GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
3 Nisan 2022 Pazar

İngiliz Kraliyeti: William ve Kate Karayip gezisinde

Bir zamanlar güneşin batmadığı imparatorluk 1500lerden başlayarak Afrika’dan topladıkları/avladıkları zencileri yalnızca para kazanmak için Karayiplerdeki kolonilerine, devasa şeker pancarı, pamuk, tütün çiftliklerinde (plantation deniliyor) çok kötü koşullarda çalışmaları için köle olarak satan ve bu işten büyük kazanç sağlayan İngilizler ve ayrıca Hollanda, Fransa, Belçikalılar bu konuda yıllar geçtikçe zorda kalıyorlar. Avrupa ve ABD’yi saran ve bitmeyen ırkçılık, saldırganlık, ikinci, üçüncü sınıf vatandaşlık canlarına tak deyince bu etnik gruplar yüzyıllar önceden gasp edilen haklarını daha güçlü aramaya başladılar.

The Guardian gazetesinin yazarlarından Rachel Hall ve Amelia Gentleman’ın “Mükemmel Fırtına” spotuyla başlayan, Kraliçe’nin torunu, geleceğin Kralı Prens William ve Prenses Kate Karayipler gezisinde beklediklerini bulamadıkları haberi ayrıca birçok diğer gazetede de yer buldu. William ve Kate’in gezide karşılaştıkları, büyük dedelerinin yaptığı köle ticareti için (bazen dilimizde köle ticareti yerine “kölecilik” sözcüğü kullanılsa bile ben bu eylem yüzyıllar boyu ticaret şeklinde yalnızca al/sat/para kazan şeklinde yapıldığı için köle ticareti sözcüğünü daha yerinde ve açıklayıcı buluyorum) tazminat ve özür istemlerinden sonra Jamaika Başbakanının ülkelerini Cumhuriyet yapacaklarını yani Kraliçe’den, kraliyetten vaz geçeceklerini duyurması moralleri hayli bozdu.

Bir zamanlar güneşin batmadığı imparatorluk 1500lerden başlayarak Afrika’dan topladıkları/avladıkları zencileri yalnızca para kazanmak için Karayiplerdeki kolonilerine, devasa şeker pancarı, pamuk, tütün çiftliklerinde (plantation deniliyor) çok kötü koşullarda çalışmaları için köle olarak satan ve bu işten büyük kazanç sağlayan İngilizler ve ayrıca Hollanda, Fransa, Belçikalılar bu konuda yıllar geçtikçe zorda kalıyorlar. Avrupa ve ABD’yi saran, bitmeyen ırkçılık, saldırganlık, ikinci, üçüncü sınıf vatandaşlık canlarına tak deyince bu etnik gruplar yüzyıllar önceden gasp edilen haklarını daha güçlü aramaya başladılar.

Sömürüldükleri İçin Özür ve Tazminat İstiyorlar

Sömürgecilik ve köle ticareti zamanında çok kazandırıp bu ülkeleri refah içinde yaşatmışken ancak bu halkların, bu etnik gruplara ırkçı yaklaşımları ile sosyolojik açıdan ikinci sınıf vatandaş olarak muamele görmekten bıkan bu grupların şimdilerde filizlenen sesleri gün gittikçe yükseliyor ve gelecek yıllarda daha da yükseleceğe benziyor. Sömürüldükleri için tazminat ve özür isteyen bu grupların sesleri yavaş yavaş yükseliyor ve büyük dedelerinin yaptığı bu büyük sömürünün bedelini şimdinin kuşakları ırkçı tutumları engellemeyerek yavaş yavaş ödemeye başlıyor. Görünen o ki bu sesler yıllar geçtikçe bu sesler daha da yükselecek, yapılan araştırmaların yayınlanması ile bu yapılanlar iyice dile getirilecek.

Bir zamanlar varsıllığı ve yüksek yaşam koşulları ile çok popüler olan Avrupa ülkeleri ve bu ülkelerin ayrıcalıklı yurttaşları olmaktan gurur duyanların torunlarının başı zamanla mahcubiyet içinde öne eğilecek çünkü bu varsıllığın temelinde başka halkları sömürünün olduğu iyice açığa çıkacak. The Guardian gazetesinin haberine göre de bu gezinin de amacı Kraliçe’nin platin jübilesinde monarşinin değişen, genç yüzünü göstererek bu konudaki yaraları bir miktar sarmaktı. Ancak, Jamaika Başbakanı yaptığı konuşmada “Büyük sorunlar var. Bunlarla yüzleşmeden yol almak mümkün değil” diyerek tavrını ortaya koydu.

Windrush Skandalı

Köle ticareti kadar Windrush Skandalı da Belize, Jamaika ve Bahama’larda peşlerini kovaladı. Windrush Skandalı neydi? İkinci Dünya Savaşı sonrası temel işgücü, yani sokak, umumi tuvalet temizliği gibi işlerde çalıştırılmak için Windrush isimli gemiyle o zamanlar sömürge, yani İngiliz vatandaşı olan bu ülkelerden işçi olarak getirilen ancak bu ülkelerin sömürgelikleri bitince, bu ülkede 40-50 yıl yaşamış, çalışmış, emekli olmuş, çocukları burada doğmuş, ülkeden seyahat için bile çıkmamış, yani pasaportları bile olmayan çoğu eğitimsiz, hepsi yoksul bu kişilere birkaç yıl önce “Siz Birleşik Krallık vatandaşı değilsiniz. Sağlık, eğitim her ücreti ödeyeceksiniz” diye onlardan büyük paralar istenmesi olayı. Literatüre bu ırkçılık ve acımasızlık “Skandal” olarak geçti. Bu büyük paraları ödeyemeyen bazı kanser gibi ağır hastaların bu süreçte ölmesi…

Irkçılığın Fotoğrafı
Teller arkasında tutulan çocuklara Kate’in mesafeli bir el uzattığı fotoğraf bile ırkçılık hissiyatını pekiştiren bir durum oldu. Jamaika doğumlu, yazar, akademisyen Velma McClymont “Büyükanne ve babalarım köleciliği kuşaklar öncesine kadar anımsayıp anlatıyorlardı ama bağımsız olduğumuzu düşünerek öldüler. Ancak, düşünün, 60 yıldır hala tam bağımsız değiliz, Britanya’nın bir uzantısı, monarşiye bağımlı bir bebek sömürgeyiz” dedi.

Gazeteye göre bazı diğer gazeteler bu gerçeği görmeyip “Kate göz kamaştırıcıydı. Kalplere dokundu, tüplü dalış yaptı” gibi haberler verdiğini ama Jamaika basınının böyle yazmadığını, monarşinin köle ticareti için özür dilemesi gerekliliğini yazdığını söyledi. Londra Üniversitesinden Philip Murphy ise bu konuya kraliyetin daha esnek baktığını ama hükümetin Brexit sonrası bu yumuşak gücü kaybetmek istemediği için daha kaygılı olduğunu belirtti. “Dışişleri sömürgecilik ve köle ticaretinden gelen hassasiyetleri anlayamamakta” diye ekledi.

Burnard: Kölecilik Anıtları Ziyaret Edilmeliydi

Murphy Black Lives Matter (Zenci Yaşamları Önemlidir) hareketi ve Meghan Markle’ın karşılaştığı ırkçılık hissiyatı ile Kraliyetin, Windrush Skandalı ile Hükümetin itibarının zedelendiğinin fark edilmesi gerektiğini belirtti. Prof. Trevor Burnard da “Daha iyi bir yaklaşım, Kraliyetin bu gerçekleri fark ederek ve kendi sorumluluklarını bilerek bir özürle gitmesi olduğunu, tüplü dalış gibi turizmin yerine Kingston Körfezindeki köle ticareti ile ilgili anıtlara gitmelerinin, şık giyimler yerine bu tür fotoğrafları paylaşmalarının olduğunu” belirtti. “Charles 2den William 4’e kadar Kraliyet ailesinin köle ticaretinin içinde olduklarını ve desteklediklerini kabul etmeleri gerekir” diye ekledi. Pandemide de Birleşik Krallık’tan pek destek alamamalarının bu antipatiyi artırdığı belirtildi.

BBC’den Moya Lothian-McLean de benzer noktalara işaret ederek Kraliyette bir güneşin daha battığının kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Eski sömürgelerden oluşan, CommonWealth adıyla anılan topluluğun 54 bağımsız ve eşit üye ülkesi var. Bunlardan 15i Kraliçeyi kendi kraliçeleri olarak kabul ediyor, cumhuriyet olup, topluluğa üye olmak da bir seçenek. Geçen yıl Barbados cumhuriyete dönüştü.