GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
17 Mayıs 2012 Perşembe

Sayın Bakan Yıldırım'a açık çağrı

EXPO 2020…
İzmir bu hedefe kilitlendi.
Dünyanın en büyük fuarına ikinci kez adayız. 2015 fiyaskosundan sonra 2020’yi kazanmak için sözüm ona herkes seferber!
Başbakan Erdoğan İzmir’in adaylığını partisinin seçim beyannamesinde açıkladı. Melih Gökçek’in de istediği 2020 adaylığında ikinci kez İzmir’i tercih etti.
Ardından bakanlar kurulu kararı… Vali Cahit Kıraç, Yönlendirme Kurulu Başkanı…
30’un üzerinde yerel-ulusal kurum kuruluş içinde…
 
*
2015’in Yönlendirme Kurulu Başkanı Abdullah Gül’dü. 2020’ninse Vali…
Neden, nasıl diye sorduk önce. Neden Vali Kıraç’tı hükümetin tercihi?
Bakan Yıldırım açıkladı onu da. ‘Bu İzmir’in meselesi… Bir bakandan çok İzmirlilere yakışır, bizden çok onlar mesai harcar’ dedi özetle.
 ‘EXPO gibi dünyanın en büyük, en uzun soluklu fuarına talipseniz merkezi hükümet-yerel yönetim el ele, kol kola olmalı’ dedik ve 2015’te bize ders vererek 2. kez EXPO’yu kapan Milano örneğini koyduk ortaya. Ve sonra da ‘Neden Aziz Kocaoğlu değil de Vali Kıraç?’ diye sorduk. Sorduk, ama tatmin edici bir yanıt alamadık.
Sonra Yürütme Kurulu çıktı ortaya.
TFF Başkanlığı’ndan henüz ayrılan İzmirli Mahmut Özgener, kritik ve dev organizasyonun başına getirildi. Kim tarafından? Yönlendirme Kurulu Başkanı Vali Cahit Kıraç…
İTO Başkanı Ekrem Demirtaş ‘yokum’ dedi ama EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, İTB ve VOB Başkanı Işınsu Kestelli ‘varım’ diyordu Özgener’le çalışmak için.
Vali Kıraç, tam da bu aşamada Yönlendirme Kurulu’nun İzmirlileriyle mekik diplomasisi yapıyor, ‘Özgener’e ne diyorsunuz’ diye soruyordu.
Kocaoğlu’na, Demirtaş’a, Kestelli’ye ve Yorgancılar’a…
‘Yönlendirme Kurulu’nda ‘oylama yapalım’ diyenler olduysa da Kıraç, anında müdahale ederek, ‘Yok, o kadar da değil. Başkan benim’ diyerek Özgener’i açıkladı bir çırpıda.
50 milyon TL bütçeli, kentin kaderini tayin edecek uluslar arası organizasyonun başına…
Başlarda her şey güllük, gülistanlıktı.
TFF Başkanlığı sürecine ilişkin ‘şike operasyonları’ nedeniyle yıpranan, yıpratılan Özgener’e sahip çıkıyor, koltuk çıkıyor gibiydi sanki siyasi iktidar. Hatta Kıraç’a ‘Özgener adının’ bizzat Başbakan Erdoğan tarafından verildiği bile iddia ediliyordu. Daha da ileri gidilerek, ‘Özgener’in 2014’de AK Parti’nin adayı’ olduğunu ileri sürenler bile vardı.
Belki de asıl pandomima da bu yorumdan sonra kopuyordu. Özgener’in olası bir EXPO zaferinden sonra AK Parti’nin İzmir adayı olabileceği yorumu siyaseten tehlikeli, olası rakiplerin canını sıkan bir yorumdu çünkü.
*
Şu veya bu şekilde yola çıkıldı. Başlarda güllük gülistanlık olan Yürütme Kurulu’nda işler sarpa sarmaya başlamış, ‘patron kim?’ tartışmaları sık sık tekrarlanır olmuştu. Vali Kıraç’la Özgener karşı karşıya geliyor, kurullar arası sıkıntı minik gruplaşmaları beraberinde getiriyordu. Başlarda ‘küçük şeyler’ diyerek görmezden gelinen, üstü örtülen sorunlar biriktikçe birikti. Ve 3 gün önceki toplantıda bardak taştı. Kalkınma Bakanı’nın EXPO toplantısına bugün istifa eden 3 isim katılmamış, ciddi bir krizin varlığı ortaya çıkmıştı.
Mesele neydi, kim haklıydı?
İş bu noktaya geldikten sonra hiçbir önemi yok aslında.
Bizler yani İzmirli gazeteciler… Vali Cahit Kıraç’ın daha yolun başında söylediği, ‘Aman EXPO sürecine halel getirecek bir şey yazmayın, söylemeyin. Rakiplerimiz (Rusya, Dubai, Tayland ve Brezilya) bizi izliyor, her olumsuzluğu aleyhimize kullanıyor’ şeklindeki uyarısından sonra sustuk. Gördük, duyduk ama yazmadık, söylemedik.
Keşke İzmirli gazetecileri hassasiyete davet edenler, bu daveti önce kendilerine yapsaydı.
Dahası bizler, sürece zarar verecek soru sormaya bile çekinirken koca koca makam sahiplerinin incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle süreci sekteye uğratmalarını doğrusu yadırgadım, yakıştıramadım.
Bardağı taşıran damlaları biraz araştırdım.
Vali Kıraç’ın ‘Patron benim. Ben ne dersem o olur’ tavrının etkisi büyük görünüyor.
Ne de olsa Kıraç bir Vali… Kentin 1 nolu mülki amiri.
Emir ve talimat vermeye alışık. Sorun ötekilerin emir ve talimat almaya alışık olmaması…
Bana sorarsanız işin bu noktaya gelişinde her iki tarafın da kusuru büyük.
Nedenler mi? Onlar küçük…
Yok, ‘tişörtler nasıl bastırılsın, yok 12 Haziran’daki sunumda Sağlık Bakanı ne kadar konuşsun’ türünden meseleler. Dünyaca ünlü doktorumuz Mehmet Öz konuşacak İzmir adına Paris’te… Ve İzmir’in Şövalye nişanlı Avrupalısı Lucien Arkas…
EXPO’da temamız sağlık. Ve sağlık deyince akla Dr. Öz geliyor dünyada.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘geçen dönem olmadığı’ kadar işin içinde…
Sağlık Bakanı Akdağ’ın Ankara’daki sunumu Loscertales’i büyülemiş.
İnciraltı’nın bile yasası çıkmış. Daha ne olsun…
Ama olmuyor işte. Kentlerin kaderi bazen birkaç kişinin eline/diline düşüyor. Ve bazen küçük şeylerden başlayan çatışmalar bir çuval inciri berbat ediyor.
Büyük oylama 2013 Kasım’ında… Yol hala uzun ve hala çetrefilli... EXPO 2020’yi İzmir’in makus talihini değiştirecek sihirli bir değnek olarak gören ben, bu sütunlardan da olsa bu sürecin asıl patronu olarak gördüğüm Sayın Binali Yıldırım’a sesleniyorum.
Sayın Bakan, EXPO’daki krize el koyun.
Tekrarlanmaması için bir şeyler yapın.
Bu süreçte olduğunuz gibi ‘sessiz kalıp’ çatlakların büyümesine göz yummayın. Yani acilen bir şeyler yapın. Başka vali de bulunur, başka yürütme kurulu başkanı da.
Ama ‘Başka İzmir yok’ Sayın Bakan… 
Başka İzmir yok!!!