GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
19 Aralık 2011 Pazartesi

Demirtaş bu işin neresinde?

İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ilginç bir kişiliktir.
Hakkında onlarca kişi tonlarca eleştiri yapmış, laf söylemiş, yazı yazmıştır bugüne kadar.
Ama o çoğu zaman ardına değil önüne bakmış ve İTO’nun en uzun soluklu başkanı olmayı başarmıştır. Hataları da eksikleri de vardır/olmuştur tabi ki.
Ama fazlaları, eksiklerinden fazladır bence.  
En bariz fazlası da sürekli İzmir’i düşünen hatta İzmir’le yatan İzmir’le kalkan bir karakter olmasıdır. Pek çok kişiye göre Demirtaş’ın İzmir’i düşünürken bile özel nedeni vardır ya.
Doğru da olabilir bu değerlendirme yanlış da.
‘Efendim o Büyükşehir Belediye Başkanı olmak istiyor aslında… Ya da milletvekili olmak istiyormuş da ondanmış… ‘ gibi değerlendirmeleri çok duymuşuzdur.
Benzer eleştiri bizim meslek camiasında Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel için de yapılıyor son günlerde. Yok, Bornova’ya başkan olmak istemiş yok İzmir’den vekil olmak hatta Büyükşehir Belediye başkanı olmak istiyormuş.
İyi de bilader sana ne?
Adam nereye başkan olmak isterse istesin. Hatta olsun da…
Sana ne, bana ne, bize ne?
Çalışıyor mu? Evet, çalışıyor ama…
Aması maması yok kardeşim. Çalışıyorsa sorun yok. Sen de bir yere bir şey olmak iste, sen de çalış. Yeter ki çalış! Tabi ki aslolan karşılıksız sevgidir. Ama bu devirde nerdeee.
İnsanı motive edecek bir hedefin olması bu kentte neden rahatsız eder birilerini anlamam. Hedefi belli olmayan ya da yolun sonuna gelmiş birinin bulunduğu makama nasıl bir katkısı olabilir ki? Adam belediye başkanı/milletvekili olmak için çalışırken bulunduğu noktaya hizmet ediyor mu? Gerisi teferruat zaten..
 ‘Tenbel, beceriksiz, başarısız’ diyemediklerimize karşı geliştirdiğimiz İzmir’e özgü bir yaklaşım bu. Tam da bu noktaya parmak basan bir fıkra dinlemiştim geçenlerde.
Cehennem’e düşen Türk vatandaşlarını il il ayırıp, her ili bir kazana doldurmuşlar.
Ve her kazanın başına da bir zebani görevlendirmişler.  
Zebani kaynar kazandan çıkmaya çalışanların kafasına bastırarak geri itekliyormuş.
80 vilayetin kazanında olan zebani İzmir’inkinde yokmuş. Zebanilerden biri sormuş: İzmir kazanının başında neden zebani yok!
Yanıt gecikmemiş: Gerek yok ki! Zaten yukarı çıkmaya çalışanın ayağından çekiyorlar.
Belki de Demirtaş’ın kaderi de biraz böyleydi yıllarca.
Kimi zaman Aziz Başkan’la kavga verdi, kimi zaman muhalifleriyle kimi zaman da sivil toplum örgütleriyle… Son kavgası TOBB’a karşıydı. Dahası TOBB’a verdi, veriştirdi. Ve geçtiğimiz günlerde EXPO sürecini yakından ilgilendiren sürpriz bir açıklama daha yaptı.
‘Yürütme Kurulu’nda olmayacağım’ diyerek şaşırttı.
‘Kesin başkan olmak istiyordur’ dediler.
Aklımda bu soruyla gittim birkaç gün önce İTO’ya…
‘Nasıl yoksunuz yani…’ diye sordum ilk soruyu.
‘Yokum ama varım’ dedi, şaşırmadım. O da devam etti:
Sayın Cumhurbaşkanı ile dirsek temasındayım. O temsil ettiği makam nedeniyle EXPO 2020’nin de 1 Nolu ismidir. Tüm dış temaslarında, yabancı misyon temsilcileriyle görüşmelerinde önündeki 3–4 maddeden biri EXPO 2020.
Bu bilgiyi öyle net, öyle direkt verdi di Demirtaş, EXPO 2015 sürecinin Yönlendirme Kurulu Başkanı Gül’ün bu dönem sürecin dışına itildiğini ya da bilerek dışında kaldığını düşünerek hata ettiğimi anladım. Sürecin ikinci kahramanının Başbakan Erdoğan olduğunu söyleyen Demirtaş’a göre EXPO 2020’nin üçüncü kilit ismi Dışişleri Bakanı Davutoğlu…
Diğerleri sonra geliyor Demirtaş’a göre…
*
EXPO 2015’in ‘deneyimsizlik’ nedeniyle son gün kaybedildiğine vurgu yapan Demirtaş, “2015’i elimizden kaçırdık. Başta tecrübesizlik olmak üzere bir dizi hata nedeniyle avucumuzdaki EXPO’yu kaybettik. Kendi adıma o süreçten çok ders aldım. Ve bugün o derslerin ışığında İTO bünyesindeki çalışma grubumuzla EXPO 2020 sürecine çok özel katkılar koyacağız” diyor.
Demirtaş’ın en çekindiği rakip Rusya…
Dubai’yi kast ederek, ‘Araplar da çok para harcayacaklar bu işe’ diyor.
İTO’nun Yönlendirme Kurulu’ndaki temsilinin yeterli olduğunu savunan Demirtaş, “Yürütme kurulu vs. bunlar daha çok sekretarya angaryasıyla uğraşacak. Tabi ki o işlerin de yapılması gerekiyor. Ama EXPO’lar böyle kokteyl yaparak gezi düzenleyerek kazanılmıyor. Kazanılmadığını 2015 adaylığında da gördük’ diyor.
Ne yapacaksınız, nasıl katkı koyacaksınız o zaman diye soruyorum?
Yanıt gayet net: “En az 20 oy benden… Bunu da delegelerle başa baş görüşmelerle sağlayacağım. Bu kentte seçim işinde benim kadar yeteneklisi az bulunur” diyerek neredeyse 20 yıla dayanan İTO Başkanlığı’na vurgu yapmayı da ihmal etmiyor.
Tabi ki EXPO seçimi ile İTO seçimini kıyaslamak doğru değil. Ama seçim seçimdir sonuçta. Demirtaş’ın da sandıktan nasıl çıkılacağına dair ciddi deneyimi olduğu muhakkak. Sonuçta 157 üyesi olan BİE genel kurulunda 20 delegenin sadece İTO Başkanı Demirtaş tarafından ‘garanti edilmesi’ kent adına da süreç adına da önemli.
*
Ve Hüseyin Aslan… Ege-Koop Genel Başkanı…
EXPO için alternatif bir kurul oluşturuyor. EXPO 2015’in başarılı genel sekreteri Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer bile var bu kurulda.
EXPO’nun resmi kurullarına alternatif olmaktan çok Demirtaş’ın yaptığı gibi paralel çalışmak istiyorlar. Yönlendirme Kurulu Başkanı Vali Kıraç’la da konuşmuş Aslan…
‘Rakip değil, destek olacağız’ demiş ve Kıraç’ın da desteğini arkasına almış.
Bugün yarın açıklanacak bu kurul da…
Eğer Demirtaş’ın dediği gibi Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı düzeyinde asılırsak gerçekten de… Ve İzmir’deki yapı da kavgasız-gürültüsüz yürütebilirse işleri… Demirtaş gibi Aslan gibi isimlerin oluşturduğu yapıların nokta vuruşlarını da sayarsak!
Neden olmasın?
Gelir mi gelir EXPO 2020.
Dünyanın en büyük, en nitelikli fuarı...
İzmir’e de yakışır!