GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
14 Mart 2011 Pazartesi

CHP örgütleri ve arkadaş grupları...

CHP örgütlerindeki guruplaşmalarda gözlemlediğim bir sorun var; arkadaş gurupları olmalarına karşın, farklı siyasal talepleri varmış gibi davranıyorlar.
Bir şekilde bir araya gelmiş arkadaş gurupları, guruplarının çıkarları çerçevesinde kendilerine geri dönmesini umdukları siyasi rantın etrafında kenetlenmiş halde siyaset yapıyorlar.
Bir tür cemaat kültürünü çağrıştıran gurup üyeleri arasındaki ilişkiler, siyasetin önüne geçiyor. Gurupların kendileri ile sınırlı siyasi rant hesapları, siyasetin kendisi oluyor.
Ancak, kimse gerçeği itiraf etmediğinden, ve guruplar bu tutumu örtecek argümanlarla kendilerini aldatma yoluna gittiklerinden, kısa vadede çözüm görülmüyor.
Şunu bilmekte yarar var; bu arkadaş guruplarının, ’“halk için halk ile birlikte’” siyaset anlayışına hayat hakkı tanımaları olası değil.
Hal bu ise, CHP örgütlerinde nasıl siyaset yapılacak? Halkın partisi olmayı, ’“halka inmek’” olarak algılayan anlayış örgütlerde hayli yaygın. Siyaset yapmaktan, ’“sahaya inmek’”, ’“halka gitmek’” gibi anlamlar çıkaran il ve ilçe yöneticileri, halka söylenecek sihirli sözlerin peşinde’… Halkın nasıl düşündüğü, ne söylediği umurlarında değil. Daha kötüsü, ’“biz halkız’” demek akıllarına hiç gelmiyor.
 
Türkiye’’de siyaset yapmanın koşulları çok değişti. AKP’’nin yeni bir Türkiye dizayn etme merakı, bütün parametreleri değiştirdi. Buna karşın, CHP’’lilerin eski bildikleriyle ülke sorunlarını tartışacak, çözüm üretecek yeni bir dil oluşturmaları pek mümkün görülmüyor. Arkadaş gurupları içindeki masonik bağlar buna izin vermiyor. Değişimi kavramak için yeni bakış açılarına ihtiyaç olduğu gerçeği karşısında partililer tutuk veya tepkili. Kimi partililer, ’‘değişim’’ den, ideolojisini değiştirmek anlamını dahi çıkarabiliyor. Oysa, sorun tamamen değişimin ne olduğunu anlamak ile ilgili. Ülkede bir değişim yaşanıyorsa, onun ne olduğu kavranmadan, değişim süreci nasıl yönetilebilir ki!
 
Ülke çok kritik günlerden geçiyor. Genel seçimlerde alınacak sonuçlar önümüze yeni bir siyasi tablo ve yeni siyasi oluşumlar çıkartabilir. Artık siyaset sadece siyasetçilere bırakılamayacak kadar önemli hale gelmiş bulunuyor. Önümüzdeki günler, halkın kendisi için siyaset üreteceği ve siyaset yapacağı günlerdir.
Halk, bu seçimlerde, nasıl bir Türkiye istediğine karar verecek. Sokaktaki insanı iyi dinleyen, iyi anlayan başarıya daha yakın olacak.
Ellerinde çözüm reçeteleri halka gidip bir şeyler anlatmayı seçim çalışması zannedenlerin dikkatine sunuyorum: Dinlemek ve anlamak için bilmek gerekiyor. Bilmek için de okumak’…
 
Her şeyden evvel, ülke sorunlarının reçetelerle çözülemeyecek kadar çetrefil hale geldiğini görmek gerekir. Artık bir rutinden söz etmek olanaksız. Küresel sistemin dayattığı değişim ve oluşum süreçlerini yönetmek için hızlı düşünmek ve hızlı karar vermek, siyasetin olmazsa olmazı olmuştur. Halk, güven veren dinamik yapıları önemsiyor. Elini taşın altına koyan, risk alan siyasetçi istiyor. Dahası, halk için siyaset yaptığına inandığı siyasetçiye oy veriyor.
 
Arkadaşlık, dostluk ilişkileri tabii ki güzeldir. Bunun hep sürmesini yürekten diliyorum, ama bütün üyeler arasında...
Arkadaş guruplarının değerli üyeleri, arkadaş olmak ile yurttaş olmak arasındaki farkı anlamak ve bir seçim yapmak zorundalar. Ülkeyi düzlüğe çıkaracak siyasal hareket, katıksız bir yurttaş hareketi olacaktır.