Seçim sürecinde yakından izlemeye çalıştığım CHP İl Örgütünde aday listelerinin açıklanmasından sonra bir dağınıklık, küskünlük ve organizasyon eksikliği göze çarpıyordu. Listeye giremeyen aday adayları ile beklediği isimleri aday listesinde göremeyen örgüt mensupları seçim çalışmalarına isteksiz katılıyorlardı. Dün Büyükşehir Belediyesi’ne karşı düzenlenen polis operasyonu tüm küskün CHP’lileri bir araya getirmiş ve Aziz Kocaoğlu’nun şahsında CHP’ye sahip çıkmalarını sağlamıştır.
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, tecrübesiyle Ak Parti de tehlikeyi ilk fark eden politikacı oldu ve operasyonun zamanlamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Dünkü operasyonla ilgili görüştüğüm bazı Ak Partililer de operasyonla ilgilerinin olmadığını vurgulama gereği hissettiler. İzmir de iki bakanın aday gösterilmesi nedeniyle yakaladıkları havanın bozulacağının farkında olduklarını söylediler. İlk gün itibariyle bakıldığında operasyonun siyasi sonuçları Ak Partinin aleyhinde olacağını gösteriyor.
Dört özel savcının bir yıldır üzerinde çalıştığı iddia edilen operasyonla ilgili bilgilerin bir an önce kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor. İzmir kamuoyunda oluşan operasyonun Ak Parti tarafından CHP’yi yıldırmak için yapıldığı olgusu bir an önce açıklığa kavuşturulmalıdır.
Aziz Kocaoğlu denilince ilk akla gelen “ dürüst başkan “ imajı CHP için büyük avantajdır. 2009 seçimlerine kısa bir süre kala yazdığım bir köşe yazısında Aziz Kocaoğlu’nun benimde aralarında bulunduğum çok sayıda İzmirlinin gönlünü ve güvenini kazandığını vurgulamıştım. CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na tekrar aday göstermesi gerektiğini, onun dürüst kişiliğinin hepimiz için güvence olduğunu söylemiştim. Şimdi de yine aynı fikirdeyim.
Bence Aziz Kocaoğlu’nun asıl sıkıntısı ekibini kuramamış olması ve üst düzey bürokratlarını sık sık değiştirmek zorunda kalmasıdır. En son çare olarak üst düzey görevlere sırf onlara güvendiği için sınıf arkadaşlarını getirmiştir. Zaten iddialarda direkt Kocaoğlu değil ekibinden kişiler suçlanmaktadır. Ancak son yıllarda ekibinden bazı kişiler ile ilgili dedikodular ayyuka çıkmış özellikle eski genel sekreter Ersu Hızır ile ilgili yaşananlar bugünlerin habercisi olmuştur.
Operasyonda Ak Parti’nin parmağının olacağını düşünmüyorum. Birazcık siyasi tecrübesi olan birisi seçim sürecinde böyle bir operasyonun Ak Parti’ye zarar vereceğinin öngörebilir.
Bence asıl olay operasyonda somut bilgi ve belgelere ulaşılamazsa yaşanacaktır. Ancak böylesi büyük çaplı bir operasyonu düzenleyenler, muhtemel sonuçlarını da düşünmüşlerdir. Tersi olursa uzun süre bu konu İzmir’in gündemini işgal eder. Operasyonla ilgili yasal süreci takip edip, siyasi etkilerini değerlendirmeye devam edeceğiz.