Ferleri Işıl ışıl… Deniz Fenerlerinin. “Sizler bizim deniz fenerlerimizsiniz” sözleri, Tunç Başkanın açış konuşmasının da, sanki bir özeti gibiydi…Geçenlerdeki toplantının, tam zamanında açılıp kapanması da… Bir Tunç Soyer Klasiğiydi !
***
Öncelerin ; Milletvekilleri, Parti Meclisi Üyeleri,
İl Başkanları ve yöneticileri, İlçe Başkanları
ve yöneticileri… toplantının katılımcılarıydı.
İlk gözümüze çarpanlar ; Bülent Baratalı, Ahmet Ersin, Sedat Uzunbay, Selçuk Ayhan,
Mehmet Ali Susam, Ali Aşkın Toktaş, Alaattin Yüksel, Muharrem Toprak…
Ali Engin, Rıfat Nalbantoğlu, Kemal Cengizoğlu, Hatice Tatlı, Hüseyin Saygılı, Gülseren Alçı…
Utku Gümrükçü, Mustafa Özuslu, Mehmet Şakir Başak, Levent Ölçer, Aytekin Tunus, Uğur Yelekli, Adnan Alabay, Yüksel Demirsoy, Enver Dündar, Mehmet Türkbay, Uğur Yıldırım, Nazan Dönmez, Cemalettin Alper, Abdullah Sürücü…
Nahide Atalay, Dilek Bilgin, Ali Hıdır Uludağ, Altan İnanç, Mehmet Süne, Yekta Varnalı,
Barış Erel, Alper Yücel, Celal Yıldız, Birol Soylu, Hasan Bağlarbunarı, Vezir Arslan…
Büyükşehir Meclisinden gelen bir de… yeni!
ABD’nin Demokrat Milletvekili solcu Cortez’in
yolunda, dik bir CHP’li : Birgül Sural Üner…
CHP İl Başkanı Deniz Yücel…
Hatırlanınca da, uyarılınca da eklenebilecek,
daha da başka… katılımcılar.
***
Üç yıllık faaliyetler ; İmar Planları, Kentsel Dönüşüm, Ulaşım, Su, Körfez, Sosyal Hizmetler, Tarım ve Kooperatifçilik gibi konularda, uzmanlarınca 4 başlık altında yapılan sunumlar…
Bülent Baratalı’nın, Çeşme’nin dörtte bire sıkıştırılması sözleri, Hatice Tatlı’nın, zamanı uçurarak deprem Bayraklı’sını… Beyrut’a benzeten sözleri, anlamlı tespitleriydi!
Her başlığın sunumunun ardından… Tunç Başkanın sahneye çıkarak, katılımcıların katkılarını alması, sorularını cevaplaması. Derinliği, enerjisi ve özgüveni… Ustalık dönemine erken girdiğinin göstergesiydi.
Hele de, kentsel yenilemeye, ulaşıma, tarıma, kooperatifçilik yoluyla halkın katılımının da sağlanması… Kenti, halkla birlikte yönetmenin somutlaşan, sosyal demokrat ideolojinin de,
ete kemiğe bürünen hali olmalıydı…
***
Ecevit’in kooperatifçiliğe verdiği büyük önemi anlatarak… Aldığı ilhamla, siyasi ve ekonomik demokrasinin ayrılmaz birlikteliğini vurguladı.
Gerçekten de Ecevit, Kooperatiflere büyük destek vermişti… Özellikle döneminde Köy-Koop adeta devleşmişti. Köy-Koop’un, İzmir Birliği Kurucu babalarından, Bademli eski Belediye Başkanı Mustafa Başer diyordu ki,
Kooperatifler çığ gibi yayılmaya başlamış, 1975’lerde ortak sayısı 2,5 milyona, kooperatif sayısı da 15 bine yaklaşmıştı. Köylüler uyanıyor, tekeller kırılıyor, aracılar kalkıyor, çiftçilerin geliri üç kat artıyordu… Üretici “nihayet para kazandım diyebiliyordu!”
1980 darbecilerinin yaşatmadığı… sönmeye yüz tutmuş bir yanardağ gibi, Köy-Koop İzmir Birliğinin üzerindeki küller de… silkeleniyordu!
***
Büyükşehir Belediyesi, Kentsel Dönüşüm için,
iş dünyası ile ortaklıklar kuruyor ve yapı kooperatifleriyle çalışıyor. Problematik sorunlar çıkmasın diye… Yaşamı kolaylaştırmak için, vatandaşı müteahhitlerle karşılaştırmadan, yerinde ve adil dönüşümle, yepyeni ve yemyeşil mahalleler kuruyoruz… diyordu.
Bazı hatlarda işletme hakkını kooperatiflere devrederek, otobüsleri çekip yeni güzergahlara tahsis ediyor, ulaşımda rahatlama sağlıyoruz diyordu…
Kooperatiflere destek veriyor, 80 kooperatifle yürüyor, 40 dolayında kooperatiften de alım yapıyoruz… 4700 çobanla mülakat yaparak sütlerini alıyor, Küçük üreticiyi yok sayanlara karşı, ürünlerini ihraç ediyoruz diyordu… İngiltere’de depo bile tuttuklarını söylüyordu.
Hele de, kapatılan Köy Enstitüleri modelinde Tarım Liseleri açıyoruz demesi, aynı okullu olarak… hayallerimizi de süslüyordu!
Geçmiş, şimdinin de içinde yaşar denir ya…
Başkanlarımızdan Dr. Burhan Özfatura’nın, Tunç Başkandan, temiz bir körfez için isteği olan, yağmur sularının ayrışması da yapılıyor, bitimine, 110 km gibi bir mesafe kaldı diyordu.
Başkan daha da neler neler anlattı da,
Deniz Fenerleri aydınlandı… Aydınlattı !
İyi Pazarlar…