GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
12 Ağustos 2013 Pazartesi

‘Cahillik ve haddini bilmeme’ Sendromu had safhada

Bayramı, ne bayram ne de tatil tadında geçirmiş; dolayısıyla pazartesiye sendromsuz geçiş yapmış biri olarak kendimce teselli buluyordum ki…
Gazete sayfalarına dökülmüş ‘aklını adaylıkla yemiş/bitirmiş’ isimler; bana bildiğim bir sendromu hatırlattılar.
 
Cornell Üniversitesi’nde görevli Justin Kruger ve David Dunning isimli iki psikiyatri uzmanı, yaptıkları bilimsel araştırmalara dayanarak bir teori geliştirirler.
Bu teoriye göre, ‘cahil ve niteliksiz’ insanlar kendilerine; kendilerinden daha bilgili, kültürlü ve nitelikli insanlardan daha çok güvenirler ve toplumsal yaşamda daha çok öne çıkarlar.
İki psikiyatrist, geliştirdikleri teoriyi Cornell Üniversitesi öğrencileri arasında denerler de.
Bir sınav sonrasında deneklere ‘sınavın nasıl geçtiğini’ sorarlar.
Aldıkları cevaplar ile sınav sonuçları arasındaki çelişki, tam da iki psikiyatrın tahmin ettiği gibidir.
Sınav sorularının yüzde 10’unu bile yanıtlayamayan başarısız öğrenciler, soruların en az yüzde 60’ını doğru yanıtladıklarını (hatta iyi günlerinde bunun yüzde 70 olacağını) ileri sürerler.
Buna karşılık sınıfın en başarılı ve yanıtlarının en yüzde 90’u doğru olan öğrenciler ise ‘soruların yaklaşık yüzde 70’ini bildiklerini’ düşünürler.
En başarılıların sonuç tahmininde oldukça ihtiyatlı davrandıkları, sınıfın en başarısızlarının ise kendilerine aşırı derecede güvendikleri doğrulanmış olur. Teori, pratikle de kanıtlanır.
Bu çalışmalarıyla Harvard Üniversitesi'nin Ig Nobel'ini alan Dunnig&Kruger ikilisinin teorisine göre, özetle;
Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedirler.
Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamakta da acizdirler.
Eğer nitelikleri belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.
 
‘Dunning-Kruger Sendromu’ diye adlandırılan teorinin Türkçe karşılığı hepimizin bildiği üzre, ‘cahil cesareti’dir ki…
Bu topraklar üzerinde kendilerinden mebzul miktarda bulunur.
İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan bu şahıslar, ‘kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan asla vazgeçmezler ve asla rahatsızlık duymazlar; aksine, her şeyin onların hakkı olduğunu’ düşünürler.
Ancak unutulmaması gereken yaman çelişki de şu:
Bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı, mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. ‘Eksiler’ kariyer açısından ‘artıya’ dönüşür ve sonuçta ‘kifayetsiz muhterisler’, her zaman ve her yerde daha hızlı yükselir. Dunning ve Kruger’in tespitleriyle “Gerçekten bilgili ve yetenekli insanlarsa çalışma hayatında fazla alçakgönüllü davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler. Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler ve zaman zaman da üstleri tarafından ‘ihtiras eksikliği’ ile suçlanırlar.”
 
Sanırım bu satırları okurken aklınızdan (hem çalışma hayatınız hem de siyaseten) bir dolu yüz, bir dolu isim geçmiştir. Ortalıkta kaynayan aday adaylarının ‘en iyisini ben yaparım’ havalarından geçilmeyecek günlerde daha da sık gelecektir, eminim.
Bu teorinin bir de… Özü, “Her çalışan, iş ortamında yetersiz olduğu noktaya kadar yükselir” diyen ‘Peter Prensibi’ ayağı var ki; onu da başka zamanda değerlendiririz.
Nasıl olsa Mart 2014’e kadar uzuuuuunca bir süremiz, ‘sendrom etiketli’ bi dolu adayımız daha olacak…
İzlerken payımıza düşecek sendromları ise… Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim!