GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
31 Aralık 2013 Salı

Bu yıl da böyle geçti…

Bu yılbaşında bizim payımıza hüzün düştü. Yakın zamanda Aysun’un annesini kaybettik, 47 gün oldu. Acımız çok taze.
Benim hayatımda çok özel bir yeri vardı Neriman Anne’nin. Bilge ve dost bir insandı. Ailenin gerçekten büyüğüydü. Herkes onun eteklerinde toplanırdı.
O gidince sanki hepimiz ortalıkta kaldık.
Yokluğuyla da çok değerli...
Cumartesi günü mezarı yapıldı. Ziyarete gittik. Aysun, annesinin mezar taşını okşarken; “Anneciğim, senin yeni yıl hediyen de bu!” dedi.
O an, hayata dair bildiğim her şeyin ters yüz olduğu andı. Yılbaşında, anneye, mermerden güzel bir mezar hediye etmek… Acının ve ironinin bu kadar güzel buluştuğu bir an… Fellinien bir anlatım gibiydi. Aysun’un canı çok yanıyor.
Varoluş, trajedinin ta kendisi…
Neriman Anne sonsuzlukla buluştu; sevenlerinde hep güzel yaşayacak.
                                                             *
 
Gelelim memleketin ahvaline… Sözü uzatmaya gerek yok; 2013 berbat bir yıldı. 2014 daha da berbat geçmeye aday…  
Bununla birlikte, gelenektir, yeni yılı kutlayacağız. Kutlayacak ne kaldıysa!
 
Hayli umutsuz, hayli sıkıntılı geçeceği şimdiden belli olan 2014 yılı, Türkiye tarihine milat olarak geçme potansiyeline sahip bir yıl olacak.
2014 yılı, Kürtlerin, İslamcıların, bütün etnisite ve din gruplarının yeni bir sosyal sözleşme yaparak, Türkiye Cumhuriyeti’nde yeniden bir araya geldikleri veya herkesin kendi yoluna gittiği bir yıl olarak tarihe geçebilir.
Birinci ihtimalde, 2014’ün herkes için iyi bir yıl olacağını söylemek mümkün. Ama ikinci ihtimalde, ülke çok ağır bedeller öder.
 
Türkiye 2014’e iki büyük sorunla giriyor; birinci sorun iktidardır, ikinci sorun ise muhalefettir. Ülkede iktidar da, muhalefet de sorunludur.
İktidar sorunludur çünkü artık ülkeyi yönetemiyor, tükeniş başladı.
Muhalefet sorunludur çünkü ülkeyi nasıl yöneteceğini, yapısal sorunları nasıl aşacağını, çözüm önerilerini ikna edici bir dille anlatamıyor.
 
İslamcıların iktidar olduktan sonra ortaya koydukları toplum projesi, insan hakları ve özgürlükler konusunda sınıfta kaldı; demokratik toplumun içinde yer alabilirler ama kurucusu ve yürütücüsü olamazlar. Bu gerçek ortaya çıktı.
 
Devletin kurumları arasındaki ilişkiler, iktidar grupları arasındaki çıkar ilişkilerine göre şekillenmeye başlayınca, ordu, yargı ve polis teşkilatında meydana gelen aşınma toplumda güvensizlik yaratmaya başladı.
 
Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, istihdam ve güvenlik alanlarında toplum sorun yaşıyor. Halkın bu beş temel talebinde ortaya çıkan sorunlar iktidarı sarsar.
 
Dış politikada, emperyal güç yanılsaması üzerine inşa edilen İran, Irak, Mısır ve Suriye politikaları, yeni yılda da Türkiye’nin başını ağrıtmaya devam edecek.
 
Türkiye içeride ve dışarıda tam anlamıyla dar boğazda. Siyasal istikrarsızlık ekonomik göstergelerin bozulmasına yol açıyor. Dış ticaret açığı derin bir krizi tetikleyebilir, ödemeler dengesini bozabilir. TOKİ’nin kontrolsüz büyümesi, bankalara kadar uzanacak bir krizi başlatabilir.
 
Bu karamsar tablo gerçekleşirse ki kısmen gerçekleşti bile; erken seçim kaçınılmaz olur. Yani, 2014’ün ikinci yarısında erken genel seçimler yapılabilir.
 
Siyasal, ekonomik ve sosyal yaşamda kaosa giden ülkede, erken genel seçimlerle kötü gidiş durdurulabilir mi?
Önümüzdeki aylarda Türkiye bu sorunun yanıtını arayacak.
 
2014 yılı, Türkiye için zor bir yıl olacak. İyimser olmak için fazla bir nedenimiz olmamakla birlikte, umutlarımızı ertelemeden mücadele edeceğiz.
Bu ülke bizim, bu hayat bizim. Daha iyi bir hayat için mücadele edeceğiz.
Temennim, görünenden daha kötüsünün yaşanmadığı bir yıl geçirmemizdir.
Bu duygular içinde ve her şeye rağmen;
Sağlıklı ve iyi bir yıl geçirmeniz dileğiyle.