GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
16 Mayıs 2012 Çarşamba

CHP İzmir'in matematiği...

Türkiye’nin ana muhalefeti İzmir’in iktidarı CHP, tam manasıyla kurultay kongre sürecine kilitlendi. Bilhassa da yerelde iktidar olduğu, başkenti kabul edilen İzmir’de…
Üst üste toplantılar yapılırken kartlar sürekli karılıyor. Dengeler değişmeye, fotoğraf netleşmeye başladı. Fotoğrafın netleşmesinde 3 Haziran tarihinin yaklaşması kadar İstanbul kongresinin sonucunun da etkisi büyük.
Ama İstanbul kongresinde Kılıçdaroğlu’nun işaret ettiği adayın kazanmasına rağmen 200’e yakın oyun iptal edilecek şekilde kullanılması dikkat çekici... Kulisler bu oyun Gürsel Tekin’e yakın kişilerce kullanıldığını söylüyor. Ve daha dikkat çekici olan ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında uluslar arası standartlara göre en az 12 bin kişinin rahatlıkla oturabileceği salonda en çok 3 bin kişinin bulunmasıydı.
Yani genel başkanlık koltuğunda 2. yılını doldurduğu şu günlerde Kılıçdaroğlu, siyasi hayatının en boş salonuna hitap etti ya da ettirildi. Grup Başkanvekili olduğu yıllarda bile salonları dolduran bir siyasetçinin çarşaf listeye tam 1000 kişinin adaylık başvurusu yaptığı salonda sadece 3 bin kişiye hitap etmesi her açıdan manidar ve de düşündürücüydü.
Konuşmayı canlı izleyen pek çok partilinin ‘Neredeen nereye?’ sorusunu sordurduğundan eminim.
İstanbul’dan İzmir’e dönersek… Dün biraz İzmir’in şu anki fotoğrafını ortaya koyup, olası adaylar üzerinden süreci analiz etmeye çalıştık. Biraz daha netleşirsek; İzmir’de kabaca iki yapıyı görüyoruz. İlk ve en belirgin yapı Aziz Kocaoğlu ve arkadaşları…
Arkadaşları derken tabi ki Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu gibi isimlerin yanı sıra Enver Dündar, Mehmet Ali Çalkaya gibi bilinen isimleri işaret ediyoruz.
İkinci yapı ise İlçe Belediye Başkanları ve arkadaşları… Onların arkadaşları arasında fazlaca vekil yok. Mehmet Ali Susam’ın bir parça bu yapıya yakın durduğu söylenebilir.  Ama Yeni CHP yapısı tarafından tasfiye edilen eski vekillerin bu yapıya yakın durduğunu söyleyebiliriz. A. Rezzak Erten ve Bülent Baratalı gibi örgütle bağı olan eski vekillerden söz ediyorum tabi ki…
Aziz Kocaoğlu ve arkadaşlarının adayı yüzde 99 oranında netleşti. Bu isim Karşıyakalı Ali Engin… Kılıçdaroğlu’nun hemşerisi ve mezhepdaşı olduğu için yıpratılmaya çalışılan Ali Engin’in siyasi sicilinde ‘mezhepçilik’ yok. Başlarda Aziz Kocaoğlu’nun ‘mesafeli’ durduğu söylenen bu isme Başkan Kocaoğlu’nun hafta sonu vize verdiği iddiası dün kulislere bomba gibi düştü. Kocaoğlu’ndan çok ‘arkadaşlarının’ adayı olarak öne çıkan Engin’in önce Kocaoğlu ile dakikalar sonra CHP’nin 2 no’lu koltuğunda oturan Nihat Matkap ile yaşadığı telefon trafiği ve sonrasında İstanbul’da gerçekleşen Matkap-Engin zirvesi, bu yapının adayını netleştirmeye yetti. Yüzde 1’lik ihtimali neden bıraktığıma gelince… O ihtimal siyasette her zaman vardır ve sanıldığı kadar da küçük bir ihtimal değildir.
 
Nihat Matkap’ın Ali Engin’i İstanbul’a davet etmesi İzmir’de ‘genel merkezin adayı Engin’ olarak yankı buldu. Dün bana telefonla ulaşan bazı isimlerse birkaç önemli not aktardı. O notlardan en önemlisi ‘İstanbul’daki Ali’yi (Özcan) yalnız bırakan Kılıçdaroğlu’nun İzmir’deki Ali’nin (Engin) elini kaldırmaya hazır olduğu hatta bu yönde bazı çevrelerden baskı gördüğü’ yönündeydi. Tüm bu gelişmelerin ardından Ali Engin’in 3 Haziran’daki adaylardan biri olduğunu söylemek artık yanlış olmayacaktır. Kılıçdaroğlu’nun da işaretini alması halinde sandıktan çıkma potansiyeli de çok yüksektir.
İlçe Belediye Başkanları ve arkadaşları yapısına gelince…
İlçe başkanları (ki sayıları 20’yi geçti) ikinci toplantılarını Karşıyaka’da yaparken pek çoğunun siyasi sahibi konumunda olan belediye başkanları da ikinci toplantılarını Çiğli’de yaptı. Her iki toplantıda da ağırlıklı olarak ‘olmazlar’ üzerinde duruldu.
‘Nasıl bir il başkanı istiyoruz?’ ve ‘Nasıl bir il başkanı istemiyoruz?’ sorusunun etrafında dönen toplantılarda şu ana kadar öne çıkmış bir isimden söz etmek mümkün değil.
Ama olmazlar belli... Alaattin Yüksel’in işaret edeceği aday ile mevcut il başkanı Tacettin Bayır… Bayır ve Engin’in bu yapıda istenmeyen aday ilan edildiğini söyleyebiliriz.  
Ama Nihat Maktap’ın yardımcısı PM Üyesi Levent Eyipişiren’in bu yapıda bir adım önde olduğunu söylemek şimdilik yanlış olmaz. Her ne kadar toplantılarda açıkça adı zikredilmiyor olsa da bazı eski ve yeni vekillerin şu anda A planı olan Eyipişiren, İzmir’in il başkan adayı olmaya yakın görünüyor.
Karşı yapının adayı önemli ölçüde belirlendiğine göre bu yapının adayının da netleşmesi birkaç günü bulmayacaktır. Burada Eyipişiren’in en büyük handikabı İzmir’e bir parça ‘ithal’ durması… Eyipişiren ile Engin’in yarışacağı kongrede siyasi hayatının tamamını İzmir’de geçirmiş Ali Engin’in ‘yerli’ kozunu oynaması mümkünken kent siyasetinde geçirdiği fiili zaman ve fiziksel temas açısından Eyipişiren biraz daha dezavantajlı görünüyor.
Her ne kadar Ali Engin’in ‘delege’ olduğu Karşıyaka bile Eyipişiren’i destekleyecek gibi görünse de genç siyasetçi Eyipişiren’in Ali Engin karşısında kazanacak aday olduğunu söylemek biraz zor…
Burada Kılıçdaroğlu’nun nerede duracağı da önemli… Kılıçdaroğlu’nun kazanacak isme oynayacağı tahmin edilse de bazı çevrelerden gördüğü baskı nedeniyle Kılıçdaroğlu’nun da hemşerisi Ali Engin’i destekleme ihtimali güçleniyor. Kılıçdaroğlu’nun da safını belli etmesi İzmir’deki süreci netleştirse de O işaretin bir aday için ‘avantaj mı yoksa dezavantaj mı’ olacağı sorusunu netleştirmiyor. Çünkü İzmir’in siyasi geçmişi genel başkanlara ders veren kongrelerle dolu. Dün de altını çizdiğimiz ‘bireysel ikbal beklentisi ya da koltuk korkusu’ bu kongrenin en temel belirleyici faktörü olacak.
Dünkü ‘İlçe Başkanları’ toplantısında altı çizilen noktalardan birinin adayın İzmir örgütünden çıkarılması olduğunu öğrendim. İsimden çok profil üzerinde duran ilçe başkanları, ‘İlçe Başkanlarına profil fabrikasındaki kalfa muamelesi yapmayacak bir il başkanı olsun ama aynı zamanda da örgütten gelen bir isim olsun’ diyorlar açıkça. Zaten bu söz kimlerin olmazlar listesinde olduğunu ortaya koyuyor. Adaylığını resmen açıklamaya hazırlanan Tacettin Bayır’ın özellikle civar ilçelerde destek bulduğu ancak metropolde sorun yaşadığını not ettikten sonra İzmir’deki yapıların matematiksel karşılığına bakalım.
 
Kozmik bazı çalışmaların ardından delegenin durumuna ilişkin matematiksel hesaplar şöyle:
Başkan Kocaoğlu ve arkadaşları yarışa en az 250 delegeyle başlıyor.
İlçe Belediye Başkanları ve arkadaşlarının durumu ise 300’e yakın.
Delege oldukça politize ve de sahipli… 100’e yakın delege ortada. Aziz Kocaoğlu ve arkadaşlarının avantajı delegelerinin büyük ölçüde tek parça olması… Karşı yapının dezavantajı da tam olarak bu noktada başlıyor. Çok sayıda ilçe ve belediye başkanının özellikle de aday belirleme noktasında hatta kurultay salonunda listeleri gördükten sonra ayrışma ihtimali söz konusu.
Bornova, Balçova, Kemalpaşa, Buca, Gaziemir gibi metropol ilçeler Kocaoğlu ve arkadaşlarına yakın kabul edilirken, Konak’ın her iki yapıda da eşit mesafede olduğu varsayılıyor. Bayraklı’nın fireli olacağı, Narlıdere-Güzelbahçe’nin tavrının henüz netleşmediği gibi tespitlerin yanı sıra Urla, Selçuk, Menderes, Bergama, Kınık, Ödemiş gibi önemli ilçelerin ‘Belediye Başkanları ve arkadaşları’ yapısına sadık olduğu vurgusu yapılıyor. Tabi ki her iki yapının avantajları kadar dezavantajları da var. Özellikle adayların resmileşmesi halinde daha da netleşecek tabloyu önümüzdeki günlerde irdelemeye başlayacağız. Keza bazı güçlü potansiyel adayların süreç içindeki tavrı dengeleri değiştirecek gibi görünüyor. Yücel Özen’in Tire, Selçuk, Torbalı hatta Urla örgütlerinde karşılık bulması, Rıfat Nalbantoğlu ve Sadat Uzunbay gibi Konak örgütündeki etkinliği Selçuk Ayhan’ın Bayraklı-Konak-Karşıyaka’daki karşılıkları biliniyor. Balçova’nın az ölçüde fire vereceği, Çiğli’nin de tam manasıyla blok olmadığı vurgusu yapılırken matematiksel hesaplarda iki yapının da aslında birbirine çok yakın olması 3 Haziran’daki rekabetin boyutunu ortaya koymaya yetiyor.