GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
14 Temmuz 2022 Perşembe

Ormanlar neden yanıyor, yakılıyor?

Gün geçmiyor ki yeni bir yangın haberi almayalım. Soruyu iki aşamalı sormak bu nedenle önemli: Ormanlar neden yanıyor, neden yakılıyor?

Birincisinin cevabı bilimsel; ormanlar antik çağlardan beri kendiliğinden yanabilir. İnsanlık bunu henüz önleyebilecek bir çözüm üretemedi. Orman yangınlarının yüzde 30’nun nedeni öğrenilemiyor.

Önlenebilecek yöntem yok ama sorunun temeli bilimsel olarak saptanmış; iklim değişikliği… İklim değişikliği ile kuraklıklar şiddetlenmekte ve sıcaklıklar rekor seviyelerde artıyor. Kuraklığın şiddetlenmesi ile ağaçlar su dengesini sağlamak için yapraklarını zamanından önce döküyor, hatta kuruyarak ölüyorlar. Bu kuru organik maddenin artması yangın riskini de yükseltiyor. Yine iklim değişikliğine bağlı olarak böcek ve mantar gibi zararlıların artması ile ormanlardaki bitkilerin kuruyarak ölmesi de yanıcı madde miktarını yükseltiyor. Hem ormanlardaki kuru organik maddenin artması hem de canlı ağaçların su içeriklerinin azalması herhangi bir orman yangını başladıktan sonra yangınların çok hızlı bir şekilde büyümesine yol açıyor.

Geçen yıllarda Avustralya’da, Sibirya’da ve Amazonlar’daki orman yangınlarının fazla büyümesinin nedenleri arasında iklim değişikliğini göstermek mümkün.

Ama bizim memleketin sorunu ormanlarımızın vahşice yakılması. Bilimsel araştırmalara konu olmuş verilere göre Muğla’da son yıllarda çıkan yangınların yerlerine ve nedenlerine bakalım:

Bu yazıda sadece Muğla il sınırları ile yetineceğim. Birkaç gün sonra da İzmir, Aydın ve Çanakkale yangınlarını konuşalım isterim.

Birincisi turizm açgözlülüğü demek de yetmez yamyamlık:

Turizm alanlarında çıkan son 10 yılın yangınları: Fethiye-Dalaman ana yol güzergahında Göcek, İnlice, Yanıklar, Kargı, Çiftlik, Mazı, Milas, Çökertme, Güvercinlik, Kıyıkışlacık yangınları…

Kaş’taki Çukurbağ Yarımadası işi başlı başına bir siyasi dümen… Şimdilik konu dışı.

Bu yangınların çıktığı alanlar önce orman statüsünden tarım alanı statüsüne çevrildi, bazılarının yerlerine daha sonra pis adamların birbirlerinin üzerlerine çöktüğü oteller yapıldı. Bir bölümüne kooperatifler yazlık siteler inşa edildi…

Çobanların kendi aralarındaki anlaşmazlıklar sonucu da yangınlar çıktı son 10 yılda: Söğütlüdere, Fethiye Üzümlü…

Muğla sınırları içinde son 20 yılda orman alanı iken yangın çıkması sonucu tarla olan ya da imara açılan noktaları sıralayalım: Çukurincir, Gölbent, Eşen, Demirler, Minare, Arifler, Yakabağ, Çaltıözü, Alaçat, Çaykenarı,  Karadere, Kumluova, Karaköy…

2021 yazını anımsayın… Temmuz ayının sonunda Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan orman yangınının hemen ertesinde Muğla’nın Marmaris, Bodrum ve Milas ilçelerinde de yangınlar başlamış, yaklaşık iki hafta süren yangınlar zorlukla söndürülebilmişti. Yangınlara müdahalede gecikilmiş, yangın uçaklarının yetersiz olması nedeniyle can ve mal kayıpları artmış, yanan alanların toplam büyüklüğünün İstanbul’un yüzde 15’ine eşit olduğu açıklanmıştı.

Yangınların üzerinden 2 ay bile geçmeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Muğla’nın farklı ilçelerindeki birçok ormanlık alanlarda 7 adet maden, otel ve rüzgar enerji santrali (RES) projesine “ÇED Gerekli Değildir” ve “ÇED Olumlu” raporları vermişti.

İşte burada madencilik meselesi gündeme geliyor:

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün “Ormanlarımızın yüzde 60’ına maden arama ruhsatı verildi. Muğla’nın içine doğru bir istila hareketi var. Bunun derhal durdurulması lazım” demişti geçen 5 Haziran Dünya Çevre Gününde….

Başkan Gürün, Muğla’da bulunan ormanların yüzde 60’ına maden arama ruhsatı verildiğini bunun geri dönülemez olumsuzluklara yol açabileceğini vurgularken, “Arama yapılması için çeşitli yerlerde ağaçların kesilerek orada sondajlar açılması lazım. Muğla’nın yüzde 60’ı maden arama ruhsatlı. Şehrimizin içine doğru bir istila hareketi var. Bunun derhal durdurulması gerekiyor. Bu konuda merkezi hükümet tarafından yetkilerimiz neredeyse tamamen alındı. Biz yine de hukuki yollardan mücadelemizi vermeye devam ediyoruz” demişti.

Ormanlar dünyanın birçok yerinde kendiliğinden yanıyor, bizde ise “kendiliğinden yanıyor” denince kimse inanmıyor. Ben de inanmam. Açgözlülük giderek yamyamlığa dönüşüyor hemen her yerde.

Yazık oluyor demekten başka da bir şey gelmiyor elden.