GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
23 Ekim 2017 Pazartesi

Bayındır krizi nereye gider?

Delege seçimlerinden elinde baltalarla çıkan CHP Örgütü İzmir’de kongreleri beklemeden yeni bir tartışmaya daha girdi.

O da Bayındır Belediyesi’nin aldığı arazi satış kararı.

Satan az bir oy farkla 2014 yerel seçimlerinde başkanlık koltuğuna oturan CHP’li Dr. Ufuk Sesli.

Alan ise partinin her kademesiyle yıllardır yakından ilgilenen ve İzmir’de özellikle yerel seçim süreçleri ve kongre dönemlerinde “yabancılık” çekmeyen CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol.

İşleri takip eden, hukuki süreci adım adım raporlayan da CHP’nin İzmir Milletvekili Murat Bakan.

İşin olması, beklenenin gerçekleşmesi için “çabalayan” olur da CHP’de karşı çıkan olmaz mı? Elbette var. O da yerel seçimlerden bu yana köy malları konusunda uzmanlaşmış hatta bu işin “kırmızı kitabını” defalarca anlatmış deneyimli, eski kulağı kesiklerden İl Eğitim Sekreteri Yücel Özen.

Ve ona destek veren, “satan” iradeyi yerelde “tu-kaka” ilan ederek biraz da delege seçimlerindeki sürecin de hırsıyla açıklamalar yapan CHP İlçe Başkanı Behzat Aydilek.

Seçim zamanları partiler tüm ilçelerdeki adaylarını teşkilatlardan-örgütlerden yetişmiş insanlardan seçmezler. Çünkü bilirler ki “sade partili” ile bazı yerlerde seçim kazanılmaz. Bulunduğu bölgelerde iş yapmış, tanınmış, iz bırakmış kişiler de aday olabilir. Bayındır’ın Belediye Başkanı Dr. Ufuk Sesli de bunlardan birisi. Bayındır’a üç dönem Anavatan’dan belediye başkanlığı yapmış Alaattin Çapuk’un “kayınbiraderi” sıfatıyla yakaladığı saha hakimiyetini doktor kimliğinin getirdiği “insan kazanma” özelliğiyle birleştiren Sesli, 3,5 yıldır görevini yürütüyor.

Başkan Sesli’ye göre kendisi belediyeyi 20 milyon artı köylerden gelen 4 milyonu da ekleyerek 24 milyon TL borç ile devraldı. Başladığında araçlar hurda, belediye çalışamaz, piyasaya borçlu itibarı yerlerdeydi. Hatta işçi maaşları taksitle ödeniyordu. Gelir gelmez bunları düzeltmeye çalıştığını vurgulayan Sesli sanayisi olmayan, geliri az olan bir ilçede kaynak bulmaya çalıştığını belirtiyor. Sesli’nin anlattığına göre satılan yerleri AK Partili isimler de almış. Araziler köy malı da değil. Köylünün ekip, biçtiği gelir elde ettiği araziler arasında bulunmuyor.

Peki bu kadar tartışma niçin? Bir bardak suda neden fırtına kopartılıyor?

Başkan durumu şöyle anlatıyor: “Delege seçimleri sürecinde listeleri görmedik, üyeleri bulamadık. Ben doğal delege olabilirim ama meclis üyelerimize bile aynı muameleyi yaptılar. Parti örgütümüz ile belediye arasını açmaya çalışıyorlar. İlçede ayak oyunları ne yazık ki il başkanlığında bazı isimlerden destek buluyor. Bu da bizi üzüyor”…

Aslında uzun süredir ilçe yönetimi ile belediyenin arası aynı partiye mensup olmalarına rağmen açık. Bu yeni bir durum değil. İzmir’in en küçük ilçelerinden birisinde yaşanan arazi satış krizi partinin ana gündem maddesi olmuş, genel merkeze kadar iletilmiş.

Konuyla, İzmir Milletvekili CHP Genel Sekreteri Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır ile Genel Başkan Yardımcısı İzmir eski Milletvekili Erdal Aksünger de yakından ilgileniyor. Hatta Sındır’ın ilçe başkanını fırçaladığı bile konuşuluyor.

İhaleyi alan Tunceli Milletvekili Gürsel Erol’un aslında Bayındır-Tire macerası yeni değil. Erol, AK Partili eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın döneminde bakanlıktan çok sayıda kültür varlığını restorasyon işini aldı. Bayındır’daki mevcut belediye binası ve arkasındaki kültür merkeziyle eski hükümet binasının otele çevrilmesi işini de yine Erol yaptı. Tire’de, Ödemiş’te İzmir’in farklı yerlerinde restorasyon projelerinde aynı ismin imzası var.

Milletvekili Erol her ne kadar “benim şirketle alakam yok” dese de ticaret sicil kayıtlarına göre Gür-Ya İnşaat Proje ve Restorasyon Şirketi’nin kuruluşu Temmuz 2010 tarihine dayanıyor. Kardeşi Soner Erol ile İsmet Geçgel tarafından kurulan şirket daha sonra Erol ailesinde kalmış. Şirketteki tüm hisseleri Ekim 2016 yılında Erol’un oğlu Doğancan Erol’a geçmiş. Halen de tek yetkili kendisi.

İl Başkanı Asuman Ali Güven’in ortaya karışık açıklamaları ve suya sabuna dokunmayan anlayışı tartışmayı söndürür mü bilinmez ama Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da konuyu yakından takip ediyor. Bizzat konuştuğum Torun, ilk olarak Belediye Başkanı Sesli’den rapor alacağını anlattı. Ve arazinin rayiç bedel üzerinden satışının “düşük-fazla” olup olmadığının önemli olduğuna vurgu yaptı. Bir milletvekili ya da belediye başkanının yakınlarının ticaret yapmasına olumlu bakan Torun, bu görevlerin kullanılarak, basamak yapılarak gelen kazançlara karşı çıkacaklarını söyledi. Torun’a göre meselenin “iyi incelenmesi” gerekiyor.

Ortada yasa ilk çıktığında “beldelerin kapatılması ve köy tüzel kişiliklerinin kaldırılmasına” karşı çıkan CHP ile bu durum gerçekleştiğinde ortaya çıkan malları “satan-paylaşan” yeni CHP anlayışının kavgası var. Bu kavga için muhalefete de gerek yok!

Peki;

Köy malları konusunda yaptığı açıklamalar ve aldığı tavırlar ile bilinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ne düşünüyor?

CHP’li Tire Belediyesi’nin sattığı araziler üzerinden sert açıklamalar yapan AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ve ekibinin tavrı nasıl olacak?

Bunları da zaman gösterecek.