GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Temmuz 2022 Cuma

Plastik Çorba Vakfı!

Şimdi bu başlığı okuyanlardan bizi tanıyanlar yeni bir gastronomik şenlikten söz etmediğimi hemen anlayacaklar. Bu başlığı okuyan “bazı gıda sanayicileri”, “bir miktar plastik sanayicileri” ve onların kurumsal iletişimcileri ve de yöneticileri nasıl olur da bu yazıyı “görünmez kılarız” ın peşine düşecekler. Elbette yapay zeka ile böyle yazıları arama motorlarında en dibe attırmak mümkün ama artık bilimsel olarak kanıtlanmış olan plastiklerin büyük gıda şirketleri eliyle insanlığa çatır çatır yedirilmekte olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu durum.

Evet Plastik Çorba Vakfı! Plastic Soup Foundation! Hemen çağrımı yapayım: Olanakları el veren bu vakfa destek olsun…

Vakıf; “Plastik çorba tsunamisini bir an önce durdurun” diye yola çıkmış. “Bunu başaramazsak, gelecek nesillere korkunç bir plastik veba bırakıyoruz” diyorlar.

Vakıf 'tek konulu' bir çevre kuruluşu. Amaçları da plastik kirliliğini kaynağında durdurmak. Bu misyonun bir parçası olarak, sektöre ve hükümetlere yetersiz kaldıkları yerlerde sesleniyorlar. 
Ayrıca plastik ve insan sağlığı arasındaki ilişkiye de özel bir önem veriyorlar. 

Plastik Sağlığı Zirvesi düzenlemişler. Mikroplastikler ve plastik atıkların sağlığa etkileri ile ilgili kampanyalar yapıyorlar. Çocukların gelecek olduğuna inandıkları için yaptıkları her şeyin temelinde eğitim olduğunu dile getiriyorlar. 

Şunu kabul ederek yola çıkmışlar: Biz insanlar, plastik kirliliğinin kaynağıyız; plastik çorba kendi kapımızın önünde başlar. 

Vakfın Amsterdam Özgür Üniversitesi ile yaptığı son çalışma yine korkunç sonuçlar içeriyor. Bazen bu “korkunç” sözcüğünü yazmaktan sıkılıyorum. O kadar sık yazılmaya başlandı ki, içi boşalmış gibi geliyor. Haberi okuyun hak vereceksiniz bu sözcüğü kullanmış olmama… 

“Hayvansal ürünlerin dörtte birinde plastik parçacıkları var” 

Hollanda'da yapılan bir araştırmada et ve süt ürünlerinin yüzde 80'inde plastik parçacıklarına rastlandı. Amsterdam Özgür Üniversitesi tarafından yürütülen çalışma, gıda zincirinde mikroplastik kirlenmesinin boyutlarını gözler önüne serdi. Çalışmada, Hollanda'da insan tüketimine yönelik üretim için yetiştirilen yaklaşık 3,7 milyon inek ve 11,5 milyon domuz, 1 milyon koyun ve 330 bin keçi olduğu ve bunların yem, su, hava gibi yollarla plastik parçacıklarına maruz kalabildiği belirtildi. Daha önce benzeri yapılmamış pilot çalışmada, Hollanda'daki çiftlik hayvanlarından alınan örnekler plastik parçacıkları varlığı açısından tarandı. Yapılan deneyler, plastik parçacıklarının yemlerde, bu yemlerle beslenen hayvanlarda ve bunların her türlü ürününde saptanabilir konsantrasyonlarda bulunduğunu gösterdi.

Çalışma küçük ölçekli olduğundan geniş kapsamlı değerlendirmeler yapmaya veya hangi mikroplastiklerin en yaygın olduğu hakkında sonuçlar çıkarmaya uygun değil. Ancak araştırmacılar bunun bir başlangıç noktası olacağını ifade ediyor.

Araştırmada hayvan yemlerinden, bunlarla beslenen hayvanların kanından, sütünden ve etinden örnekler alındığı belirtiliyor. Sonuçlar ise endişe verici. Araştırmacılara göre toplamda her 5 örneğin dördünde (yüzde 80) en az 1 plastik türünün belirgin miktarlarda bulunduğu tespit edildi.

“İşlenmiş yemlerin tamamı mikroplastikler içeriyor”

Taze yem örneklerinde mikroplastiklere rastlanmazken, pelet ve ufalanmış yem örneklerinin tamamında (yüzde 100) en az bir çeşit plastiğe rastlandı. İnek ve domuz kan numunelerinin tamamında da mikroplastikler bulundu. Alınan süt numunelerinin yüzde 72'sinde, et numunelerinin ise yüzde 75'inde en az bir tür plastiğin belirgin miktarlarda bulunduğu da ifade edildi.
Eskiden her Hollanda ziyaretinden peynir dolu çantalarla dönerdik. Şimdi bu döviz kurları ile gitmesi pek kolay değil, gitsem peynir alır mıyım? Asla!

Hayvanlar, yaşam ortamlarında yem, hava ve su yoluyla maruz kaldıkları plastik parçacıkların en azından bir kısmını bünyelerinde biriktiriyor. Bazı süt ve et ürünlerinin de mikroplastikler içerdiği biliniyordu, ancak bunun plastiğin hayvan vücuduna çeşitli yollarla girmesinin mi yoksa bu ürünlerin işlenmesi veya ambalajlanmasının bir sonucu mu olduğu bugüne kadar yeterince araştırılmış değildi. Son çalışma ise yutmanın hayvansal ürünlerdeki mikroplastik miktarının önemli bir belirleyicisi olduğunu gösterdi.

Toksikoloji verileri detaylı bir şekilde ortaya koyulana kadar bu çalışmada gözlemlenen mikroplastik konsantrasyonlarının insan sağlığı için tehdit oluşturup oluşturmadığı konusunda bir şey söylemek mümkün değil. Ancak araştırmacılar bu çalışmanın maruziyetin kapsamını ve bununla ilişkili olabilecek riskleri daha detaylı araştırmak için itici bir güç sağlayacağını düşünüyorlar. 

Plastik Çorba Vakfı’nın destekçisi olarak bundan sonra da edindiğim bilgileri paylaşacağım. Bu arada vaktiniz varsa Reuters Haber Ajansı’nın gıda devleri ve plastikler konusunda pek yakında yaptığı araştırmayı okuyun derim.