GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
22 Ağustos 2023 Salı

CHP’de ne oluyor?

CHP,21 yıldır iktidar olan AKP karşısında varlık gösteremiyor. Yıpranmış, tükenmiş iktidara rağmen seçim kaybetmeyi başaran ana muhalefet, tıpkı iktidar gibi her şeyi kötü yapıyor. Ve seçmen, kötülerden kötü beğeniyor.

Vasatlaşan toplumun vasat siyasetçisiyle hemhal siyaset, ülke yönetimini belirliyor. Durumun özeti budur. Nasılına gelince…

Neo liberal dönemde, gündelik hayat piyasa sığlığında yeniden örgütlenirken, bütün değerler piyasaya düşmüştü. Tüketim artık bir gösteriydi, bir varoluş biçimiydi.

Paradigma çökerken vicdan, akıl, karakter de piyasaya düşünce, vasatlığın ve sığlığın önü açıldı. Ve böylece siyaset de piyasaya düştü. Utanmasalar siyaseti Borsa’ya kote edecekler.

Hal böyle olunca, CHP’de, ilçelerden başlayan ve genel merkeze kadar uzanan yeni bir yapı çıktı ortaya. Mahalle delegesinden genel başkanlık koltuğuna kadar birbirine eklemlenen dar gruplar, siyaset pratiğini oluşturmaya başladı. Bu pratiğe göre, siyasetin ticari faaliyetten bir farkı kalmadı.

Günümüzde siyaset, gönüllülerin değil, sadece parası olanların yürütebildiği gelir sağlayıcı bir faaliyettir. Dar gelirli orta sınıfın, yoksulların falan seçmen ve üye kalabalığı yapmaktan öte işlevi yoktur.

Siyaset boşluk sevmez, seksen darbesinden sonra örgütleri boşalan siyasal partileri hızla hemşeri dernekleri, cemaatler ve işsizler doldurmaya başladı. Bu vasatlaşma ve sığlaşma, siyasetin tanımını da değiştirdi, ancak yeni tanımı yapmaya kimse cesaret edemiyor.

Elan CHP’de siyaset yapmak ve bir yerlere seçilmek, bu piyasa odaklı dolaşımın icazeti olmaksızın mümkün değil.

Nihayetinde, CHP bir sistem partisidir. Sistemde ne oluyorsa CHP’de de o oluyor. İki Atatürk, bir cumhuriyet, iki devrim, bir emek, iki sömürü, birkaç hak-hukuk-adalet attırdın mı, işte sana sol siyaset… Kavramsal olarak içleri boşaltılmış ne gam!

CHP yönetimi, özellikle ikibinli yıllarda, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesiyle mütecanis politikalar oluşturmaktan uzak durdu. Aksine, ulusalcı zihniyet tasfiye edildi. Ve CHP, AKP üzerinden inşa edilen liberal sisteme entegre edildi. Yine bu süreçte, bir kaset darbesiyle, Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geçti. Zamanı gelince de İmamoğlu’nun genel başkan yapılması muhtemeldir.

CHP’li yöneticilerin kendi arasında yaptığı “yenileşme mi, değişim mi” tartışmasının ciddiye alınır tarafı yok.Nihayetinde, CHP’de siyaset duvara dayandı, sürekli erör veriyor.

İkibinli yıllar boyunca CHP politikalarını oluşturan siyasetçiler kendi aralarında nasıl bir oyun kurarlarsa kursunlar, oyun bitti. Tıpış tıpış sandığa gidecek pek kimse kalmadı. Sokak CHP’ye tepkili.