GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
10 Aralık 2022 Cumartesi

Yeni bir Dünya kurulurken…

Evet, yeni bir Dünya kuruluyor. Fakat Türkiye’nin yeni Dünya düzeninde sistemin neresinde ve nasıl yer alacağı henüz belirsiz.

Sistem krizi, yeşil ekonomi, robot üretim, yapay zekâ, akıllı sistemlerin yönettiği üretim ve hizmetler, yeni toplum, şehirler, devletler… Gündem hayli çetrefil…

Kapitalist sistemde endüstri devrimi tarihsel olarak yolun sonunda. Endüstri 3.0-4.0-5.0-6.0 gibi adlandırmalar bir bakıma geri sayımın tersten okunuşudur.

Öte yanda, üretim/tüketim sarmalında yeryüzü nimetlerinin dolu dizgin yağmalanması sonucu ortaya çıkan hazin tablo gösterdi ki devamına tabiat izin vermeyecek.   

İnsanlığın başına gelenleri salt kapitalizme bağlamak doğru değil. Kurduğumuz uygarlığın mülkiyet ve para üzerinde yükselişi, on bin yılın sonunda erör vermeye başladı.

Yeni bir akla, yeni bir dile ve her şeyi yeniden söylemeye ihtiyaç var. Yeni bir çağın şafağındayız. Kaosa giden yeryüzünde sorunları kavrayacak yeni bir akla ihtiyaç var.

Çok büyük yıkımlar mı yaşanır, görece az hasarlı geçiş yolları mı bulunur, orası şimdilik meçhul.

Ve görünen o ki sistemde değişim ve dönüşüm sürecini elan burjuvazi yönetiyor. Bozduğunu düzeltiyor da denebilir...

Bu ahvalde, CHP’nin 3 Aralık açıklamasını nasıl anlamak gerekiyor?

Açıklama tam olarak uluslararası sistemin yeni Dünya düzeni tahayyülüne karşılık geliyor. Ve CHP’nin bu süreçte yer alma arzusunu ifade ediyor.

Siyaset üstü özelliği ağır basıyor olmakla birlikte, sosyal demokratların burjuvazinin yanı başında, değişim ve dönüşüm sürecinde rol üstlenme arzusu, anlaşılabilir bir durumdur.

Ne var ki, bu durumda, hal ve gidişe biraz özen göstermek gerekiyordu.

Altılı masanın değişimde üstlenmek istediği rol, her şeyden evvel, bir ortak programı gerektiriyor. Henüz ortada yok.

Toplumsal mutabakat koşullarının nasıl oluşturulacağı çok önemli. Oradan da ses yok.

Anayasa değişikliği için çok erkendi. Ama 84 maddelik değişiklik önerisi hazırlandı. Erkendi, çünkü yeni dünya düzenine uyum söz konusu ise, o program ortaya çıkmadan anayasa değişikliği önerisi anlamsız oldu.

Daha ziyade doğu toplumlarında görülen kişi kültünün bu kadar önde olması ve bitmeyen aday tartışması, sıkıntı yaratıyor. Ülkemizde, doğu kültürü ile batı normlarının birlikte yürümediği tecrübeyle sabittir.

Güçlendirilmiş parlamenter rejim ve 84 maddelik anayasa değişikliğinin zamanlaması ve içeriği sorunlu. Bir an önce meselenin aslına dönülse…

Meselemiz, akıllı sistemler, Endüstri 4.0, yeni nesil tarım ve yeşil dönüşümden itibaren dijital devrime doğru yola koyulmak için bu yolu tarif eden ortak bir programın ortaya çıkmasıdır.

Aday kim tartışmalarının sığlığı, yapılması gerekenleri gölgeliyor.