GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
30 Ağustos 2023 Çarşamba

Türk düşmanlığı çare mi?

“Endişeli modernler” dediler… “Beyaz Türkler” dediler… “Laikçi” dediler… Kimlik siyasetini inşa edenler, Cumhuriyetçi Türk kimliğini, etnisite ve din gruplarının boy hedefi haline getirdiler.

Dolaylı veya doğrudan, ırkçılık suçlamasıyla kuşatılan Türklerin adeta sabrı sınanıyor.

Şurası muhakkak ki AKP ve CHP üzerinden inşa edilen neo liberal dönemde oluşan iradenin soyutlamaya çalıştığı Cumhuriyet devrimi ardılı Türkler, Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren zihniyetin son temsilcileridir.

İdeolojiler dönemi kapanırken, Türkiye’de hem sağ hem sol, kimlik siyaseti bağlamında ideolojik diskur oluşturma imkânı buldu.

Demokrasi, insan hakları, fikir özgürlüğü ve benzeri kavramlar, olgular; Batı himayesinde solun hizmetine sunuldu.

Sunuldu da ne oldu? Kapitalistleri hiç rahatsız etmeyen o bildiğimiz sol cenah zuhur etti. Sağ cenahta AKP zaten bildiğiniz gibi…

Ortadoğu’da Batı’nın öngördüğü düzen kuruluncaya kadar bu siyasi garabet sürecek gibi…

Yeni Dünya düzeninde Türkiye’ye biçilen rolün sürdürülebilir olması, Cumhuriyet devrimini benimseyen kadroların devletten tasfiyesiyle mümkün olacaktı. Nitekim, seksen darbesiyle bu süreç başlatıldı.

Tasfiyenin ikinci aşaması, 2002’de AKP’nin iktidara gelmesiyle başladı.

Bu aşama, toplumda Cumhuriyet devrimi ardıllarının kategorize edilmesi, soyutlanmasıdır. “Beyaz Türkler, Endişeli Modernler” gibi adlandırmalar, Cumhuriyet devrimine bağlı Türkleri yalnızlaştırmayı amaçlıyor. Sünni, Alevi, Kürt gibi kimlikler öne çıkarken, “Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak” geri plana itildi.

Elbet de kırk yıldır sürdürülen bu politikaların bir sonucu olacaktı…

İşte, tam o aşamadayız. Ya Batı ile eşit koşullarda ilişkilerini düzenleyen o Türkiye gibi hareket edeceğiz, ya da biata dayalı siyasete boyun eğeceğiz.

CHP, kimlik siyasetinin getirdiklerine sahip çıkıyor. Mesela, din ve etnisite gruplarının hakları öncelikli meseleleri. AKP zaten kimlik siyasetine en başından beri sahip çıkıyor.

Önce, devlet kurumlarının yapısal çöküşü başladı. Ardından, devletin varlığının tartışmalı duruma gelmesi muhtemeldir.

Türkleri faşizme teşne olmakla suçlayan neo liberallerin desteklediği zihniyetin kimlik siyasetiyle ülkeyi getirdiği yerde kimse mutlu değil.

Türkler Ermenileri öldürdü, Türkler Rumları öldürdü, Türkler Dersim’de katliam yaptı, Türkler Kürtleri öldürüyor…

Türkler ise şaşkın vaziyette, Batı icazetli sözüm ona “insan hakları” savunucularının bu saldırılarını izliyor.

Ne umuyorlar? “Katil Türkler” diz çökecek, bu soytarılar da Türkiye’ye çökecek, öyle mi! Yaptıkları tarih okuması, ahlaksızlığın dibidir.

Gerçekten insan haklarına dayalı devlet üzerine kafa yormadıkça bu sorunlar aşılamaz. Kimliklere duyulan düşmanlık, aptallıktan öte bir anlam taşımıyor.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nda bunları mı konuşacaktık?