GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Mayıs 2012 Çarşamba

AK Parti ve CHP’nin İzmir senaryoları!

Hem iktidar hem de muhalefet partilerinin İzmir teşkilatları bir ay sonra sandık başında.
İl başkanlarını seçecekler. Gerçi AK Parti kongresine ‘seçim’ demek biraz zorlama olur ama yine de resmi olarak öyle tarif edilecek.
CHP kulisleri aday kaynıyor. Tartışılan isimleri alt alta yazdığınızda sayı 30’u buluyor.
Hesaplar yapılıyor, adaylar, ekipler bileniyor.
2014’te yüzde 90 adayım diyen Büyük Başkan Kocaoğlu il kongresine müdahil olacak mı?
Genel Merkezin tavrı, işareti ne yönde olacak? Adayı kim olacak?
İlçe başkanları ve belediye başkanları hangi hamlelerin içinde yer alacak?
Yeni CHP anlayışının tasfiyeci bakışı sürecek mi?
Tüm bunlara ilişkin senaryolar yazılıyor.
Kocaoğlu’nun il kongresine müdahil olma ihtimali bana göre yüzde 1 milyon!
Sadece ‘adayım’ çıkışı bile bunun için yeterli. Ama yürüyen Büyükşehir çete/örgüt davası ve 2014 öncesi artması beklenen siyasal baskıda örgüt desteğine duyulan ihtiyaç bunu zorunlu kılıyor bir yerde de.
Kocaoğlu müdahil olacak ama nasıl? Bilindik ekibinden birini mi önerecek yoksa daha geniş kapsamlı düşünüp örgütü ve kamuoyunu tatmin edecek bir kimlik mi bulacak?
Genel merkezin duruşu muğlak. Özellikle de genel başkanın ‘taraf’ olması beklenmiyor. Ama Ankara’daki birkaç ismin İzmir’e müdahil olmak isteyeceği muhakkak…  
Gürsel Tekin ve Nihat Matkap gibi isimlerden söz ediyorum.
Yeni CHP’nin tasfiyeci anlayışı ne yazık ki sürüyor. Kritik bir eşikten geçen ve her ferdine ihtiyacı olan CHP yönetimi, son 18 yıla ait izleri silmek konusunda kararlı.
Genel merkez bu konuda biraz itidalli davransa da İzmir’deki kraldan fazla kralcıların gündemindeki en öncelikli madde eski yapının izlerinin tamamen silinmesi…
Ve tabi ki ilçe kongrelerinde yer yer dışa vurulan sancılar var. Mezhepsel ve etnik açıdan da sürecin iyi okunması gerekiyor.
İlçe belediye başkanlarına gelince…
Yüzde yüz aday çıkaracaklar. Kapalı kapılar arkasında toplantılar başladı. Hatta Ankara’ya kadar gidip ‘aday profili’ üzerinde uzlaşı arayacaklar.
İlçe başkanlarının bir kısmı da il başkanını belirleme konusunda istekli. İsimleri belediye başkanlarından sonra anılsa da il kongresinde bağımsız bir tavır alacakları yönünde sinyaller alıyorum.
Kulislerdeki isimlere gelince… Ali Engin, Hüseyin Saygılı, Levent Eyipişen, Erdal Karademir, Hüseyin Mutlu Akpınar, Cihan Türsen, Ülkümen Rodoplu, Kazım Umdular, Mehmet Şakir Örs, Yücel Özen, Kemal Karataş, Hatice Tatlı, Türkan Miçooğulları, Yüksel Demirsoy, Selçuk Ayhan, Rıfat Nalbantoğlu, Ahmet Ersin, Sedat Uzunbay, Nevzat Kavalar, Ertam Özen, Yekta Varnalı, Tacettin Bayır…
Liste uzayıp gidiyor.
 
AK Parti’ye baktığımızda ise durumun çok da farklı olmadığını görüyoruz.
Kulislerdeki aday patlamasına her gün yeni isimler ekleniyor.
Son isim Abdurrahman Çabuk. MÜSİAD’dan…
İsmail Karaduman da suyun öbür yanından…
 
Ankara’nın duble temayülüyle darmadağın olan İzmir teşkilatında milletvekilleri dahil herkes olan biteni anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyor.
Ki doğru yerde konumlanabilsinler.
İkiye hatta üçe bölünen AK Parti teşkilatının bir kanadına göre Ömer Cihat Akay defteri kapandı. Kapanmasa başka illerde hiç yapılmayan temayül için İzmir’e iki kez gelinmezdi.
Bu konuya daha itidalli yaklaşan bir diğer gruba göre Akay hala en güçlü aday.
 
İl Başkanı Akay neden bu denli tartışıldı? Yerine gelecek ismin belirlenmesinde kimler ne gibi rol oynayacak? Milletvekillerinin bu süreçteki rolü ne olacak? Başka hesaplar, senaryolar var mı? Harıl harıl bu soruların yanıtları aranıyor şimdilerde.
 
Akay’ın neden tartışıldığı konusu tam bir muamma… Çeşitli rivayetler var ama ciddiye alınacak boyutta değil. Olsa olsa ‘siyasetendir’ diyesi geliyor insanın. Belki de yanıtı 2014 projeksiyonunda aramak gerekiyor. Sadece yerel seçim boyutuyla da değil Ankara’daki tepişme senaryolarını da işin içine katmak gerekiyor belki de. Başbakan Erdoğan’ın bir şekilde köşke çıkacağı düşünülürse ikinci adamın kim olacağı sorunun yanıtında teşkilatların rolü büyük olacak. Erdoğan’ın İzmir’in de içinde bulunduğu büyük illeri kişisel rezervine alması, ‘Son sözü ben söyleyeceğim’ demesi olasılıkları arttırıyor.
Akay’ın da Erdoğan’ın Manisa’dan Bursa’ya kaydırdığı Arınç’ın ‘kefaletiyle’ yola çıkması bu senaryoya göre ciddi sorun olabilir. Son seçimde İzmir’i siyaseten Gül’ün tekelinden alan Erdoğan’ın Meydanı Arınç’a bırakmak istemediği yönünde teoriler, tezler ortaya atılıyor çünkü. İl meselesinin de bu nedenle biraz çıkmaza girdiği belirtilirken Erdoğan’ın İzmir teşkilatının başına ‘daha yakın bir ekip arkadaşını’ getirme olasılığından dem vuruluyor.
Dedik ya kulisin, senaryonun haddi hesabı yok!
Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem’in Başbakan Erdoğan’la masaya oturmadan önce hazırlık yaptığı, Erdoğan’ın tüm bunlardan haberdar olmadığı yönündeki tez bizzat İzmir Koordinatörü Mehmet Erdem tarafından çürütüldü.
‘Başbakan’ın uçak sinekten bile haberi var. İzmir’de olanları da biliyor’ diyen Erdem kafaları biraz daha karıştırdı.
Merkez sağın efsane bakanlarından yazarımız Ekrem Pakdemirli’nin oğlu Bekir’in Binali Yıldırım tarafından ‘ısrarla’ desteklenmesini de bu kapsamda değerlendirebiliriz. Ya da 2014’te İzmir adayı olmaya hazırlanan Yıldırım’ın teşkilatı da yanına alma senaryosu olarak da görebiliriz.
‘Yıldırım’dan habersiz adım atmam’ diyen genç siyasetçinin en büyük sorunu teşkilata yabancı oluşu… Tam da burada Başbakan’ın Karadeniz ekibinden Uğur Türkan giriyor devreye… Teşkilatın içinde doğan Türkan, ikinci temayülün de ikincisi…
Teşkilata yabancılık konusunda en şanssız isimse Avukat Murat Unganer. İstanbul bağlantılı Unganer’in RP/SP çizgisinden gelişi de yerel seçim sürecinde bir sorun gibi görülüyor. Ancak Erdoğan’ın İzmir’in göçmen popülasyonu üzerinden balkanlar ve adalar konusunda uzman olan Unganer’i tıpkı Akay’ı atadığı gibi atama olasılığı halen var.
Milletvekili Rıfat Sait’in desteğiyle biraz eli zayıflamış olsa da İstanbul’daki güçlü bağlantıları Unganer’i sürecin iddialı adaylarından biri yapmaya yetiyor.
Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Gül’ün eniştesi Mehmet Tekelioğlu’nun özellikle kadın kolları üzerinden bastırıp son temayülde Nazmi Kalyoncu’yu yazdırmaya çalıştığı da biliniyor.
Teşkilatın içinden çıkmış kıdemli vekiller Ali Aşlık ve Aydın Şengül’ün de A, B ve C planlarıyla yürüdükleri de biliniyor. Ayrıca daha kıdemsiz vekillerinse süreci yorumlayıp doğru yerde pozisyon almaya çalıştıkları da…
Milletvekilleri bugün Ankara’da… Teşkilat başkanıyla İzmir’i konuşacaklar. İlçe başkanları tedirgin… Ankara’ya gitmek için hazırlar. Randevu alır almaz başkentin yolunu tutup, A olmazsa B demeye hazırlanıyorlar.
Potansiyel adaylardan Bülent Delican, sessiz ama derinden yürüyor. Her an bir sürpriz de o yapabilir.
Ve son senaryo… Bu süreçte adı geçen tüm il başkan adayları tek potaya sokulacak. Ve listenin başına içeriden ama bir o kadar da bu sürecin dışında bir isim getirilecek. İçinden en az 10 il başkanı çıkacak bir yönetimle 2014’e hazırlanılacak.
Buraya kadar her şey tamam… Ama Başbakan Erdoğan’ın kafasındakini bilen yok. Her an yapılan tüm hazırlıkları çöpe atıp, ‘İl başkanı şu’ diyebilir.
 
Not: İzmir teşkilatının önüne 2. temayülde sürpriz bir şekilde konulan Av. Murat Unganer’e ilişkin Ege Tv’deki Söz Meclisten İçeri programında bir yorum yaptım. Yaptığım yorum Unganer isminin Arınç’a götürülüşünde rol oynayan ismin Başbakan Erdoğan’ın İzmir’e geldiğinde evinde/çiftliğinde kaldığı Hamdi Boyacı olduğu yönündeydi.
Programın hemen sonrasında Boyacı aradı. Ve küçük bir düzeltme yaptı. Unganer’e ilişkin dosyayı Arınç’a götürenin kendileri olduğunu doğrulayan Boyacı, “Ancak Avukat Unganer bize geldi. 3 milletvekilinin kendisine destek verdiğini ama kendisinin Bülent Bey’den  habersiz adım atmak istemediğini söyledi. Allah Muhammet aşkına bu CD’yi Bülent Bey’e verin’ dedi. Biz de ‘elçiye zeval olmaz’ diyerek o dosyayı Bülent Bey’e sunduk. Ancak ondan ‘İzmir’de değişiklik düşünmüyoruz’ şeklinde bir yanıt aldık. Zaten sonrasında avukat beyin başka kaynaklar üzerinden de çalışma yaptığını öğrendik. Yani avukat beyi desteklemediğimiz yönündeki bilgi eksik ve doğru değil” dedi. Akay’ın gelişinde de etkin bir rol oynadığını bildiğim Hamdi Boyacı’nın aktardığı bu not önemli…