GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
14 Eylül 2013 Cumartesi

‘Üçün biri’ siyaseti

Yazın epey uzun bölümünü Karaburun’un serin sularında kefal avlayarak geçiren, kışın yorgun yükünü tuzlu sulara bırakıp yenilenmiş/dinlenmiş ve de dinçleşmiş olarak terü taze gazetecilik sahalarına bıraktığı yerden balıklama dalan sevgili Ümit Yaldız; bana göre karada da ‘ilk kefalini’ avlamış. Tatlı tatlı konuşurken (gazetecilik deyimiyle gazlarken) havaya soktuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yumurtalarını radyo mikrofonlarının önünde pıtırcıklamış.

Balık yumurtası kıymetli ve lezzetlidir de… Tekin’in bıraktığı yumurtaların havyar olup olmadığı havyarsa bile ‘kalitesi’ epey tartışılır. Onun uzun sohbetinin her telini titretecek değilsem de… Tekin’in tartışmasız ‘berbat ötesi’ bulduğum sözü, “AKP’nin İzmir’de üçün birini alacağını” dile getirmesidir ki, bu kadar terbiyesiz bir benzetme, zatı şahanelerine pek yakışsa da zaman zaman/hasbelkadar CHP’ye oy vermiş biri olarak, şahsımın kanıma dokunmuştur. Çünkü bu sözde, sözüm ona AKP’ye hakaret ederken, ‘bizim oy verme, seçme özgürlüğümüzün üzerinde tepinme’ vardır. İzmirlinin oylarına/seçimine güvenmek başka şeydir, İzmirlinin vereceği oylar üzerinden şimdiden ‘üstelik bizim adımıza’ konuşup sosyal demokrat üsluba yakışmayan bir beyanda bulunmak başka bir şeydir.

O yüzden adama sorarlar: ‘Sen kimsin kardeşim? Kim oluyorsun da benim adıma karar verip sandıktan çıkacak sonuçlardan bu kadar emin oluyorsun? Sen ne hakla benim AKP ile CHP arasına sıkışmışlığımdan faydalanıp rakip partine ‘İzmir’de üçün birini alırlar’ diyebiliyorsun? AKP’nin nobranlıklarına, hukuksuzluğuna, adaletsizliğine ve asıl vahimi partinden ziyade sahiden de Türkiye’nin en demokrat/hoşgörülü kentine güvenerek, benim adıma CHP’ye bilet kesebiliyorsun? Hem AKP’yi, hem de ‘kendi kasasına/kesesine’ çalışmış kimi CHP’li kifayetsiz muhterisleri aynı anda cezalandıramayacağımı, bir ‘üçüncü bir yol’ yaratamayacağımı sanıyorsun?

Sen kimsin ki, bunca zamandır eleştirdiğimiz “Kararı ben veririm, sen de bana oy verirsin” temel anlayışına sahip AKP gibi, onun ‘dayatmacı/emrivaki’ tandansında davranabiliyorsun? Üstelik bu bildimcik/buldumcuk ağzı; sadece partinin seçim kazandığı yerlerde kullanabiliyorsun.
Haydi kalk git de metrekareye bi milyon aday adayının düştüğü İzmir yerine, aday adayı bile bulmakta zorlandığın illerde sıkıysa konuş böyle. Türkiye geneli için de ki mesela, ‘AKP yerel seçimlerde üçün birini alır!”  Bu ne tepeden bakış, bu nasıl bir demokratik üslup?

İzmir’e gelip rakı balık tüketimini artırmayı, olmadık kulislerde boy göstermeyi, memleket meselelerini dedikodularla soslayıp sofralarınıza meze yapmayı seçim çalışması yapmak varsayıyorsunuz ya?

Çok yanılıyorsunuz siz, çoook!

Siz daha ne Gezi’nin G’sini okuyabildiniz, ne de bu kentin ‘sol gösterirken sağ, sağ gösterirken sol vuran’ acayip sürprizli janjanlı bir yer olduğunu. Bu kent var ya bu kent; -hadi senin anladığın/sevdiğin üslupla diyeyim-  ‘üçün birini’ sepete koyup iadeli taahhütlü geri gönderir adamı, bilesin.
  

Hiçbir şey bilmiyorsanız Sayın Tekin, eski genel başkanınızın, hani hiç olmadık anda koltuğunu bırakıp gitmek zorunda kaldığında gözyaşı döktüğünüz, ‘ölen ölür kalan sağlar bizimdir’ diyerek anında ardınızı döndüğünüz Deniz Baykal’ın yani… Bir haftadır İzmir’de yaptığı konuşmalarını, üslubunu izleyin. İzmirlinin gururunu okşayarak ve temel gerçeklerden yola çıkarak, ama bizim adımıza ‘don biçme’ nezaketsizliğini göstermeden, en azından açık kapılar önünde hiçbir adayın gururunu kırmayıp kimseyi rencide etmeden AKP’yi de eleştirerek verdiği beyanları okuyun. Hiçbir zaman tasvip etmediğim eski genel başkanınızın siyasetine rağmen; geçmişte yaşananlardan ders aldığını düşündürten, şu yaman dönemde titizlikle seçtiği cümlelerinden azıcık feyz alın.

Ve allah aşkınıza gidin; mümkünse ‘seçme saçmalar’ saçaklayan öteki genel Başkan Yardımcınız Adnan Keskin’i de katıp yanınıza, kendi çöplüğünüzde çalışın/atışın biraz.
Bizi, hiç tanımadığınız İzmirlileri, tanıyanlara… Daha doğrusu bizi bize, kendi vicdanımıza bırakın.

Gölge etmeyin.

Zurnanın zırt dediği yerden çıkanlar yüzünden asfalyalarımızı attırıp bizi yanlış seçimlere, öfkeli tercihlere zorlamayın.

Rica ederim bizim sınırlarımızda konuşmayın; laf değil, iş üretin.

Biraz çalışın. Ama İzmir’de değil de, ‘üçün birini alacağınız’ bölgelerde, ‘garanti olmadığı için’ aday kabızlığı çeken illerde… ‘Bir oy bir oydur’ anlayışıyla çalışın. 

Ayarlarımızla oynayıp bi daha da ağzımızı bozdurmayın sayın Gürsel Tekin.