GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
12 Haziran 2022 Pazar

Şafak sökerken...

Adı Şafak, şafak sökmek, şafak atmak, şafak vakti gibi sözler…

Şafak’ın gerçek anlamı ile, mecaz anlamlarında kullanılan kelimeler, sözler, deyimler…

Ad olarak güzel… “ Şafaakk “ diye çağırmak, insanın içini de ısıtan bir şefkat ifadesi de… Beklenmeyen bir tepki karşısında ya da beklenmeyen bir söz ve eylem karşında ‘bende/adamda şafak attı’ gibi, öfke yada hayret ifadesi içermesi de… Güzel.

Şafak vakti… Güneşin henüz doğmayıp, ufkun altında olduğu bir zamandır. Arapça’nın da, içi aydınlık dolu… Sözlerindendir.

***

Orhan Kilercioğlu… Cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Süleyman Demirel’in Başbakanlık döneminde, Devlet Bakanlığı yaptı. General olmadan önce de, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay Komutanı olarak üç yıl Yavru Vatanda nöbet tuttu…

Cepheyi denetlerken… Keşif Tepesinin eteklerinde üç Türk Bayrağı gördü. Bayraklar çok yıpranmıştı… Kesin yenilenmeliydi!

Ama BM Barış Gücü Komutanı, burası ara bölgede diyerek, adeta ipe un seriyordu…

Her zamanki gibi… Rum’ları tutuyordu.

Oysa o yer bize aitti… Orhan Komutan, akşam Barış Gücü Komutanına: “Yarın sabah şafak vakti bayrakları değiştireceğim… Sorumluluk da size ait” diye çıkıştı!

Ertesi gün tam şafak vakti işe koyuldu…

Barış gücü askerleri de geldi… Arada tampon oldu. Bayraklarımız göndere çekildi!

Orhan Paşa, bu olayın da anlatıldığı kitabının adını… “Şafak Vakti” koydu.

***

Seher vakti de… Şafağın sökmek üzere olduğu zamandır. Oğlanlara “ Şafak “, kızlara da “Seher“ adının verildiği bir ikizlik hali gibi.

Çok sayıda türkülere de konu oldular. Hele de bir türkü var ki, öyküsüne bile dayanılmaz…

Olay Malatya’da geçer… Değişik kişilerin anlatımıyla ve yaklaşığıyla gelişir…

Fahri Kayahan eşi Sunayı çok sevmekte, gözü ondan başkasını görmemektedir… Ona sadakatini ve bağlılığını her fırsatta söyleyendi. Karısının gözlerinin, başkasını görmediğini de bilendi. Dillere destan aşkları vardı…

Hamamlar… O dönemde kadınları için en önemli sosyalleşme platformlarıydı. Mahallenin kadınları, haftada bir gün, kadınlar gününde toplanıp oraya giderlerdi… Bir gün Suna ile yakın arkadaşı Neriman’da oraya gidip, hamam sefası yaptılar!

Neriman Suna’nın sırtında, dışarıdan görülmesi olanaksız, bir ben olduğunu gördü. Eşi Mustafa ile sohbeti sırasında, boşboğazlık yapıp, Suna’nın sırtındaki benden de… Ona söz etti.

Bir süre sonra kocaları, evlerine yakın kahvede karşılaşıp sohbet ederken, aralarında tartışma çıktı. Birden de alevlendi, hakarete dönüştü…

Mustafa, Fahri Kayahan’ı rencide etmek için, “Sen benimle uğraşacağına kendi karına sahip çık… Ben senin karının sırtındaki beni bile bilirim…” diye bir çıkışta bulundu!

Fahri Kayahan’ın, dünyası kararır, kafası allak bullak olur… Karısı Suna’yı karşısına alır olayı anlatır, Suna’da ona… İki gözü iki çeşme yemin eder. “Senden başkasına nasıl bakarım” diye yalvarır yakarır kocasına…

Sudan sebeplerle sonraki bir tartışma üzerine, Fahri ceketini alıp evden çıkar gider. Şüpheden kurtulamaz ki, karısına artık kötü davranmaya başlar… Suna buna dayanamaz. Elindeki ‘… Kendimi temize çıkarmak için başka yol göremedim. Şunu bil ki, ben sana hiç ihanet etmedim…’ diyen bir mektup yere düşmüş halde, yağlı bir urganla… Kendini asar!

Şafak sökmeden eve dönen ve Suna’yı ipte asılı gören Fahrinin içindeki pişmanlık yangını, öylesine büyür ki, göz yaşları sel olur…Rivayettir ki, başında ona, “Uyan Sunam Uyan” türküsünü yakar… Malatya’yı da terkeder.

Şafak söktü yine Sunam uyanmaz / Hasret çeken gönül derde dayanmaz / Çağırırım Sunam sesim duyulmaz / Uyan Sunam uyan derin uykudan/ der ve böylece gider…

***

Diyeceğimiz…

Sevgi ve Işık iki toplumsal… Tamamlayan.

İkisi bir olursa, o zaman kırarlar karanlığı…

Şafak sökünce… Işık ufukta beliriyor ama sevginin de hiç uyumaması gerekiyor !