GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
24 Şubat 2011 Perşembe

AKP'nin halkı ve demokrasi

Halk ve demokrasi kavramları, edimsel olduğu kadar kavramsal olarak da AKP’’nin hışmına uğradıktan sonra, bulanık kavramlar üzerinden tartışmak zorunda bırakılan muhalefet, oldu bittiler karşısında zaman zaman çaresiz kalıyor.
İktidar partisi kadroları her demokrasiden söz ettiğinde insanın sorası geliyor; ’“Hangi demokrasi?’” Halktan her söz ettiklerinde, kendi kendime soruyorum; ’“Hangi halk?’”
AKP’’ye özel bir halk, o halka özel bir demokrasi’…
AKP’’nin kurmaya çalıştığı yeni düzende, sadece beş vakit namazında dindarlardan oluşan kalabalığa ’“halk’” deniyor; sadece beş vakit namazında dindarların haklarına dayalı yönetim biçimi de demokrasi oluyor.
Laik hukuk devletini talep eden yurttaşlar bu dolaşımın dışında kaldıklarından, adeta iki Türkiye, Kürtlerin talepleri de göz önünde bulundurulursa, üç Türkiye iç içe geçmiş halde varlığını de facto sürdürmektedir.
 
Halk, yurttaşlar topluluğu olmadığı ölçüde, modern toplum kriterlerinden uzak bir yapıya dönüşmektedir.
Laisite yanlısı insanlara hakaret edilerek, aşağılanarak laiklik ilkesi dejenere edildiğinde ve kamusal yaşam normları çöktüğünde, her yurttaşına eşit mesafede olması gereken devlet ve herkesi kucaklaması gereken modern toplum, yerini cemaatlere bırakacaktır. Laik hukuk devletinin güvencesinde yaşamak isteyen insanların yaşam alanları yok olacaktır. Böyle bir Türkiye fikri kimin eseridir, kimin içine siner, bilemiyorum.
 
Demokrasi meselesine gelince; din normlarına göre kamu düzeni oluşmuş bir devlet biçiminde, neden demokrasiye ihtiyaç duyulacağı meselesini aydınlatmak gerekiyor. İnsan tekinin haklarına dayalı olması gereken demokrasi, devleti yönetme biçimi olarak varoluş ilkelerini, din normlarına dayalı gurup haklarından alamaz; alırsa demokrasi olmaz. Tek boyutlu insan ile homojenleştirilmiş bir toplumda Tanrı buyruğu ile kamu düzeni sağlamak varken, -ki olana bitene bakılırsa niyet bu- neden demokrasiye ihtiyaç duyulsun!  Demokrasiyi savunmaları tam anlamıyla aldatmacadır. Din normları demokrasiyle bağdaşmaz.
 
Türkiye’’yi yönetenler demokrasi ve halk kavramlarının içini boşaltıyor. İçerikten yoksun demokrasi ve faşizme özgü tek boyutlu toplum ile müsemma halk’… ’“Böyle halka böyle demokrasi’” der gibi’… Bu tablodan nasıl bir Türkiye çıkar! Dilerim parça parça olmuş bir Türkiye çıkmaz.
 
Eğri oturup doğru konuşalım. Bu ülkede bir arada yaşamak için bir irade oluşturmak zorundayız. Hep birlikte yan yana barış içinde nasıl yaşayacağız? Kamusal yaşam nasıl olmalı? Oturup bunları konuşacağız. Ama nasıl?
AKP’’nin ayrıştırdığı toplum kesimlerinin bir araya gelerek konuşabilmesi için, iktidarın ayrıştırmacı siyaset anlayışından ve baskıcı siyasetinden kurtulmak gerek. Yani, öncelikle AKP iktidarından kurtulmak gerek.
 
AKP’’nin halk ve demokrasi anlayışına göre oluşturmak istediği toplum modeli, her türlü uzlaşmanın önünü kapatıyor. Dogmatik düşüncenin baskıcı karakteri, toplumsal yaşamı giderek kuşatıyor. Siyaset sözün bittiği yere varmadan bir şeyler yapmak lazım.
 
Bir dönem daha AKP’’nin yöneteceği Türkiye’’de, biz Cumhuriyet’’in yurttaşları, kendimize yer bulmakta hayli zorlanacağız.