GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
8 Aralık 2022 Perşembe

O kadar da zorlamayın

Toplumsallaşmak özgürlüklerden vazgeçerek mümkün iken özgürlük talebini nasıl anlamak gerekiyor?

Bu talep, bütün kurumlarıyla devleti karşısına alarak insanın dile getirdiği itiraza karşılık geliyorsa, kendi içinde tutarlıdır.

Fakat talep sistem içinde koşulların değişmesiyle sınırlıysa, bu sadece serbesti sınırlarını genişletmek arzusudur.

Serbesti ile özgürlük karıştırılıyor. Toplumsallığın getirdiği aidiyet ve adanmışlık özgürlüğe engeldir.

Toplumsallığın olmazsa olmazı sistem kuran akıl insanı özgür kılmaz, belli koşullarda serbesti alanı tanımlar.

Günümüzde özgürlük niyetine savunduklarımız ve taleplerimiz çoğunlukla kapitalist sistemim topluma sunduklarıyla ilgilidir. Sistemin yarattığı ihtiyaçlar ve tüketim alışkanlıkları… Bunlara ulaşmanın özgürlük kabul edildiği koşullarda, özgürlük anlamsızlaşıyor.

İnsanın topluluklardan toplumsallaşmaya yönelen sosyal evrimi aslında özgürlüğünden vazgeçişinin hikayesidir. Ve ne hazindir, Kant’ın söylediği gibi, “ahlakiliği mümkün kılan şey doğrudan doğruya özgürlük” ise, insanlık durumu için gerçekten endişelenmeliyiz.

Toplumsallaşmayla birlikte oluşan hiyerarşik yapı uygarlık inşasının gereği olmanın yanı sıra, başına buyruk yaşamaktan vazgeçişin de koşullarını hazırlayandır.

Yönetenler ile yönetilenler arasında oluşan mutabakata göre, itaat olmazsa olmaz koşuldur. Sosyal sözleşme, dediğimiz…

Sonuç olarak, insanlığın yeryüzü serüveninde uygarlık zamanlarına tekabül eden insanlık durumu, özgürlük talebinden ziyade sistemle mütecanis serbesti talebinde ifadesini buluyor.

Bu ahvalde, ulu orta dile getirilen özgürlük taleplerini nasıl anlamak gerekiyor?

Belki de anlamak yerine, hayatın kıyısından öyle bakmak en doğrusu…

Anlamanın huzursuzluğuna katlanmaktansa…