GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
27 Şubat 2019 Çarşamba

Soyer’in İzmir aşkı!

“Aşkla İzmir” diyerek çıktığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı yolculuğunda partinin “Mart’ın Sonu Bahar” sloganını da ekleyerek projelerini tanıttı. Baharı müjdeleyen “Cemre” vurgusu yaparak İzmir’e üç cemre yani proje demetini parçalar halinde sıralayacağını ifade etti.  Önce havaya, sonra suya ardından toprağa düşen cemreyi betimleyerek “İzmir’in havasına, suyuna, toprağına sahip çıkmaya geliyoruz” dedi.

CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer projelerini tanıttı!

İlk cemrede yani ilk proje demetinde 11 ana başlık altında 100 adet söylem ve proje yer alıyor. Soyer bu rakamı da planlayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin 100. yılına uygun hale getirip uyarlamış.  Seçimi kazanır ve başkanlık koltuğuna oturursa ilk görev döneminin sonu 2023 yılı da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümüne denk gelecek.

Kısacası 100 numaraya atış ve vurgu yapan Soyer’in sunumu gayet akıcı ve anlaşılırdı. Her nedense belediye başkan adaylarından böyle dönemlerde “çılgın projeler” beklenir. Soyer’in gelecek iki cemresinde “çıldırtacak” proje var mı bilinmez ama büyük bölümünün ayakları yere basan, mantıklı, gerçekleşebilir çalışmalar olduğu gerçek.

Her kim akıl ettiyse sunumda en dikkat çeken bölüm ise “kurumsallığın devamı” olgusuna vurgu yapılması. Çünkü kentin yürüyen metro ve raylı sistem projeleri dışında alt-üst yapı işleri, sosyal ve sanata dair birçok projesi bulunuyor.  Sahaya çıktığı günden itibaren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile söylemleri üzerinden karşı karşıya getirilmeye çalışılan Soyer’in sunumdaki “devamlılık” vurgusu Kocaoğlu’nun ismini hiç anmasa da yine de çok önemliydi.

Sosyal projeler içinde yer alan “süt kuzusunun devamı, kooperatiflere desteğin sürdürülmesi, meslek fabrikasının geliştirilmesi”, Demokrasi projeleri içinde yer alan “kent konseylerinin desteklenmesi”, kentin planlanması projeleri arasında yer alan “kentsel dönüşümün devamı, planlama ve imar çalışmaları”,  ulaşım projeleri arasında yer alan “metro, tramvay projelerinin sürdürülmesi, yol ve alt-üst geçit projeleri, tam adaptif akıllı trafik sistemi, elektrikli otobüs, gemi ve yolcu vapurlarının arttırılması, iskelelerin yenilenmesi”, doğa ve çevre projeleri arasında bulunan “körfez dönüşüm, yeşil alan, katık atık bertaraf tesisi çalışması” gibi işler sadece bunlardan birkaç tanesi…

Ayakları yere basan ve gerçekleşme ihtimali yüksek olan projeler demetinde gerçek olan şu ki “kesinlikle yapılamaz” denilebilecek bir tane bile iş yok!

Hal böyle iken ortada kampanya başladığı günden itibaren devam eden garip bir durum var. O da ne biliyor musunuz? Sayın Soyer’in 15 yıldır görevde olan Aziz Kocaoğlu’nu “ima yollu” da olsa eleştirmesi. Mesele o kadar ciddi boyuta doğru ilerliyor ki AK Parti’nin seçim kampanyasına malzeme bile oldu. Soyer’in bunu, “bilinçli-planlı ve organize bir şekilde yaptığına” ihtimal vermiyorum. Çünkü Seferihisar’daki aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşma içinde kendisi 10 yıldır ilçeyi yönetiyor olmasına rağmen, “Seferihisar çukurlu, düzensiz yollardan kurtulacak, asfalta kavuşacak” ifadeleri var. Siyaseti yapanların da takip edenlerin de anlamlandıramadığı bir “psikolojik durum” herkesin malumu.

“Körfez Kokuyor”

“İzmir’i kapalı kapılar ardında yönetmeyeceğiz”

“İzmir’in kalp masajına, tıkanık damarlarının açılmasına ihtiyaç var”

“İzmir’in içinde bulunduğu durum takdiri ilahi değil takdiri idaridir”

Gibi söylemleri saymıyorum bile…

Sanıyorum kampanyayı yönetenlerin biraz da bu konuya çalışması gerekecek!

Aday belirleme süreci ve meclis üyeleri listelerinin tespiti nedeniyle yorgun düşen parti örgütünün de kısa sürede toparlanması gerekiyor. Burada en büyük görev İl Başkanı Deniz Yücel’in olacak. Soğukkanlı, duygularını saklayarak, sessiz bir şekilde süreci yürüten Yücel’in 2014 sürecinin İl Başkanı Ali Engin’e göre daha az yıprandığı bir gerçek!

Bu arada, genel merkezin yakın zamanda İzmir’e “özel ekipler” göndereceği bilgisi var. Kampanyaya destek verecek ekip bu süreçte aktif rol alacak. Krizli, sancılı yerler için tercih edilen bu yöntem Ankara’nın da kente bakışını yansıtmaya yetiyor.

Ne diyelim İzmir için hayırlısı neyse o olsun…