GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
24 Aralık 2017 Pazar

Soylulaştıramadıklarımızdan mısınız?

TÜİK rakamlarına göre İzmir’in yaklaşık 500 bin nüfusu ile ikinci büyük ilçesi olan Karabağlar’ın CHP’li Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu şu sıralar ciddi bir sorunla uğraşıyor.

O da önüne geçmeye çalıştığı, mücadele ettiği ‘algı yönetimi’ konusu!

Uzun yıllar “Harita Mühendisleri Odası Başkanı” sıfatıyla içinde bulunduğu Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği’nin (TMMOB) bünyesinde yer alan Mimarlar Odası’yla şu sıralar “belediye başkanı” sıfatıyla karşı karşıya.

Sebep ise ilçenin Esentepe- Mimkent Bölgesi’ni kapsayan Büyükşehir Belediyesi’nin de onay verdiği yeni imar planı çalışmaları.  Bölgede, İzmir için ilk olma özelliği taşıyan 1970’li yılların ürünü sosyal konutlar var. Yapılan araştırmalara göre de artık ne depreme ne de doğal bir afete dayanabilecek güçte. O dönem itibariyle 12-13 kat aralığında inşa edilen konutların da içinde bulunduğu alanı kapsayan yeni planlamada “emsal aynı kalmak koşuluyla” yeni bir düzenleme kamuoyuyla paylaşıldı.

İmar planlaması, kentsel dönüşüm ya da imarla ilgili herhangi bir işle uğraşanlar iyi bilir ki “algı-dedikodu” yapılacak bu tür bir işten daha hızlı yayılır. En önemli sorun da bununla mücadele etmektir. Kentsel dönüşüm alanlarında bu yüzden kavgalar çıkar, tartışmalar olur. Bugün araştırmalara baktığınızda en küçük bir apartmanın bile kentsel dönüşüme götürülmesi aşamasında uzun yıllar birbiriyle akraba kadar yakın yaşayan komşular birbirine düştüğünü görürsünüz.

Aynı algı yönetimi bugün Karabağlar’da yapılıyor. Ortalıkta 30-40 katlı binaların fotoğrafları dolaşıyor. Apartmanların kapılarına bırakılan broşürlerde “sınırsız yükseklik” vurgusu yapılırken yeni planlamayla iki belediyenin planlama suçu işlediği dile getiriliyor. Halka, “yüksek binalar gelecek, deniz manzaranız olmayacak. Rüzgarınız kaybolacak, güneşiniz yok olacak” mesajı veriliyor.

Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nin yaptığı açıklamalarda belediye yönetimine hitaben ağır eleştiriler var. Oda açıklamasında, “Esentepe bölgesinde yer alan ve İzmir’in ilk sosyal konutlarının olduğu bölge, bugün kent merkezinde kalması, mevcut yapılaşmanın sahip olduğu imar haklarını kullanmamış olması ve kentsel rant nedeniyle yapılaşma baskısı altındadır. Yapı yüksekliğinin serbest bırakıldığı bölge bir çok müteahhit tarafından yapılaşma koşullarının olanak verdiği yaklaşık 30 katın yer alabileceği rezidans pazarlaması ile gündem bulmaktadır” ifadelerine yer vermiş.

Yine odanın açıklamasında dar gelirlilerin gönderilip, orta ve yüksek gelirli kişilerin yerleşeceğine yönelik sözler var. Bu konu da, “bölgede yerinde dönüşümün amaçlanmadığını, orta üst gelir grubunun yaşayacağı ‘soylulaştırılmış’ yeni bir yaşam çevresi hedeflendiğini ortaya koymaktadır” sözleriyle anlatılmış.

Peki gerçekten durum böyle mi?

Karabağlar’ın Harita Mühendisi Belediye Başkanı Selvitopu bölgeyi zenginlere mi peşkeş çekmeye çalışıyor?

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bugün çalışmalarını gururla yürüttüğü kentsel dönüşüm projelerinin mutfağında uzun yıllardır çalışan Selvitopu “başkanlık” koltuğuna oturduktan sonra “iradesini” halktan yana değil müteahhitlerden yana mı kullanıyor?

Aslında bu sorunun yanıtı belli ve gayet net!

Ne yazık ki TMMOB içerisinde çekişme, yeniden güç kazanma ve alan hakimiyetini sağlama çabaları var. Bu da zaman zaman başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Büyükşehir’in projelerine karşı direniş, tepki ya da O’na yakın isimlere yönelik açıklamalarla kendisini gösteriyor.

Meselenin ayrıntısına bakıldığında plan ya da herhangi bir bölgeyle ilgili imar düzenlemesi mimarlar odasının değil şehir plancıları odasının işidir.

Kısa araştırmayla bölgedeki eylemlere öncülük eden, toplantılarda söz alan bazı kişilerin açıklama yapan oda bünyesindeki “yetkili” ve “irade” sahibi kişilerle bağlantılı olduğunu tespit edilmiş durumda. Hatta dönüşümü yapılacak, planlama alanlarında evlerinin olduğunu söyleyenler bile var.

Emsal, gabari, imar plan notları, renklendirilmiş haritalar, yüksek katlı binalar ve birçok teknik terimleri ardı ardına koyarak açıklama yapmak en başta uzun yıllardır kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirmeye çalışan İzmir’e karşı yapılmış bir haksızlık olur. Bugün, şehir merkezine doğru arabasıyla gelen yerli/yabancı bir turist gecekondu bölgelerinden geçerek gideceği yere ulaşıyor.  Uzun yıllar merkezi hükümet-yerel yönetimler arasındaki sorunlar nedeniyle yol alınamayan fakat gayretle rayına oturmaya başlayan “kentsel dönüşüm” ruhu zedelenmemelidir.

Her kim olursa olsun taraflar yaptıkları açıklamalarla önce halkı ürküteceklerini, toplumun bu konuya karşı hassasiyetlerini iyi irdelemelidir.