AK Parti İzmir’deki il başkanlığı yarışı acayip bir hal aldı. Sözüm ona 9 Haziran’da ‘seçim’ yapılacak. Ama genel merkezden her gün bir açıklama…
‘Daha karar vermedik. Kiminle devam edeceğimiz belli değil’
Ömer Cihat Akay Ömür Kabak’ın yerine atandı. 2 yılı aşkın süredir İzmir teşkilatının başında…
Kritik bir genel seçim süreci yönetti. Yüzde 37’lik sonuç bir başarıysa, bu başarıda onun da payı vardır. Dışarıdan bakıldığında idaresi fena değil. Koltuğu dolduruyor yani.
Biz öyle görüyoruz ama teşkilattan yükselen çatlak sesler bir türlü kesilmiyor. CHP gibi medyayla paylaşma geleneği olmadığı için ‘içeride ne olursa’ anında Genel Merkez’de… Doğru/yanlış onlarca dosya, faks, telefon…
Ankara’nın yolları da teşkilat mensuplarınca bilhassa adaylarca aşındırılıyor.
İl Koordinatörü Mehmet Erdem Aydın Milletvekili. Son bir yılda değişen üçüncü koordinatör! İzmir-Aydın çevre yolundaki AK plakalı araç sayısında son iki ayda patlama yaşanıyor. Rapor rapor üstüne…
Haliyle Genel Merkezin de kafası karışıyor. Peki, bu tablo AK Parti için yeni mi? Kesinlikle değil. 10 yıldır değişmeyen tablo hatta. Ali Aşlık’tan, Aydın Şengül’e, Ömür Kabak’a kadar tüm il başkanları için onlarca dosya, yüzlerce iddia... Hatta son il başkanı Kabak’ın gönderilmesinde bile içeriden yapılmış bir enformasyonun rolü olduğu söylendi, yazıldı, çizildi. Akay’ın oturduğu koltuk önemli... 2014 seçimlerine giderken daha da önemli... İlçelerdeki adayların ve meclis üyelerinin tespitinde kritik bir nokta her şeyden önce... Genel seçimdeki temayül yoklamalarında bile bazı adaylar lehine müdahil olduğu iddia edilen Akay’ın 2014’te aynı gücü yönetmesi istenmiyor olabilir.
Kim tarafından? Tabi ki en başta o gücü yönetmek isteyenler tarafından.
Tüm bunların üzerine iktidar-sermaye ilişkilerini de ekleyin. Kentin icracı bakanlarına yakın olmak isteyen zümreyi… Akay’ın koltuğunun ağırlığı daha da katlanacaktır.
Tüm bunlara ilçe kongreleri sürecindeki krizleri ekler, milletvekili dengelerinde Akay’ın bulduğu karşılığı da düşünürsek yaşanan kaotik duruma anlam vermeniz biraz mümkün hale gelir. Başından bu yana söylüyoruz. Kim ne derse desin… Milletvekili listelerinde 4 tane il başkanı varsa ister istemez teşkilat yönetiminde bazı sorunlar çıkacaktır.
Ama asıl iddia Akay’ın şu ana kadar vize alamama nedeninin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan kaynaklandığı yönünde… Başlarda kulak asmadığım bu iddia bugünlerde kentin her noktasında konuşuluyor. Bakan Yıldırım’ın İl Başkanlığı koltuğu için Bekir Pakdemirli isminde ısrarcı olduğu hala söyleniyor. Üstüne üstük Bakan Yıldırım’ın 2014’te İzmir adayı olma ihtimali giderek güçleniyor. Ve de Ömer Cihat Akay’a şu ana kadar en net ve en büyük destek Manisalı Bülent Arınç tarafından verdi. Hükümet dengelerinde Bursa’ya gönderilen potansiyel Cumhurbaşkanı adayı Arınç…
Tüm bunları dikkate alıp durup düşünmek, dengelere bir daha göz atmak gerekir.
Ama bu kadarı da fazla…
Genel merkez yöneticilerinin gün aşırı medyaya demeç verip, ‘Akay’ın adaylığı kesin değil. Hala düşünüyoruz’ demesi yanlış. Kenti iki yıl emanet ettiğiniz, 5 trilyon bütçeli koskoca genel seçimi yönettirdiğiniz bir isme bu kadarı yapılmaz, yapılmamalı.
Genel merkez yöneticilerinin her açıklamasıyla biraz daha tartışmalı hale geliyor Akay, güç-itibar kaybediyor. Adeta pas pas ediliyor siyaseten… İl başkanını bu derece yıpratmanın kime ne faydası olduğunu anlayabilmiş değilim doğrusu… İki yıllık performanstan memnun değilseniz çıkar bunu usulünce söylersiniz. O da ona göre gardını alır.
Memnunsanız da açıklarsınız, bu kadar kişi il başkanlığı rüyasıyla Ankara’ya, Aydın’a, ilçe teşkilatlarına kadar gidip mekik diplomasisi yapmaz. Akay’ın durumuna üzülmedim desem yalan olur. Bazı eksikleri, kusurları olabilir. Ama bu kadarını hak ettiğine inanmıyorum.
Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem ve İl Koordinatörü Mehmet Erdem’in demeçlerini okudukça İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 2008 sonu, 2009 başında düştüğü durum geldi gözümün önüne. Hani Baykal’ın sık sık İzmir’e gelip binlerce kişinin huzurunda ‘küçük bir işaret’ bekleyen Aziz Başkan’ın gözünün içine baka baka yaptığı o konuşma...
İzmir’in adayı nasıl olacak?
Bıyıklı mı bıyıksız mı, kadın mı erkek mi, uzun mu kısa mı?
Birkaç ay süren bu Çin işkencesi neyse vize bekleyen Akay’ın durumu da o dur şu anda…
*
Aziz Başkan o sancılı dönemin sonunda aday gösterilmeyi/olmayı başardı. Akay’ın da aday gösterilmesi hala yüksek ihtimaldir. Ama maruz kaldığı muamele şık ve etik değil. Sürecin bu derece sulandırılmasından sonra ister istemez Akay’ın çizildiğini düşünüyorsunuz.
Ömer Bey’in yönetimindekiler bile bu ihtimali konuşuyor son günlerde.
Bu kadar pas pas edildikten sonra Akay’ı atasanız ne olur atamasanız ne…?
Tabi ki asıl yanlış kongrelere bu denli müdahale ederek, delegeye ‘noter’ muamelesi yapmakta. İlçelerden hatta beldelerden başlayarak tüm kongrelere müdahil olundu. Şimdi sıra illerde… Önce genel merkez il, ilçe başkanlarını seçecek. Sonra da onlar genel merkez yönetimini… Yani seç beni, seçeyim seni… İleri demokrasi dedikleri bu olsa gerek.
Bazı ilçe kongrelerinde Akay’ın Genel Merkeze rağmen ortaya çıkan adaylara hitap şekli kayıtlarda: “Bizim yani genel merkezin adayı filancıdır” diye üstüne basa basa, altını çize çize konuşan Akay, bugünkü tabloya belki bu yüzden isyan bile edemiyor.
*
Şimdilerde Ankara’nın yeni bir aday hazırlığı içinde olduğu konuşuluyor.
Sürpriz bir aday… Tıpkı 2 yıl önce herkes için sürpriz olan Akay gibi…
Bir başka senaryo ise Başbakan Erdoğan’ın İzmir, İstanbul gibi büyük kentlere şahsen karar vereceği yönünde. Genel merkez yöneticileri dosyalarını o yüzden alternatifli hazırlıyor.
Başbakan ‘Akay olmaz’ derse masanın üzerine hemen yeni bir isim koyacaklar. Kimilerine göre Ulaştırma Bakanı ve İzmir’in siyasi ağabeyi Binali Yıldırım’ın gönlü başkasında…
Kimilerine göre en güçlü aday medyada şu ana kadar en az yer bulan ya da hiç bulmayan bir isim… Mesela Uğur Türkan…
Ömür Kabak’ın ‘seçildiği’ bir önceki kongrede Erdoğan’ın işaret parmağıyla salonda adaylıktan çekilen Aliağa Eski İlçe Başkanı, İl Genel Meclisi Eski Grup Başkan Vekili Türkan’a ‘itaatinin’ ödülü verilecek.
O gün Erdoğan’ın kaş/göz hareketiyle çekilen Türkan, Başbakan Erdoğan’ın Karadeniz ekibinin İzmir’deki önemli aktörlerinden biri. 2014’te çarşı karışabilir. Erdoğan’ın büyük illere şahsen karar verme isteğinin altında olası bir teşkilat karmaşasını önleme düşüncesi yatabilir. Erdoğan İzmir’i yeniden Karadenizlilere emanet etmek isterse Dursun Ali Özkan ve Bülent Delican gibi isimlerin de önü açılabilir.
Ama hiçbir şey olmamış gibi Ömer Cihat Akay’a vize de çıkabilir.
**
CHP Bornova kongresi sonrasında kaleme aldığım yazı ortalığı karıştırmış. Biraz zülfiyare dokunduysak bunun nedeni Türkiye’nin sağlıklı bir demokrasiye kavuşmasında CHP’nin oynadığı kritik rolü önemsememizdir. CHP o rolü ne kadar iyi oynarsa, demokrasi o kadar sağlıklı işler. Yoksa bugünün CHP’si gibi iktidarın en büyük sigortası olmaya devam ederse vay ülkenin haline…
Yazının Bornova kongresine dönük bölümlerine ise Okan Karlıdağ’dan bir itiraz geldi. Yüzer-gezer diye tabir ettiğimiz çoğunlukla Başkan Kamil Okyay Sındır’a yakın gruplarla asla pazarlık etmediğini zaten toplamda 40 kişi olan bu grubun 29’unun Ertürk Çapın üzerinden Enver Dündar’a oy verdiğini dile getiren Karlıdağ, bu iddiasının görüntülerle de sabit olduğunu söyledi.