GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
21 Nisan 2013 Pazar

Bayrak Mitingi’nin düşündürdükleri…

Bahçeli’nin İzmir mitinginin iyi okunması lazım… Ülkenin içinden geçtiği sürece dair en net duruşu sergileyen MHP Lideri Bahçeli, Bayrak Mitingi’nin 2.sini İzmir’de gerçekleştirdi.
Miting saatinden itibaren telefonlarım susmadı.  Ağırlık İzmir’den olmakla birlikte İstanbul’dan, Ankara’dan, Karadeniz’den…
Herkesin merakı aynıydı.
Kaç kişi var?
Yanıt vermeye çalıştığım soru aslında her mitingin ardından yanıtı aranan tek soruydu.
Ve bu soruya verilecek sayısal bir cevabım yoktu. Dahası ne desem yalan olacaktı. O nedenle alandaki arkadaşlarımın da desteğiyle herkesin kabul edeceği bir yanıt aradım ve de buldum.
“1997’den bu yana MHP’nin başında olan Devlet Bahçeli’nin en büyük mitinginden en az 10 kat fazlaydı. Hem nicelik hem de nitelik olarak…”
Bu da aşağı yukarı “En az 100 bin kişi vardı” demenin başka bir yoluydu.
Ama mesele burada alandaki kişi sayısı değildi.
Coşku, heyecan… Yaratıcı pankartlar, ses getiren sloganlar…
Ve ilk kez bir MHP mitingi MHP’liler dışındaki kitlelere de kucak açıyordu. Dahası MHP ilk kez klasik tabanından öte simaları da alana çekmeyi başarıyordu.
İçinden geçtiğimiz kimilerine göre ‘Çözüm’ kimilerine göre ‘ihanet’ sürecine dönük refleksin en güçlü olduğu
İzmir’de adı ‘Bayrak’ olan bir mitinge başta ‘ulusalcı taban’ olmak üzere herkes katkı koyuyordu. 
Bu zaten beklenen bir tabloydu.
Yüzdelik dilime vurulduğunda 4,5 milyonluk bir kentte 100 bin kişilik miting pek bir şey ifade etmeyebilir. En azından Bursa Mitingi’ni ‘Seçmenin ancak yüzde 2’si vardı’ diyerek küçümseyen Bülent Arınç gibiler için…”
Ancak siyaseti derinlemesine okumayı bilenler için Gündoğdu Meydanı’ndaki manzara çok şey ifade edecektir. Öncelikle son süreçte birbirlerine yakın duruş sergileyen CHP ile MHP’nin birbirlerine ne kadar yaklaştıklarını ortaya çıkaran bu fotoğrafın yarınlardaki seçimlere direkt etkisi olacaktır.
Genel Başkanlarına bakmadan 2009 yerel seçimlerinde ‘sandıkta birleşen’ MHP ve CHP seçmeninin ittifakı tüm Ege’ye yayınca Balıkesir, Manisa ve Uşak’ta MHP’yi, İzmir, Aydın, Muğla’da CHP’yi iktidara taşımıştı. Başka bir deyişle AK Parti’yi İzmir ve Ege’den silip atmıştı.
Ve bu ittifaka giden yolun temeli 2007’de yine Gündoğdu’daki başka bir mitingde atılmıştı.
13 Mayıs 2007’deki Cumhuriyet Mitingi’yle…
İzmir’in Kordon’unun adeta gelincik tarlasını andırdığı o mitingde ‘hassasiyetleri’ ortak olanlar yanyana durmuşlardı.
Cumhuriyet hassasiyeti o tarihlerde MHP’nin Batı kanadında da ziyadesiyle hissediliyordu. Deniz Baykal’ın katıldığı ancak kürsüye çıkmadığı o mitingde MHP’lisi, CHP’lisi, İşçi Partilisi, DSP’lisi herkes vardı.
Tıpkı 20 Nisan’daki MHP mitinginde olduğu gibi…
Diyeceksiniz ki şu ana kadar yapılan en iyi MHP mitinginin 10 katı olduğunu iddia ettiğiniz bu miting neden Cumhuriyet Mitingi’nin çeyreği kadar olmadı.
İki miting arasındaki en önemli farkta yatıyor bunun nedeni…
2007’deki Cumhuriyet Mitingi görüntüde bağımsız bir yapı tarafından organize ediliyordu. Başta CHP olmak üzere pek çok örtülü destekçisi olsa da
2007’deki tarihi miting ne CHP mitingiydi ne de başta bir kurum, kuruluşun mitingi…
Genel seçimin 3 ay öncesine denk düşen mitinge CHP Lideri Deniz Baykal katılmış ama kürsüye bile çıkmayarak mitingin ‘tarafsızlığına’ saygı göstermişti.
Aynı şekilde DSP Lideri Zeki Sezer gibi diğer siyasiler de mitingde kürsüye çıkmamıştı.
20 Nisan’daki Bayrak Mitingi ise doğrudan doğruya bir siyasi partinin mitingiydi. Bahçeli’nin 9 ilde yapmayı planladığı ‘çözüm sürecine’ karşı halkın desteğini almaya dönük ikinci duraktı İzmir. Bir siyasi partinin sahiplenmesine karşın alanda Cumhuriyet Mitingi’nin küçük bir prototipi vardı.
İddia ediyorum ki, eğer Devlet Bahçeli kürsüye çıkmayacağını önceden ilan edip, 2007’de Baykal’ın yaptığı gibi sadece alanda kalıp, organizasyonu göreceli de olsa bağımsız bir inisiyatife bıraksaydı İzmir’de 2007’deki Cumhuriyet Mitingi’nin tıpkının aynısını yapabilirdi.

Hem de zorlanmadan…
Çünkü adına çözüm denilen süreci ‘endişeyle, korkuyla’ izleyen İzmir’de söz konusu bayrak olduğunda gerisi teferruat olur her zaman…
Şehit cenazelerinde, cumhuriyet bayramlarında, 9 Eylül’lerde tüm kenti bayraklarla gelincik gibi süsleyen İzmir’in hassasiyetini azaltmak üzere gönderilen akil adamların yaraya tuz basan, yangına körükle giden söylemleri endişeyi/korkuyu daha da arttırmıştı.
Ve de ‘akil insanlardan’ sadece bir hafta sonra İzmir’e ayak basan Bahçeli, genel başkanlık kariyerinin en kalabalık mitingini yapmış olmanın keyfiyle dönüyordu Ankara’ya…
Bu mitinge tıpkı 2007’deki Cumhuriyet Mitingi gibi ‘düdüklü tencerenin düdüğü’ benzetmesi yapılacaktır belirli bir kesim tarafından. Hatta bir adım ileri gidilerek asıl amacın toplumdaki negatif enerjiyi atmaya dönük bir operasyon olduğu bile söylenecektir.
Ama hiç kuşku yok ki Gündoğdu’daki o fotoğrafın herkes tarafından iyi okunması gerekmektedir.
Başbakan Erdoğan tarafından da iyi okunmalıdır o fotoğraf, CHP Lideri Kılıçdaroğlu hatta İmralı’daki teröristbaşı tarafından da…
**
Mitingi küçültmek isteyenler bir sürü şey söyleyeceklerdir. En başta da ‘bindirilmiş kıtalar’ yaftası yapıştırılacaktır. Miting dönemi çoktan kapanmış olmasına rağmen ‘ılık bir Cumartesinin İzmir’inde’ onbinlerce insanı meydana indirmek büyük bir meleseledir.
Mitinge çevre il ve ilçelerden destek verildiği biliniyor. Ancak bayrağını alıp, kendi imkanlarıyla gelenlerin oranının daha yüksek olduğu her açıdan görülüyordu.
Güvendiği MHP’li yöneticilerle konuştum.
Mitingin 30 bin liraya bittiğini söylediler. 22 bini gazete/televizyon reklamı olmak üzere toplam 30 bin… AK Parti ve CHP’nin bu kadar kitleyi alana indirmek için yarım milyon (500 bin) lira harcadığını düşünecek olursak bindirilmiş kıta oranını 30 bin lira üzerinden değerlendirebiliriz.
Öte yandan bu mitingin malum sürece karşı duruşu olan herkesin ortak paydası olduğunun altını çizdik ya…
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan’ı görmüşler mesela… En ön saftan dinlemiş Devlet Bahçeli’yi…
Büyükşehir adayları arasında adı sayılan Aslan’ın Gündoğdu Meydanı’ndaki fotoğrafının yarınlara nasıl yansıyacağını açıkçası merak etmiyor da değilim hani…
MHP ve CHP seçmeninin ‘ulusalcılık-milliyetçilik’ çizgisinde yeniden yanyana gelmesi, malum sürece karşı TBMM çatısı altında birlikte karşı duruşun İzmir’deki alana yansıması..
Tüm bunlar 2014’e dönük kartların yeniden karılması için referans olabilir mi?
Neden olmasın ki…