GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
21 Ağustos 2022 Pazar

Yoldaş Fahd

Asıl adı, Yusuf Selman Yusuf’tu…

Irak’ta marksist parti olur muydu hiç?

Olmuştu. Hem de Krallık döneminde.

Üstelik kurucusu bile oldu… Yusuf!

Komünizm... Marksist ideolojinin, ete kemiğe bürünmüş haliydi de, insan doğasıyla çatışıyordu. Aile, mülkiyet, özgürlük alanında, yerleşik düzenle uyumsuz tarafları keskindi. Köleliğe giden bir yol seçmişti. Aslında büyük bir şans yakalamıştı da… bunu harcamıştı!

Laiklikten asla ödün vermeyen bir ideolojiydi komünizm. En iyi yönüydü bu marksizmin.

Bu yüzden de, bir süreliğine olsa da, çeşitli din ve mezhepleri bir araya getirebildi...

Birlikte hareket yaptırabildi : Müslümanı, Hristiyanı, Yahudisiyle… Hele de, az da olsa laik aydınlık, çoklukla da karanlık yayan bir coğrafyada!

Etkileri lokal ve sınırlı kalsa da...

Çarpıcı örnekleri de beraberinde getirdi : Emekçi sınıfların mücadelesi içinde bir devrimci olan Yusuf Selman Yusuf gibi… Eylem içinde ki adı da, “Yoldaş Fahd“ olan birini!

***

Fahd... 1901’de Bağdat’da doğdu. Hristiyan topluluğu olan Süryani bir ailedendi. Ailesi yoksuldu. Okulu bırakıp çalışmaya başladı. Basra’da tersane işçilerinin grevine katıldı. Onların sıkıntılarına ortak oldu…

Eğitimi için, 1930’larda Sovyetler Bitliğine gitti. Bağımsızlık talepleri artınca Rusya’dan döndü... Nasıriye’deki genel greve öncülük etti.

“İşçiler birleşin” diye çağrı yaptı!

1933’de tutuklandı...

‘Ben komünistim’ diye ilan etti! Beraat etti. Yine Moskova’ya gitti...

Eğitimi bitince... Devrimci komünizm alanında uzmanlaşsın diye de, Paris’e gönderildi…

1938’ de ülkesine döndü. Sendika ve Parti kurma hakkı istedi... 1946’ da ilk halk gösterisine öncülük etti. Bu arada Partisi de çok güçlendi…

Hücre tipi komünist yapılanmasının oluşumuna, öncülük etmişti. İrili ufaklı partileri birleştirmişti.

Bu oluşum 1934 de kurulan, Irak Komünist Partisinin de... özünü oluşturmuştu.

***

Lübnan’lı ünlü yazar Amin Maalouf, ‘Uygarlıkların Batışı’ kitabında olayı anlatıyordu...

Müthiş bir etkileme gücü vardı Fahd’ın…

Teşkilatçılık yeteneği de öyleydi. Irak Komünist Partisinin tartışmasız lideri olmuştu. Tüm lider ve mezhepler dahil, ülkenin en popüler kişisinden biriydi.

Onu zindana atmaya karar verdiler. Attılar da. Ama cezaevinden bile, genel grev ve kitle gösterilerini tertipleyebiliyordu!

Ondan tamamen kurtulmak istediler;

‘Yabancı ülkelerle ilişkiler’, ‘yıkıcı faaliyetler’

ve ‘silahlı kuvvetler içinde, komünizm propagandası yapmak’ gibi suçlamalarda bulundular. Sonunda idama mahkum ettiler.

Şubat 1949’da bir meydanda… astılar!

***

Dokuz yıl sonra, 1958’de...

İngiliz ve ABD etkisini reddeden, yozlaşmış rejimlere savaş açan… Mısır’da monarşiyi deviren Hür Subaylar’dan esinlenen ; Milliyetçi ve gizli Hür Subayalar örgütüne önderlik eden, General Abdüsselam Arif ve Abdülkerim Kasım tarafından… bir askeri darbe yapıldı!

Buna ‘14 Temmuz Devrimi’ dediler… İngilizlerin himayesinde kurulmuş olan Haşimi monarşisini yıktılar… General Abdülkerim Kasım’ı Başbakan yaptılar. Başta Sovyetler Birliği olmak üzere… Sol eğilimli ülkeler ve komünist ülkelerle ittifaklar kurdular. Irak Komünist Partisi yasallaştı. Ürdün ile kurulan federasyon fesh edildi. Türkiye, Pakistan ve Irak’lı Bağdat Paktından da çıkıldı…

Kral II.Faysal ile, Veliaht Prens Abdülillah ve Başbakan Nuri Said Paşayı idam ettiler…

Söylentilere göre de…

İntikam yemini etmiş binlerce militan, Yoldaş Fahd’ın idamından sorumlu tuttukları, Kral, Prens ve Başbakanı saraylarından sürükleyerek götürdüler. Aynı yerde astılar !

İyi Pazarlar...