GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
28 Eylül 2017 Perşembe

Başkan yine kafaları karıştırdı!

Malum CHP’de parti içinde çok hareketli bir kongre süreci var. Bu yüzden 2019 yerel seçimlerinde yerini korumak isteyen ilçe belediye başkanları da genel merkezin “müdahale etmeyin” uyarılarına rağmen elini, kolunu hatta kellesini ortaya koymayı sürdürüyor.

Partinin Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’ün, “Ne yapalım, dinlemiyorlar” haykırışları ortada. Dinlemezler… Çünkü seçim sürecine sadece belediye başkanları mı karışıyor? Tabi ki hayır! Genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, parti yöneticileri, meclis üyeleri hatta mahalle temsilcileri, muhtarlar bile bu işin içinde. Niye belediye başkanları geri planda dursun!

Yarışta delege olan belediye başkanıyla başlıyor pazarlığa. Kendisi belediyede çalışıyorsa önce yerini sağlama alıyor. O’nda sorun yoksa bir yakınının istihdam edilmesi için ricada bulunuyor. Başkan uyanık davranıp kongre sürecini riskli görüyorsa gerekeni zaten yapıyor. Kimi zaman rica kimi zaman da partilinin “örtülü tehdidi” karşısında işlem tamamlanıyor. Peki bu durum, bu anlayış ortaya yeni mi çıktı? Eskiden bu yana “hakim anlayış” bir gelenek, bir virüs gibi partiyi sardı. Büyüyerek devam ediyor. Parti içindeki bu yarışı zaman zaman “hesaplaşma-çatışma” ortamına kadar götüren bu hastalığın şimdilik bir ilacı, panzehri siyaset bilimcileri (!) tarafından bulunamadı.

İşte bu yüzden kimse “belediye başkanları bu işlere karışmasın, örgütü dizayn etmesin” diye boşuna tepki göstermesin. Bu konuda partinin kapalı toplantılarında üst perdeden konuşup partili kendisine geldiğinde “bana isimleri getirin, ne yaptıklarını iletin” demesin. Parti örgütleri belediyelerin gerisinde bırakıldıkça bu işin çözümü falan da yok!

CHP’de “yerel/genel seçim havasında” geçen kongre sürecinde İzmir’in bir numaralı seçilmiş koltuğunda oturan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan geldi.

Kocaoğlu şöyle dedi: “

Biz bugün belediye başkanı olmadık. 13 senedir belediye başkanıyım. 39 senedir de Bornova'nın göbeğinde ticaretle uğraşıyorum. Bizim paraya, insana bakışımız bugün şekillenmedi. Önümüzdeki 1,5 yılın sonunda 15 sene belediye başkanlığı yapmış olacağım. Yeter de artar bile… Bu parti aday göstererek, İzmirliler de oy vererek bana hayatımda görebileceğim en büyük manevi makamı verdi. Ben de çocuklarıma İzmir yerel yönetim tarihine 15 sene belediye başkanlığı yaparak geçmenin gururunu bırakacağım. Hepiniz biliyorsunuz, hiçbir şeye gözüm yok”

Parti içinde yeni bir homurdanma/kıpırdama başladı. Ve yeniden şu soru akla geldi: “Gerçekten Kocaoğlu bırakıyor mu? Şimdiye kadar adaylık süreciyle ilgili her zaman “seçime altı ay kala kararımı açıklayacağım” diyen Başkan Kocaoğlu yine dikkatleri üstüne çekmeyi başardı. Evet başkan şaşırtmaya devam ediyor. Aday mı yoksa değil mi? Kafalar ise karışık herkes son kararı bekliyor!

BU RAPOR GERÇEK Mİ?

İzmir’de bu aralar bir AVM-Konut Projeleri patlaması var. Yeni projelerin ya görselleri çıkıyor ya da modelleri tartışılıyor. Ama unutulan bir konu var. Bu kadar AVM ve yüksek yapıyı ulaşım ağı/altyapısının kaldırıp kaldıramayacağı. Şöyle bir bakıldığında artık İzmir trafiği sadece sabah ya da akşam mesai bitiş/başlangıç saatlerinde yoğun değil. Artık sürekli bir trafik sorunu var. Otopark sorunu ve vatandaşın arabasını kapısının önünde görme isteğinden kaynaklanan bir keşmekeş yaşanıyor.  Hal böyle olunca yoğun kampanya ve tanıtımlarla açılan AVM’lerin özellikle hafta sonunda kıyısında, köşesinde yer bulmak mümkün değil. Trafik alt üst, yoğunluk vatandaşı kanser ediyor!

Bu arada Doğuş Grubu’nun Üçkuyular Meydanı’nda yapacağı İstinye Park Projesi için “uygundur” kararı verildi. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Fakat şirketin ÇED dosyasına eklediği ek raporda ulaşım sorunu ve trafik sıkışıklığı için “basit sinyalizasyon müdahaleleri ve kavşak düzenlemesiyle giderilir” deniliyor. Raporu yazanlar kim? Denizli ilinde yaşayan Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Prof. Dr. Halim Ceylan, Prof. Dr. Soner Haldenbilen ve Yrd. Doç. Dr. Sibel Çukurluoğlu. Aynı heyetin  Denizli ilinde geçmişte yaptığı bir araştırma internette halen duruyor.  ‘Alışveriş  Merkezlerinin Ulaşım Talebine Etkisinin Araştırılması’ konulu raporda bir AVM’nin trafiğe yüzde 55 oranında bir etki yapacağı anlatılıyor. Denizli için yapılan araştırmada bahsedilen Lowry Modeli’ne göre İzmir’deki mevcut arazi AVM ve otel işinde kullanılacağına göre trafik sorununun oluşmayacağını anlatmak biraz mantıksız. Sermaye sahibinin hazırlattığı bilimsel (!) raporda bugün her şey tozpembe gösterilmiş ama orada 450 milyon TL’lik 24 katlı otel ve dev AVM’nin faaliyete geçmesiyle her şeyi İzmirliler yaşayıp görecek.