GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
27 Nisan 2013 Cumartesi

Günay haklı!

Kültür-Turizm Eski Bakanı Ertuğrul Günay, bakanlıktan alındıktan sonra ikinci kez geldiği seçim bölgesi İzmir’de önemli açıklamalar yaptı.
Mensubu olduğu partinin bazı kurmaylarının aksine Günay’ın İzmir tanımı dikkat çekiciydi.
Gazi, Şanlı ve Kutsal İzmir…
Aziz İzmir…
Ertuğrul Günay’la 9 Eylül günü öğlen saatlerinde söyleşmiştim en son. 9 Eylül törenlerindeki ‘bayrak krizine’ el atmış, çözmüş ama tören sırasında yuhalanmaktan kurtulamamıştı. Bir araya geldiğimizde yuhalayanlara karşı öfkesi geçmiş değildi.
Ve bu tablodan CHP’yi sorumlu tutarak, ‘Bizi yuhalatmayı siyaset sananlarla sandıkta hesaplaşacağız’ diyerek 2014’e dönük en net mesajını veriyordu.
O tarihte ‘bakan’ olduğu için sanırım ‘aday mısınız’ sorusunda ‘yeşil ışık’ yakan ifadeler kullanmıyordu.
Hatta yaşını ortaya atıp başkanlığın bakanlıktan daha çok enerji gerektirdiğinin altını çiziyordu. Son dönemde İzmir’in de aralarında bulunduğu bir dizi il için ‘başkan adaylığına’ evet diyebileceğinin sinyallerini veren Günay, daha da önemlisi ‘Başbakan Erdoğan’ın kararına saygı duyabileceğini söylüyordu.
Doğrusu beni şaşırtan Ertuğrul Günay gibi ‘bağımsız’ bir karakterin 5,5 yıllık bakanlığı boyunca defalarca çatıştığı Erdoğan’ın üstünlüğünü kabul etmesiydi.
İzmir’in kutsallığının, azizliğinin, gaziliğinin, şanlılığının altını çizerek sözü adaylığa getiren dahası bir türlü kaçamadığı adaylık sorusuna yanıt vermek zorunda kalan Günay, ‘Daha hevesli, azimli arkadaşlar var’ derken kimleri kast ediyordu ya da ne demem istiyordu?
Doğrusu akla gelen ilk isim Milletvekili Rıfat Sait’ti…
Başbakan Erdoğan’ın Egeli vekillerle yaptığı toplantıda 20 dakikalık sunum yapan ardından ‘aday mısın’ sorusuna derin bir sükut içinde tebessümle yanıt veren, Erdoğan’ın ‘babacan fırçasından’ nasibini alan Rıfat Sait’i mi kast ediyordu Günay yoksa adaylık konusunda saman altı çalışmalar yapan başka vekil arkadaşlarını mı? Ama daha hevesli arkadaşlar var derken Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı kast etmediği açıktı. Çünkü Yıldırım’ın İzmir adaylığı konusunda Günay’dan daha hevesli olmadığını artık sağır sultan bile biliyordu.
Günay’ın aday mısınız sorusuna ‘daha hevesli, azimli arkadaşlar var’ cevabından iki anlam çıkarmak mümkün ayrıca… Bu yanıtta ‘adaylık topunu’ taca atan bir potansiyel siyasetçi kadar yaktığı yeşil ışığa rağmen adaylık çalışmasını sürdüren bazı isimlere (vekillere) ince bir sitem olduğunu da düşünebiliriz. Beni şaşırtan nokta 5,5 yıllık bakanlığı döneminde daha bağımsız bir görüntü sergileyen Günay’ın “Büyükşehir adaylığı için ‘başbakanın’ tercihi çok önemli” şeklinde bir cümlenin kuranı olmasıydı.
Klasik siyasetçilerin ‘istemem, yan cebime koy’ cevabına benzeyen bu ifade aynı zamanda ‘Erdoğan’ın kararına saygı duyarım, teslim olurum’ anlamına da geliyor benim için…
Yani Erdoğan isterse Günay İzmir adayı olmayı kabul edecek.
Anlaşılan daha önce Bakan Yıldırım’a söylediği gibi ‘evine dönüp’ anılarını yazmayacak.
Ama gördüğüm ve anladığım kadarıyla İzmir olmazsa olmazı değil Günay’ın... İstanbul dolu görünüyor ama evinin bulunduğu Antalya da olur memleketi Ordu da…
*
İzmir’e en çok yakıştırılan Bakan Binali Yıldırım’a gelince…
Ankara’dan gelen sinyallere göre Yıldırım İzmir adayı olmayı hiç ama hiç istemiyor. Tabi ki Erdoğan’ın tercihi karşısında boynu kıldan ince…
Ama Yıldırım sonuna kadar kabinede kalmak istiyor sanki…
Şimdilik bakan olarak sonrasında ‘başkanlık sistemi olursa’ başbakan olarak…
Günay’ın adaylık topuna girmesinden en fazla onun memnun olduğundan eminim.
Yakın geçmişteki bir parti toplantısında ‘İzmir’e Günay gibi başkan yakışır’ ifadesiyle adaylığı adeta ikram eden Yıldırım, Ertuğrul Bey aday olursa tüm gücüyle destek vermeye hazır görünüyor.
*
Gelelim Günay’ın haklı olduğu noktaya…
Yerel seçimde İzmir’de 21 ilçede iddialı olacaklarını söyleyen Ertuğrul Günay, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Önümüzdeki süreçte çalışmalar artacak. Bizim işimize dışarıdan kimse pek karışmasın. İzmir politikasına İzmir milletvekilleri, bakanlar, İzmirli kadınlar, gençler, başkanlar baksın. Başkası yönetmeye kalkmazsa biz daha iyi yaparız. Başka ilin belediye başkanı, milletvekili bize yol göstermeye kalkmasın. Biz biliriz işimizi”
 
Açıkça ‘İzmir’in politikası İzmir’den yazılsın/yapılsın diye’ ultimatom veren Günay sözlerini ünlü şair Cahit Külebi’nin kaleminden çıkan Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda Orotoryosu’ndan kızlar korosunun söylediği dörtlüğe bırakıyordu.
“Biz biliriz bizim işimizi.
İşimiz kimseden sorulmamıştır.
Kılıçla, mızrakla, topla, tüfekle…
Başımız bir kere eğilmemiştir”
*
Kimi kastettiniz? sorusuna da ‘Ortaya söyledim’ yanıtını verse de kimi ya da kimleri kast ettiği anlaşılıyordu.
En azından Günay iki yıldır aktif politika yaptığı İzmir’in siyasal kodlarını çözmüştü.
İzmir dışarıdan müdahale konusunda ‘kapalı’ bir kentti. Özellikle de iktidar partisinin İzmirli olmayan aktörlerince yapılan değerlendirmeler İzmir’i fazlasıyla öfkelendirmeye, kamplaştırmaya yetiyordu. Başka kentlerin belediye başkanları, milletvekilleri derken Günay’ın en başta Ankara Belediye Başkanı
Melih Gökçek’i kast ettiği gayet net ve de açıktı.
Kente düşen iki damla yağmurun ardından sosyal medya hesabından yaptığı yorumlarla kızdırmıştı İzmir’i en son…
2008 yılındaki ‘arsenik krizi’ Gökçek’in yorumları nedeniyle ters tepmiş, Melih Gökçek o tarihten itibaren İzmir politikasına müdahil olan en sevimsiz karakrer olarak kayıtlara geçmişti. Zaman zaman partisi tarafından İzmir konusunda uyarılsa da CHP’lileri kızdırmak için İzmir üzerinden örnekler veren Gökçek, sadece CHP’lileri değil tüm kenti (kendi partiilerini bile) kızdırdığını bilmiyordu. Yine Edirne Milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop’un İzmir için sarf ettiği talihsiz ‘kasaba’ benzetmesi son örnekti.
Parti Sözcüsü Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in ‘sümüklü, pasaklı’ benzetmesi yakın tarihin unutmadığı örnekler arasındaydı.
Bakanların, vekillerin, teşkilatın apoletli isimlerinin dahası izmirli olmayanların İzmir politikasını şekillendirme girişimleri her zaman bu kentte ters tepti. Günay’ın yerel seçim öncesi en can alıcı uyarıyı ‘yabancılara’ yapması boşuna değil. AK Parti’nin İzmir’deki en büyük sorunsalı yabancılarını susturamamasıydı.
*
Öte yandan İzmir adaylığına az da olsa ışık yakan Günay’ın bu örneği vermesinde bir neden daha olabilir. İzmir’i geren yabancı unsurları açık bir dille uyaran Günay belki de ‘Beni aday gösterirseniz işime kimseyi karıştırmam’ demek istiyordur genel merkezine…
Ne dersiniz?