Geçtiğimiz günlerde, CHP eski İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır yerel seçimlerle ilgili bir değerlendirme yapmıştı. Basına verdiği demeçte; AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterdiği Binali Yıldırım ile ilgili bir öngörüde bulunmuş ve hayli tepki almıştı. Gündem çok yüklü olduğu için, arzu ettiğim halde, bu konu üzerine biraz gecikerek yazabildim.
Basına verdiği demeçte demişti ki; “Bakanlık statüsündeki bir adam Bakanlığı bırakıp da gelip burada alamayacağı bir seçim için çalışmaz. Kazanacağını bazı doneler ve istatistiklerle görür. … Yıldırım görevi kabul ederse kesinlikle kazanacağı düşüncesiyle İzmir’e gelir. … O zaman kazanmanın koşulları oluşturulmuş demektir Başbakan’la. … Aday konusunda bizden çok zenginler, mesela Karabağlar’da isimler duyuyorum, inanılmaz düzgün adaylar. Biz hala Karabağlar’ı oturtamadık. 10 tane aday var, hiçbiriyle seçim alabileceğimizi düşünmüyorum. AKP, İzmir’de CHP bayrağını indirdiği zaman Cumhuriyet bayrağını indirmiş demektir. … Seçimi kaybedersek CHP diye bir parti kalmaz İzmir’de.”
Cumhuriyet değerlerine yürekten bağlı insanların yaşadığı İzmir’de CHP İl Başkanlığı yapmış bir kişinin iktidar gücü karşısındaki teslimiyetçi tutumunu çok şaşırtıcı bulduğumu söylemeliyim.
Kendisini İl Başkanlığına getirenlerin ne düşündüklerini merak ettim doğrusu.
O seçicilerin yaptıkları seçimler bu kadar özensiz ise, başımıza gelecek var…
Sayın Bayır’ın yaptığı yıkıcı eleştiriye gelince, iyi niyetle bağdaşır tarafı yok. Hele hele Binali Yıldırım’ı anlamsızca yüceltmesi, akıllara ziyan.
İzmir halkı, geçen yerel seçimlerde, şehir suyuna zehir karıştığı ortaya çıktığında, Erdoğan’a, “zehirli suyu içerim ama sana oy vermem” demişti. Binali Yıldırım’a hiç teslim olmaz.
İzmir, güç karşısında eğilmekten hoşlanmayan insanların şehridir; Tacettin Bayır hiç değilse bunu biliyor olmalıydı.
AKP, iktidar olmanın avantajlarını bütün seçimlerde kullandı. Ve CHP, eşit olmayan koşullarda gerçekleşen bütün seçimlerde hiç yılgınlığa düşmeden mücadele etti. Bundan sonra da böyle olacak.
“Koskoca Bakan hiç kazanamayacağı bir seçim için İzmir’e aday olur mu!” anlayışından hareketle yürütülen bu tuhaf mantığın bir adım ötesi; “Koskoca iktidar partisi hiç kazanamayacağı seçimlere girer mi!” olur.
Partisini böyle akıllara ziyan bir mantığa dayanarak uyaran eski il başkanı Tacettin Bayır, İl yönetimine güven duymayabilir, yapılan kimi işleri eleştirebilir ama bu husumeti anlamak mümkün değil.
Gelelim AKP’nin Karabağlar’daki “inanılmaz düzgün” aday adaylarına…
AKP aday adaylarının düzgünlüğüne kefil olan eski İl Başkanı, korkarım ne söylediğinin farkında değil. AKP’li adayları inanılmaz düzgün bulurken, CHP aday adaylarını yetersiz bulmuş, adeta aşağılamış. İnanılır gibi değil.
Sayın Bayır hangi ruh hali içinde bunları söyledi bilemiyorum ama CHP’nin Karabağlar aday adayları düzgün ve saygın insanlardır. Hepsiyle bire bir tanışmıyor olmakla birlikte saygıdeğer insanlar olduklarını biliyorum.
Ve o aday adaylarından Erkan Büyükkaya, -kendisini yakından tanıyorum, değer verdiğim bir dost,- ‘yetersiz’ olarak nitelendirilmeyi hiç mi hiç hak etmiyor.
Bu yazıyı, büyük ölçüde, kendisine yapılan haksızlığa itiraz etmek için kaleme aldığımı söylemeliyim. Onun bir talebi olmadı; yazıyı, onurlu insanlara mahsus bir mahcubiyetle karşıladı.
İtirazım tam olarak şudur;
Erkan Büyükkaya gerek siyasi kariyeri, gerekse son derece yeterli formasyonuyla seçimleri de kazanır, Karabağları da çok güzel yönetir.
O da düzgün bir insan değilse, İzmir’de kime düzgün insan diyeceğiz?
Uzun yıllar CHP’ye üst düzeyde hizmet vermiş, sol çizgisinde ve siyasi ahlakında en ufak kırılma olmamış Erkan Büyükkaya Karabağlar’dan aday adayı iken, özellikle Karabağlar’ı zikrederek yapılan değerlendirmeyi çok çirkin ve haksız buldum. Hiç düşünmeden sarf edilen kin yüklü sözler amacını fena halde aşmış.
Tacettin Bayır’ın birlikte siyaset yaptığı arkadaşlarına böyle pervasızca dil uzatması ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı için peşin peşin teslimiyeti öngörmesi, hiç kuşku yok AKP çevrelerinde memnuniyetle karşılandı.
Bir zamanlar birlikte mücadele ettiği arkadaşları rencide olmuş ne gam!