GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
3 Haziran 2022 Cuma

Sentez

Çarşamba akşamı dostlarımızla beraber AASSM’nin olağanüstü akustiğinde nefis bir “Sentez” in tanığı olduk…

Sevgili kardeşim Akgün Çavuş’un projesinde dansların ve klasik müziğin sentezinden oluşan akış klasik baleden, Latin danslarına, modern danstan, halk danslarına kadar farklı eserlerin yer aldığıı renkli bir “Sentez” e bizi taşıdı. Şef Tulio Gagliardo Varas... Burcu Sürmeli Borovalı'nın koreografisi ve Tolga İyiuyurlar'ın bale koordinatörlüğünde İzmir Devlet Opera ve Balesi dansçılarının sahne aldığı gece ruhumuza çok iyi geldi...

İlk bölümde Libertango başta klasik eserlere tanık olduk. İkinci bölümde ise Türk bestecilerin eserlerinde Anadolu ezgilerine ulaştık. Ama finaldeki Harmandalı ve Damat Halayı’nı modern dansçılardan izleyince bir kez daha Büyük Atatürk’e minnet duydum. Ve ortaya bu siyasi-sanat yazısı çıktı.

***

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yapılanmaya başlanankültürel reformların içinde müzik reformunda da kaynak, Türk halk kültürüydü. Bu kültür bin yılların birikimi olarak ve gelmiş geçmiş onlarca uygarlığın bakiyesi halinde Anadolu’da yaşıyordu.

Kuşku yok ki halk kültürümüzün önemli parçası türkülerimiz ve halk oyunlarımızdı.

İçinde birçok farklı kültürel kimliği barındıran, yerel özellikler taşıyan, köy ve kırsallarda doğan halk müzikleri, ulus devletler için her zaman önemli bir dayanak oluşturmuştu.

Yeni müziğimizde Türk halk müziği, Türk kimliğinin önemli bir temsili olarak görülürken, Klasik Batı müziği ve halk müziğinin bu yeni müziğin temellerini oluşturması gerekliliğine karar verilmişti. Erken Cumhuriyet dönemi kültürel yapılanma sürecinin önemli isimlerinden biri olan Ziya Gökalp“Türkçülüğün Esasları” adlı kitabının Milli Musiki adlı bölümünde konuya ilk dikkati çeken olmuştur.

Büyük Atatürk’ün “Bizim gerçek müziğimiz Anadolu halkından işitilebilir. Türk toplumu, büyük bir hızla oluşan bir evrim içindedir. Osmanlı müziği, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki büyük devrimleri anlatabilecek güçte değildir. Bize yeni bir müzik gereklidir. Bize gerekli olan yeni müzik, özünü ulusal müziğimizin gerçek temelini oluşturan halk müziğimizden alan armonik bir müzik olacaktır” demişti. Bu düşünceleri kısa bir süre önce yitirdiğimiz sosyalist aydın Ahmey Say ne güzel anlatmıştı. (Müzik Yazıları 2007)

Cumhuriyetin gerçekleştirdiği kültürel reformun belki de en önemli ayağı müzik olmuştur. Modernleşme teorisinde hedef bellidir: “Batılılaşarak çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmaktır”.

Atatürk’ün 1 Kasım 1934 günü TBMM’de yapmış olduğu konuşmasına bakalım şimdi:

“Arkadaşlar! Güzel sanatların hepsinde, ulus gençliğinin ne denli ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Bu, yapılmaktadır, ancak, bunda en çabuk en önde görülmesi gerekli olan Türk musikisidir. Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. Bugün dinletilmeye çalışılan musiki yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan; yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak; bu güzeyde, Türk ulusal müziği yükselebilir, evrensel musiki içinde yerini alabilir. Kültür İşleri Bakanlığının buna, değerince özen vermesini, kamunun da bunda ona yardımcı olmasını dilerim.”

***

Türk ulusal müziğinin “yüz ağartıcı” olabilmesi ve “evrensel musikinin” içerisinde yer alabilmesi için hedeflenen; “ulusal ince duyguları düşünceleri anlatan”, “yüksek deyişler” ve “söyleyişleri” toplamak, yani; kastedilen halk türkülerini derlemektir. Tüm bu derlemeleri “genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir” sözü ile de Batı tekniği ile armonize etmekten söz eder. Bunları gerçekleştirme görevini ise “Kültür İşleri Bakanlığı”na, yani devlete vermektedir. Bu konuşmanın bütününe bakıldığında, Erken Cumhuriyet dönemi içerisinde yürütülen bir müzik politikasının var olduğu ve gerçekleştirilmek istenen kültür devriminde başrolde bulunduğu görülüyor.

***

İşte böyle bir konser bale akşamından öte bir şeydi izlediğimiz… Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun, Hasan Ferit Alnar ve Necil Kazım Akses’i ve cumhuriyetimizin kültür politikalarını oluşturanları saygı ile andım.

50 kişilik Olten Filarmoni Orkestrası’nın seslendireceği parçalara İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin 12 dansçısı eşlik etti. Konserde, sahnede aynı anda hem dans hem de filarmoni orkestrasının bulunmasının bu projeyi çok özel kıldı.

Olten Ailesine bir kez daha şükran duyguları ile ayrıldım salondan