GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
1 Temmuz 2022 Cuma

Siyasetin iki yüzü

Siyasetin iki yüzü ve iki gerçekliği vardır. Aynen madalyonun iki yüzü ve paranın yazı ile turası gibi. Bir yüzünde olan ile arkasındaki resim aynı değildir.

Siyasetin daha çok görünen tarafında söylem, poz, makyaj, kıyafet, poster, rozet vardır. Diğer tarafında ise çıkar ve iktidar ilişkileri bulunur.

Daha somut olarak açıklamaya çalışalım. Siyasetin görünen yüzünde ülke, din, millet, Atatürk, laiklik, adalet, dış güçler, bölünme ve şeriat korkusu vb. bulunur. Arka yüzünde ise profesyonellik, himayecilik, adam kayırma, ihale, işe adam alma, mezhepçilik, bölgecilik, çeteleşme vb. vardır.

Seçmen siyasetin birinci yüzüne bakar. Büyük çoğunluğu bunu görür ve bununla ilgilenir. Oyunu da ona göre verir. Buzdağının altı ise farklı ilişkilere sahne olur. Orada iktidar mücadelesi ve iktidar ilişkileri vardır. Parti içi mücadele, ülke veya partide iktidar olma veya avantajlı konum sağlama ilişkileri, siyasetin seçmene ulaştırdığı söylemden bam başkadır.

Çünkü siyasetin bu alanı hem mevki makam paylaşım alanıdır hem de maddi ödüllerin dağıtım alanıdır. Kim milletvekili, belediye başkanı, parti yöneticisi, müdür, şirket yöneticisi olacak, kimler ihale alacak hep bu alanda şekillenir.

Bu anlamda laiklik ve cumhuriyet söylemi olan bir siyasetin arka yüzünde pek ala mezhepçilik ve bölgecilik daha etkili olabilir. Aynı şekilde din, haram, helal ve muhtaca yardım etme gibi değerleri kullanan bir siyasetin arka yüzünde ihale, haksız kazanç, adam kayırma, yandaşlara avantaj sağlama gerçeği çok ağır basabilir.

Son günlerde biraz da magazinleşen CHP milletvekili ve PM üyesi eşi arasında geçen olay da aslında siyasetin iki yüzünü görmemiz açısından yabana atılacak bir örnek değildir. CHP PM üyesi Tuba Torun ile eşi milletvekili Aykut Erdoğdu arasında yaşanan olay sadece eşler arasında bir sorun değildir. Aynı zamanda siyasetin öbür yüzünde gerçeklerin nasıl şekillendiğini de göstermektedir.

Muasır medeniyet misyonuna ve kadın hakları konusunda pozitif bir söyleme sahip bir partide daha önce parti meclisi üyesi de olmuş bir milletvekilinin, gerçekte kadınlara bakışının hiç de söylemiyle ilgili olmadığı net bir şekilde görülmüştür. Öte yandan Saraylarda evlendiği yeni eşi Tuba Torun’un da milletvekili olmak için nasıl mekanizmaların işlediğine ilişkin sözleri de siyasetin görünen ile arka yüzünün tezatlığını göstermesi bakımından çarpıcıdır.

Her ne kadar bu olay, basit ve özel yaşam alanına ait gibi gözükse de aslında hiç de basit değil ve hiç de bireysel bir örnek değildir.

Bunun en önemli kanıtı/göstergesi, siyasette liyakatin önemini kaybetmesi ve siyaset sınıfındaki kalite düşüşüdür.