GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
26 Ekim 2017 Perşembe

İyi Parti'nin gelişi

Meral Akşener’in liderliğindeki “İyi Parti” kuruluşunu açıkladı. Son alınan kararlarla birlikte artık üst yönetim de belli. MHP’ye benzeyen “başkanlık” divanı, Demokrat Parti’de olan “genel idare kurulu” gibi üst yapılanmayla harmanlanan partinin karar verici makamlarında İzmir’den tanıdık isimler var.

Tabi ki en başta gidişi tartışmalara neden olan CHP İzmir eski Milletvekili Dr. Aytun Çıray. Zaten sağdan gelen Çıray’ın iki dönem milletvekilliği “kontenjan” da eklenince parti içinde birçok kesim tarafından eleştiriliyordu. Bu durumu her açıdan yorumlayanlar oldu. Eleştiren de var, destek veren de. Ama herkes bilir ki Çıray sağlamcıdır, garanticidir. Görüşmeden, anlaşmadan, ayrıntıları hesaba katmadan gitmez. İlk seçimde de bunun mükafatını almak için çalışacaktır. Akşener’in önce kurucular sonra da çekirdek kadrosuna kadar giren Çıray’ın bundan sonra işi gerçekten kolay değil. O da bu durumu, “Ne yaptım canım iktidar partisine mi gittim. Aslında zor olanı tercih ettim. Ne olacağı belli olmayan bir siyasi atmosferde risk aldım” diyerek kamuoyuna anlatmaya çalışıyor.

Gelelim yapılanmanın ikinci kritik ismine. O da Müsavat Dervişoğlu. Karadeniz kökenli olan Dervişoğlu’nun babası Nail Dervişoğlu da Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş gibi isimlerin gözdesiydi. Babadan oğula geçen siyaseti uzun yıllardır MHP kadrolarında sürdüren Dervişoğlu Akşener’in dibinde görev almış oldu.

Kurucular listesinde yer alan Yıldırım Ulupınar’ın il başkanlığına olan yürüyüşü şimdilik sorunsuz devam ediyor. Tüzükte “kurucu, il başkanı olamaz” diye bir durum da yok.

Eski Bakan Suat Çağlayan da İzmir kontenjanından kurucular listesinde yer aldı ama başkanlık divanı ve genel idare kuruluna giremedi.

Partinin üst yönetimi olan başkanlık divanında İzmir kontenjanına ismini yazdığımız fakat kent ile diyaloğu sadece milletvekili olduğu 2007-2011 yıllarından ibaret olan Türk Ocakları eski Kadın Kolları Genel Başkanı Şenol Bal da bulunuyor.

Kısaca, Akşener’in yakınında, çekirdek kadrosunda İzmir’i yakından tanıyan, Ege’yi bilen önemli isimler var. Yeni oluşan rüzgarın da etkisiyle bölgede bir hareketlilik olacağı kesin. 2014 yerel seçimlerine göre CHP İzmir’de 22 ilçe belediyesinde seçimi kazandı. AK Parti’nin 6, MHP’nin ise 2 belediye başkanı vardı. Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar daha sonra AK Parti saflarına katıldı. Şimdilik aritmetik böyle. Fakat, yereli doğrudan etkileyen belediye meclis üyelerinin büyük bölümü ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki MHP’li isimler mevcut genel merkez yapısından kopmuş durumda. Tek kalan Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın da MHP’ye olan “orta şekerli” desteği herkes tarafından biliniyor.

Ve İzmir’de Balkan göçmeni kimliği ile oldukça yol kat etmesi beklenen Akşener ve yeni yapılanmanın ne kadar ilerleyeceğini de teşkilatlanmasıyla birlikte söylemleri, eylemleri gösterecek. Bu yüzden yerel seçimlerde MHP ve CHP’nin yarıştığı başta Aliağa-Foça-Bergama, Urla gibi ilçeler olmak üzere çok az bir oy farkla kazanılan Menderes, Selçuk, Bayındır gibi ilçelerde dengeleri değiştiren sonuçların çıkması bekleniyor. Artık, İzmir CHP açısından “çantada keklik” bir seçim bölgesi değil. Sadece yerel değil genel seçimlere hazırlanacak siyasetçilerin yeni parti dengesini, olgusunu ister istemez gözetmesi gerekecek.

Tabi ki bu arada siyaset mekanizması uzun yıllardır içinde bulunduğu insan ve vizyon tekdüzeliğinden de kurtulacak. Yeni isimler, yeni aktörler hem kente hem de partilere dinamizm kazandıracak.