GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
17 Eylül 2012 Pazartesi

Elhamdülillah, iyi yoldayız…

Eğitimcilerin, pedagogların, psikiyatristlerin, ana-babaların,muhalefetin ‘yapmayın-etmeyin’ çağrıları, itirazları karşılıksız kaldı. Kaldığı yetmediği gibi bir de Başbakan Erdoğan ile kuyruğuna takılmışların azarlarını yiyip oturduk oturduğumuz yerlere. Ve 4+4+4 uygulaması başladı.
‘Oyun hamuru’ çağındaki 60 aylıklar, ‘hamur gibi’ yapılmak üzere tahta sıralarda oturuşmakta bir haftadır. Yükleri yeterince ağır değilmiş gibi anneler de okul kapılarında bekleşmekle yükümlüler.
Prof. Dr. Yankı Yazgan, ‘bu çocuklara kaldıramayacakları yükler veriyoruz. Bunun bedeli ileriki yaşlarda görülür’ desin dursun.
Prof. Dr. Arif Verimli, "Bu dönemler evde sağlıklı atlatılmamışsa okul eziyete dönüşecektir. Tuvalet sorun, evden ayrılmak sorun, okula adaptasyon sorun olur. Çocukta zeka iyiyse zaten 66 ay okuma yazma öğrenmek için yeterlidir. 3 yaşında kreşlere bırakılan çocuklar çatır çatır İngilizce öğreniyorlar. Ama 66 ay dış dünyayı tanımak için çok küçük bir yaş. Ayrılma anksiyetesi bu dönemde daha keskin yaşanır. Bu dönemde, çocuklar kendilerini dış tehlikelere karşı korumada da çok fazla uyanık olamayabilir” diye istediği kadar uyarsın.
60-72 aylık çocukların alındığı 1. sınıfların öğretmenleri (sürgün yeri beğenmemek için) adlarını sanlarını saklayarak konuştukları gazetecilere istedikleri kadar ‘korkuyoruz’ desin.
Umurunda mı AKP’lilerin?
1 haftalık hızlı hizmetiçi seminerle 4+4+4’ü kavrayan(!) öğretmenler, ayakları yere değen bebelerle değmeyenlerin aynı sıraları paylaştıkları dersliklerde, kendilerini paralama yolunda.
33 yıllık bir sınıf öğretmeni, “Hiçbir bilgim yok. Ne olacak bilmiyoruz. 5.5 yaşındaki çocuğun gelişimi henüz 1. sınıf için erken” derken 34 yıllık başka bir öğretmen, ilk kez okula korkarak geldiğini vurguluyor:
“Görevden kaçmıyorum. Korkum çocuklara ne vereceğimi bilmemek. 1. sınıfları okutacağım ama 66-72 aylık çocuklar bir arada aynı sınıfta olmaz. Bir nesli böyle öldürüyoruz. Farklı sınıflardan çocukların okuduğu birleştirilmiş sınıflar gibi olacak. Birine resim yaptırırken 7 yaşındaki çocuğa rakam yazdıracağım.”
26 yıllık bir sınıf öğretmeni bu sistemde en çok çocukların ve öğretmenlerin zarar göreceğini anlatıyor:
“Okul öncesi öğretmenleri 4 yıl üniversitede eğitim alıyor da yetişiyor. Bize 1 hafta eğitim vererek mucize mi bekliyorlar. Oyun oynatılacak deniyor. TV ’lerde özel bir okulda öğretmen elinde materyaller oyun oynatıyor. Sanki tüm okulların donanımı buna uygunmuş gibi. 6 saat oyunla mı tutacağım çocukları sınıfta?”
Kim takar öğretmenleri/eğitimcileri!
Durmak yok, yola devam…
 
Her birimiz yeni sistemin bu ve benzeri sorunları üzerine eğildik ama tehlikenin ağababası, Eğitim Sen’in raporunda. Onlarca tehlikenin sıralandığı, “4+4+4 ile temel amaç eğitimli ve ucuz işgücü yetiştirmektir” denilen o raporda:
“Eğitim sisteminin kademeli ve kesintili hale getirilmesinin emek piyasaları üzerinde sermaye lehine etkilerinin olması planlanmıştır. Dört yıllık birinci kademe sonrasında “mesleğe yönlendirme” adı altında çocukların çıraklık veya staj uygulamaları çerçevesinde doğrudan ve erken çağda işgücü piyasası içine çekilmesi planlanmaktadır.
4+4+4 uygulaması ile çocukların okul ortamlarının dışına çıkarak ucuz ve niteliksiz işgücü kaynağı haline dönüşmelerine zemin hazırlanmıştır. İşletmeler önceden çalışan sayısının ancak yüzde 10’u kadar stajyer öğrenci çalıştırabiliyorken, yasa değişikliğiyle bu sınırlama tamamen kaldırılmış ve çocuk emeği sömürüsünün sınırları genişletilmiştir. Bu durum, bir taraftan çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasına hizmet ederken, diğer yandan da eğitimin niceliksel ve niteliksel gelişimine de olumsuz etkilerde bulunacaktır” yazıyor.
Sermayeye ‘ucuz işgücü’ olacaklar belli: Yoksul çocukları.
Ve bunları yazanlar söyleyenler de ideolojik davranan hainler.
Oysa gerçek…
İmam hatip okullarına itibarını iade etmenin bahtiyarlığını, bunun tarifsiz heyecanını yaşayan “İmam hatip okulları, milletin okulları olarak eski parlak günlerine geri dönüyor” müjdesiyle Denizli Cedide Abalıoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde, yeni öğretim/eğitim yılını başlatan Başbakanımız Erdoğan’ın dediği gibi:
 ''Türkiye, elhamdülillah az çok eksiğiyle beraber çok iyi yolda!”
 
Durmak yok, yola ve AKP’ye oy yağdırmaya devam!