GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
18 Mart 2013 Pazartesi

Binali Bey niye hicap duydu ki?

Arapça konuşulan ülkelerde ve batıda genellikle islami giyimi veya örtünme şeklini ifade için kullanılırsa da yaygın anlamı ‘ar’dır hicabın.
Başka bir ifadeyle, utanma/sıkılmadır.
 
Günümüzde (‘ar’sızlık arttığı için belki) pek sık kullanılmasa bile kullanıldığında hayli etki yaratan bu tedavülden kalkması an meselesi kelimeyi, muhtarlarla yapılan zirvede Ulaştırma Bakanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım sarf etti malumunuz…
Belediyelerin (elbette CHP’li belediyelerin) görevlerini yerine getirmeyişine tepki gösteren Binali Bey’in “Günahtır bu şehre! İzmir milletvekili olarak bu hizmetlerin yerine getirilmemesinden hicap duyuyorum” sözlerinin, geçmişte edilse manşetlere taşınacakken, gazetelerde mahcup şekilde yer almasını, hatta bazılarında hiç yer almamasını sorgulayacak değilim doğrusu.
ESİAD toplantısında İzmir’i ‘sümüklü bir çocuğa’ benzettiği için günlerce konuşulan bir Hüseyin Çelik değil çünkü Bakan Yıldırım. Çelik’in aksine; İzmir’in kanaat önderlerinin, pek çok gazetecinin daha İzmir milletvekili olmadan hakkında olumlu düşündüğü, bu düşünceleri de çoğu kez boşa çıkarmamış bir iktidar mensubu. Bu nedenle onun ‘İzmir milletvekili olmaktan hicap duyuyorum’ sözlerinin üzerinde tepinilmemesini bir anlamda anlıyorum.
Anlayamadığım, sayın Yıldırım’ın bu sözü nasıl/neden söylemiş olduğu, diyelim ki cümle ağızdan çıktı gitti; ertesi gün yine İzmir’de yaptığı bir dizi toplantıda niye düzeltme yapma ihtiyacı ya da gereği duymadığı?
 
Haberi satır satır okumadan o sözü görür görmez, verdiğim ilk tepki, “Kesinlikle belli ki, Binali Bey İzmir’den Büyükşehir adayı olmak istemiyor, sıtkı sıyrılmış besbelli!” olsa da…
Sayın Bakan’ın ‘İzmir Milletvekili olarak bu hizmetlerin yerine getirilmemesinden hicap duyuyorum’ sözcüğüyle İzmir’den/İzmirlilerden utandığını düşünmesem de,
Amacının yerel idarecileri (elbet en çok da Aziz Kocaoğlu’nu) vurmak olduğunu bilsem de, kullandığı hicap sözcüğünün irite edici, solak ve tatsız bir ifade olduğunu, anlatmak istediğini anlatmakta yetersiz/ilgisiz kaldığını söyleyebilirim.
Kaldı ki sayın Yıldırım, bir eli yağda/bir eli balda olan bir iktidarın milletvekili. ‘Bir zahmet siz yapıverin, elinizi tutan mı var’ denilecek konumda.
Üstelik milletvekili adaylığı öncesinde 35 projeyle hatırlanan İzmir’in milletvekili.
Üstelik şikayet ettiği belediye başkanları, Aziz Kocaoğlu, Sayın Yıldırım İzmir’den aday olduğunda da belediye başkanıydı. İzmir’den aday olmamayı seçebilirdi yani…
 
Hiçbir kentte İzmir’de olduğu gibi itirazlarla/eleştirilerle karşılaşmayan Ulaştırma Bakanımızın, kentin bu yüzünden hem memnun, hem de şikayetçi olduğunu yüz yüze yaptığımız görüşmelerden biliyorum. ‘Ben yaptım oldu’nun en ağır/netameli işlediği kent olan İzmir’in Binali Bey’i yorduğunu, ‘hicap duymanın’ altında, yerel yönetimleri eleştirmenin yanı sıra bunun da yattığını düşünüyorum.
Ne olursa olsun; hicabın talihsiz bir cümle, gayrı şık bir açıklama olduğunu ve Sayın Yıldırım’ın bugüne kadar kentte yarattığı izlenime yakışmadığını da söylüyorum özetle.
Bu arada…

Bu sözün basında yer almaması için gayret gösteren kimi AKP’lilere de ‘özrü kabahatlerinden büyük’ sözünü hatırlatıyorum… “Yanlışlık sansürle düzeltilmez, açıklama diye bir şey var arkadaşlar” diyorum, naçizane…