
 AK Parti, İzmir de oylarını ve milletvekili sayısını artırarak büyük bir başarı sağladı. Ancak alabileceği oy oranının altında kaldı. Bunların nedenlerine baktığımızda ise şunları görüyoruz.
-         Seçimlere 5 ay kala atanan İl başkanı Cihat AKAY’ın il yönetim listesi genel merkezden döndü ve toplama bir yönetim oluşturuldu. Daha takım olamadan seçim süreci başladı.
-         Yapılan temayülde yüksek oy alan Mehmet Bayındır ve benzer çok sayıda isim listeye alınmadı ve küskünlerin oluşmasına neden olundu.
-         Parti içindeki bazı ekipler mevcut yönetim ve İl Başkanı Cihat Akay’ın başarısızlığını amaçlayarak yeterince çalışmadılar.
-         İki bakanın İzmir’e gönderilmesi heyecan yarattı ama büyük bir oy artışı sağlamadı. Adaylar belirlenmeden önce yapılan anketlerde AK Parti’nin oyu zaten yüzde 33-34 aralığındaydı.  Bakanların gelişi mevcut oyların korunmasını sağladı ve 3-4 puanlık bir artış oldu. Çünkü iki bakanın gönderilmesi AK Partili olmayanlarda direnç oluşturdu.
-         Farklı güç odaklarının etkisiyle “ AK Parti’ye yolumu bulmaya geldim” diyenler onore edildi ve parti emekçilerinden bazıları küstürüldü.
-         Medya ve tanıtımla ilgili alakasız kişiler yetkilendirildi onların katkısı da medya mensuplarına dürüm ısmarlamaktan öteye gitmedi.
-         Kurulan koordinasyon merkezinde deneyimli gazeteciler yerine ilgisiz kişiler görevlendirilip, niteliksiz bülten ve fotoğraflarla gereksiz bilgi kirliliği yaratıldı. Siyasi iletişim ve medya stratejisi yetersiz kaldı, gerekli mesajlar hedef kitleye aktarılamadı.
-         Gelen bakanlar kendi ekipleri ile çalıştıkları için teşkilattan yetkililer, müteahhit, bürokrat ve korumalardan oluşan duvarı aşamadı ve bakanları doğru yönlendiremedi.
Peki hiç mi iyi şey yapılmadı? O zaman nasıl AK Parti başarılı oldu diyorsanız onları da şöyle sıralayabiliriz:
-         Milletvekili aday listesi CHP ile kıyaslandığında daha iyiydi.
-         Aday listesinin alt sıralarında olmalarına rağmen Harun Özdemir, Osman Sakman ve diğer adaylar tüm güçleriyle çalıştılar.
-         İl Başkanı Cihat AKAY görevinde yeni olmasına rağmen, çok iyi bir performans sergiledi. Teşkilata ağabeylik yaptı. CHP’den gelen onca baskıya karşı polemiğe girmedi ve ilişkileri seviyeli tuttu. Böylece CHP’yi hizmet ve proje konuşmak zorunda bıraktı.
-         İl yönetiminden Sinan Aydın, Atilla Kaya, Özer Ataç gösterdikleri çabayla bu sonucun alınmasına büyük katkı koydular.
-         Siyasi danışman Kazım Erten’de seçim kampanyalarında edindiği deneyimler ışığında kritik anlarda yaptığı doğru yönlendirmelerle olası bir hataya meydan vermedi, seçimin gizli kahramanlarından biri oldu.
-         Kadın kolları her seçimde olduğu gibi muhteşem çalıştı.
-         İstanbul’dan gelen 10 kişilik ekip koordinasyonda başarılıydı.
 
AK Parti ve CHP deki gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.
 
Not: Daha önce GENAR Araştırma’dan İhsan Aktaş’ın seçim sonuçlarına ilişkin analizini yayınlamıştık. Seçim yasakları nedeniyle seçimlere 3 gün kala biten anket sonuçlarını sizlere duyuramadık. GENAR, MHP’nin oyunu birebir bildi. Anket sonucuna göre AK Parti’nin yüzde 47.7, CHP’nin de yüzde 26.2 oy alacağı öngörülmüştü. Makul sapma değerlerinin içinde sonuçlara ulaştığı için GENAR yetkililerini tebrik ediyorum. Seçim sonuçlarına yönelik çok sayıda kişiyle girdiğim ve kazandığım iddialarda bu bilgilerden yararlandığımı da burada itiraf ediyorum.