GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
11 Temmuz 2013 Perşembe

Mezhep denizinde kulaç atmak!

Yakın bir zamana kadar biri bana sorsa… (Ki soruyordu)
Ve İzmir’de CHP’nin zorlanacağı yahut seçim kaybedeceği ilçe hangisidir dese…
Tereddütsüz Buca cevabını verirdim.
Seçildiği günden bu yana parti içi tartışmaların en yüksek dozda yaşandığı, belediye çalışmalarından çok parti içi çatışmalarla gündeme gelen Buca…
Şimdilerde bu soruyu sorsalar…
Hiç düşünmeden Bayraklı yanıtını veririm.
Neden mi?
Çünkü Belediye Başkanı Hasan Karabağ, son dönemde kendi ayağına kurşun sıkmaya devam ediyor. Derler ki; Bir insanın kendine verdiği zararı başkası veremez.
Adeta bu tezi doğrular nitelikte adımlar atıyor Karabağ…
Ve de tehlikeli sularda yüzüyor.
Hem de çok tehlikeli sularda…
Hiç kuşku yok ki Türkiye’nin kanayan yaralarından biri, bitmek bilmeyen ‘mezhep’ çatışmalarıdır. Yakın tarihimizdeki Maraş, Çorum, Sivas Madımak felaketleri, İstanbul Gazi Mahallesi gibi çok ‘ağır ve acı’ sonuçlar doğuran olaylar sayesinde tehlikenin boyutunu tecrübe ettik.
Alevi vatandaşlarımız yüzyıllara varan acı tecrübeleri yüzünden her an istim üzerinde…
Anadolu’da yan yana ve kardeşçe yaşamalarına rağmen zaman zaman araya giren kara kediler yüzünden karşı karşıya gelen/getirilen ‘Alevi-Sunni’ kesim Türkiye’ye unutmak istediği acı tecrübeler yaşattı, yaşatıyor.  
Hal böyleyken bile siyaset kurumu, mezhep gerçeğine çoğunlukla ‘oy deposu’ olarak bakar, bakıyor. Açılımların altında da aynı kaygı vardır kimi kentlerdeki aday profilinde de…
Gelelim Bayraklı’ya ve bu meselenin Hasan Karabağ’la ilişkisine…
Aslında hikâye iki yıl öncesinde başlıyor.
Başkan Karabağ, ilçe sınırları içinde Alevi kesim için çok önemli olan ‘aşure’ etkinliğine katılıyor. Orada her ne oluyorsa oluyor. Başkan Karabağ birilerine yahut bir meseleye çok kızıp orada hazır bulunan Alevi vatandaşların ‘dua’ merasimi için ayağa kalktığı sırada yerinden kımıldamıyor. Yüzlerce kişinin ayakta dua ettiği sırada en ön sırada öylece oturan, bu nedenle gerek oradakiler gerekse kimi Alevi dernekleri tarafından sonrasında protesto edilen bir başkan…
Tabi ki de CHP’nin Genel Başkanı’na, genel merkezine…
Kim tarafından… Olaya şahitlik eden meclis üyeleri, Alevi dernekleri, dedeleri…
Belediye’nin Photoshop teknolojisiyle hazırladığı fotoğraf ve videolar da işe yaramıyor. Çünkü olan biteni görüntüleyen sadece belediye değil. Aşure etkinliğine imza atan dernekler orijinal videolarla, fotoğraflarla durumu genel merkeze anında bildiriyor.
Bir anlık tepkiyle, kızgınlıkla ‘keskin sirke küpüne zarar’ misali ortaya çıkan bu büyük ‘saygısızlık’ Karabağ’ın siyaset yolculuğuna darbe vuracak önemli bir vakıaya dönüşüyor. Ve CHP Genel Başkanı’nın bu saygısızlığı affetmeyeceği tezi Bayraklı ve İzmir kulislerinde yankılanıyor.
Başkan Karabağ, basın birimine hazırlattığı Photoshop’lu görüntülerin kendisini kurtaramayacağını anlayınca ne mi yapıyor? Başkanını belediyede işçi olarak çalıştırdığı bir derneğin toplantısında alıyor sazı eline…
Tarih 24 Nisan 2013…
Sivas İli Yıldızeli İlçesi Yusufoğlan Kultür ve Dayanışma Derneği yemeği…
Yer: Tabi ki Bayraklı.
Toplantıda Karabağlar İlçe Başkanı Polat Manduz ve ekibi de davetli.
Ve ağzından şu tehlikeli cümleler dökülüyor CHP’li Başkan’ın…
“Karabağlar ve Bayraklı’yı ağzından düşürmeyen bazı kesimler seçimlerde oldu. 59 camisi olan Bayraklı’nın Karabağlar’da ne kadar var bilmiyorum. Toplam 88 camisi olan Karabağlar’ın Okulu ne kadar var onu da bilmiyorum. Mutlaka yarı yarıyadır. İki bölgede bir mücadele veren ekipler halindeyiz. Bu bölgeleri karanlığa ve Sünni yobazlığa teslim etmeyeceğiz arkadaşlar. Bu konuda güvendiğimiz en büyük dostlarımız Alevi kökenli dostlarımızdır. Sizlerin düzenli, bilinçli olarak gittiği kesimlerden biridir alevi dostlarımızın dünyası. O anlamda da omuz omuza mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Başta anlattığım nedenlerden Karabağ’ın böyle tehlikeli cümleler kurması için nedeni var belki. Alevi kesime karşı günah çıkarma düşüncesi olabilir bu neden de. Ama İzmir’in en büyük ilçelerinden birini yöneten, ağırlıklı olarak Sunni kesimin yer aldığı bir ilçenin belediye başkanı yüzlerce kişinin hazır bulunduğu bir toplantıda böylesine bir konuşmayı nasıl yapar?
İnanın hala şoktayım.
Bir vakit Başkan Karabağ’ın şöyle bir ifadesi olmuştu. “Kentleri yönetecek başkan ve meclis üyelerinin ‘akıl ve ruh sağlığı yerindedir raporu’ alması lazım” demişti Karabağ…
Bu sözlerinden sonra ona bir kez daha hak verdim.
Okul ve cami sayısını karşılaştırıp ‘Sunni yobazlıkla’ mücadele için Alevi dostlara güvenme meselesi arı kovanına çomak sokmaktan farksızdır.
Karabağ’ın işte bu nedenlerle her iki kesimden de özür dilemesi zaruridir. Önce ‘aşure’ etkinliğindeki saygısızlığı yüzünden Alevilerden… Ardından da ‘okul ve cami’ karşılaştırması yapıp ‘yobaz’ benzetmesi yaptığı Sunnilerden…
Affedip affetmeyeceklerini bilemem… Ama içten bir özür hem kendisi hem de CHP için elzemdir.  
Hep söylüyoruz. Siyaset ve koltuk için bu kadar eğilip bükülmek, kaş yapayım derken göz çıkarmak… Yahut çakı ile oynarken başka bir yerini kesmek. Ve tabi ki belki de hiç girilmemesi gereken ‘Mezhep Denizi’nde kulaç atmak.
Ne diyor CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: “Etnik ve dinsel temelli siyaset doğru değil, CHP öteden beri bunları reddediyor”
Sanırım başka söze hacet yok!
 
Not: Beklediğim kalemşorlardan beklediğim hamleler gelirse bu kez ‘sessiz’ kalmayacağımın bilinmesinde yarar görüyorum. İlan ve SSK bağlantılı kalemşorlara duyurulur.