GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
29 Ocak 2022 Cumartesi

Birleşik Krallık ahlaki çöküntü ile çatırdıyor

Birleşik Krallık’taki tüm gazeteler bugün manşet haberin ne olacağı konusunda ciddi bir ikilem yaşadılar. Bir yanda Covid nedeniyle halkı eve kapatıp, insanların hastanelerde vefat eden yakınlarına son bir veda bile edemediği, cenaze törenleri yapamadığı günlerde “Güzel havadan faydalanmak için” Başbakanlık binasının bahçesine 100 kişiyi e-posta ile içkili partiye davet eden son derece duyarsız ama ayrıcalıkları değerlendiren bir Başbakan ve onun hükümeti, diğer yanda ABD’de görülen Epstein ve Gislaine Maxwell genç kızları para karşılığı kandırıp cinsel suiistimal eden skandalın mahkemesi ile ortaya dökülen 18 yaşın altında genç bir kızı, Virginia Guiffre’yi, cinsel suiistimal eden Kraliçe Elizabeth’in oğlu Prens Andrew hakkında hakimin aldığı “Prens Andrew yargılanmalı” kararı…

Kısacası “Güneşin Batmadığı İmparatorluk”tan geriye kalan Birleşik Krallık paranın, gücün ve ayrıcalığın getirdiği yozluklar içinde çatırdıyor, tökezliyor. Acaba toparlanabilecek mi bu çatırtıdan? Yazılı anayasası bile olmayan, 1200lerde yazılan Magna Carta ile demokrasinin beşiği, Fransız İhtilalinde giyotinle, 1917 Rus devriminde vurularak yaşamını kaybeden Fransız ve Rus kraliyet ailelerinin tersine zamanında halkına sahip çıkarak ayakta kalmış, geleneklerini önemseyen, yozluktan uzak ve etik olmak için çok çaba gösteren İngiliz Kraliyetinin bugünkü sembolü Kraliçe Elizabeth’le bugünlere gelmiş, birçok şeyin güvene ve geleneklere dayalı ilişkiler içinde yaşandığı ülke, kendine yakışmayan nahoş şeyler yaşıyor.

Birçok siyasetçi Başbakan Boris Johnson’ı katıldığı bu partiden dolayı istifaya çağırırken, Başbakan bu partiye 25 dakika için katıldığını, ancak şimdi geriye dönük düşündüğünde bahçedeki herkesi içeri yollaması gerektiğini söyleyerek özür dilerken zaman kazanmaya çalışıyor. Yorumlarda, Başbakan istifa ederse yerine kim seçilebilir konusu da işlenmekte. Muhalefet Partisi olan İşçi Partisi Başkanı Kier Starmer’ın da bir güven oylamasına gitmesi konuşuluyor.

Diğer yandan Prens Andrew’un avukatları Prensin yaptığı yozluğu savunabilmek için çeşitli yollar, hukuki boşluklar arıyor ve gazeteler bu yollar, hukuki boşluklar üzerine yorum yapıyor. Bu yorumlardan bir tanesi de Kraliyet ailesinin bir şekilde Prens Andrew’dan “Prens” makamının alınması üzerine. Gazeteler Prens Andrew’un Kraliçe Elizabeth’in en sevdiği oğlu olduğu üzerine yoğunlaşırken, bir anne kraliçe olsa bile evlat ayırt etmenin doğurduğu kötü sonuçlar da ortaya dökülüyor.

Bir yanda 70 yaşını aşmış, yaşamını çeşitli özverilerle, baskıyla, karınca misali çalışkanlığıyla, belki de mutsuzlukla geçirmiş, bir türlü kral olamayan Prens Charles, bir yanda gününü gün etmiş, ağustos böceği misali iki yetişkin kızının onurunu bile düşünmemiş Prens Andrew. Kızlar da mahzun, başları öne eğik. Kızların biri Covid yasakları nedeniyle düğün derneksiz sessizce evlenmişken, Kraliçe kendi eşini cenazesinde tek başına oturarak yapayalnız uğurlamışken, parti yapan başbakan da bu ülkenin başbakanı. Özveri ile şımarıklığın iç içe geçmiş tutarsız halleri yaşanıyor ülkede…

Daha Prens Charles’ın oğlu Harry ve eşi Megan’ın saraydaki çeşitli baskılar nedeniyle İngiltere’den ayrılıp ABD’ye yerleşmelerinin yansımaları küllenmeden Prens Andrew’un bu yozluk nedeniyle ABD’de yargılanacak olması etik açıdan noter bile bulunmayan, bir imza ve beyan ile kanıta gereksinme duyulmadan çoğu işin çözüldüğü, pasaport alındığı, seçimlerde kurşun kalemle, perde arkasına saklanmadan oy verilen, onura dayalı gelenekleri olan ülkenin üzerine bu olaylar balyoz gibi çökmüş durumda.

The Guardian gazetesi Covid pik yapmışken tam kapanmasında esnasında parti yapan hükümet için “Başbakan bıçak sırtında” derken terlememe hastalığı bulunduğunu iddia eden Prens Andrew için “Şimdi gerçekten terliyor, tek tek tüm seçeneklerini kaybediyor” diye dalga geçiyor ve cinsel suiistimali göz önüne serip tek olanak Prens’in 17 milyon sterlinlik İsviçre’deki dağ evini satarak ve onu suçlayan Virginia Giuffre’ye para ödeyerek konuyu kapatması olduğunun altını çiziyor.

Bu arada Kraliçe oğlu Prens Andrew’un tüm kraliyet ve askeri ünvanlarını iptal etti ve kraliyet iletişim sitesinden artık Andrew’un sıradan bir vatandaş olduğunu duyurdu. The Guardian Kraliçe’nin oğluna bu konuda para yardımı da yapmayacağını ama belki de el altından yapacağını açıklıyor. Virginia Giuffre’nin daha önce Epstein’dan hizmet verdiği ünlü kişilere dava açmayacağı konusunda anlaşma yapıp 500 bin sterlin aldığı, şimdi milyonların konuşulacağını yazıyor. Prens Andrew ve Epstein-Maxwell çiftinin yakın arkadaş olduğu, Prensin sık sık New York ve Londra’da onların evinde kaldığı, onların da Kraliçe’nin İskoçya’daki Balmoral Şatosunda kaldığı biliniyor.

Gelecek günler acaba Başbakanın istifasını getirecek mi? ABD’de görülen Prens Andrew davası ise Mayıs ayına kadar tanık ve evrak toparlama safhasında. Kısacası etik gelenekleriyle yaşayan anayasasız ülke zor günler yaşıyor…