GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
25 Aralık 2015 Cuma

Yazdık ama niye yazdık bi sor!

CHP İzmir İl Kongresi’ni kast ederek, “Bu pilav daha çok su kaldırır” demiştik. Gördüğünüz gibi günlerdir yazıyoruz hala kaldırıyor. Dün seçimi kıl payı kaybeden Nevzat Kavalar’ın listesindeki bariz hatalara dikkat çekerek şöyle demiştik.

Listede Bayraklı ve Konak’tan 29 kişi var. Yani listenin üçte biri Bayraklı-Konak aksından… Şimdi soruyorum. Mesele kazanmaksa… Mesele Kocaoğlu-Yüksel cephesini yıkmaksa… Nasıl böyle amatör bir hata yapılır?


Bu soruya hem Bayraklı’dan hem de Konak’tan iki önemli yanıt geldi. Konak İlçe Başkanı Şakir Başak’la direk Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’la endirekt bir görüşmem oldu. Aslında iki görüşmeden benim çıkardığım tek bir ortak sonuç var.
Bir zamanlar çok popüler bir MFÖ şarkısının nakaratı gibi…
Mecburen, mecburen… Mecburiyetten...
Kocaoğlu’nun kongreye 48 saat kala aleni bir şekilde taraf olup sahaya inmesiyle birlikte belediye başkanlarının korktuğunu ve de ‘belediyelere bağımlı’ örgüt yönetimlerinin de bu korkunun altında ezildiğini, listelerine isim vermekten bile imtina ettiklerini söylüyorlar. 

‘Yazdık ama niye yazdık bi’ sor’
diye arayan İlçe Başkanı Başak, “Ben kendi insanlarımın listesini verdim. Listenin bütününden sorumlu değilim. Ama son gece özellikle de saat 10.00’dan sonra örgütlerin nasıl bir baskı altında kaldığının canlı şahidiyim. Hele bir ilçe başkanı var ki, gece saat 01.00’den sonra ‘çorbacıdayım geliyorum’ dedi ve ortadan kayboldu. Kongre salonuna kadar ona ulaşamadık.
İnsanlar korktu. Bu korkunun en önemli kanıtı 400 imzayla aday olan Yüksel’in 281 oy almasıdır. İnsanlar çarşaf listede Nevzat Kavalar’a oy verdi. Sonra da dönüp kendi isimlerinin de yazılı olduğu Yüksel’in listesini oyladılar. Kavalar seçimi alsa bile bizim liste yönetim kurulunda kaybedecekti” dedi. 
Şakir Başak uzun uzun anlattı.
“Hasan Karabağ’ı bir aydır tanıyorum. Nevzat Kavalar’ı 15-20 gündür. Sürecin başında Kılıçdaroğlu’na gittim. İzmir’e döner dönmez Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’yla görüştüm. İl başkanlığı için Nevzat Kavalar adını ilk kez ondan duydum. 5-6 belediye başkanının tele ankette kendisine Kavalar dediğini söyledi. Ben de doğrudan Kavalar’la görüşmeye gittim. Son 3-4 gün Alaattin Yüksel’in adaylığı söz konusu edildi. Başkan Kocaoğlu ‘Bir oyum var. Onu da Nevzat Kavalar’a veririm’ noktasından Yüksel için amansız şekilde taraf olan bir noktaya geldi. Ben biriyle yola çıktığım zaman sonuna kadar giderim. Tek kişi kalsam da…”
*
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ cephesinden de şu açıklama yapıldı: “Sürecin başında Aziz Başkan telefonla kimin il başkanı olması gerektiğini sordu. Kendisine Nevzat Kavalar ile Ülkümen Rodoplu’nun isimlerini verdim. Ve bu kongrede kendisiyle ayrı düşmek, karşı karşıya gelmek istemediğimi özellikle belirttim. Olur mu olmaz mı derken Kavalar konusunda da fikir birliğine vardık. Ama o sonradan rotasını Yüksel’e doğru değiştirdi. Biz sürecin başında uzlaştığımız noktadan sapmadık. Listelere gelince; Bayraklı’dan, Konak’tan o kadar ismin yazılması teknik açıdan tabi ki doğru değildi. Ama buna mecbur kaldık. Belediyeler ve örgütler üzerindeki baskı yüzünden listelere almak istediğimiz pek çok kişiden ret yanıtını aldık. Korktular, çekindiler. Durum böyle olunca biz de ‘delege olan/olmayan ama delegeyi etkileme gücü olan isimlere’ yöneldik. Karabağlar’da Abdulvahap Batıhan grubuyla süren olumlu görüşmelerimizden netice alamadık. Karşıyaka’da Adnan Alabay yapısı son anda karşı tarafı seçti. Buca'dan Mehmet Süne ekibi başından itibaren bizimleydi. Dış ilçelerde de delegeyi etkileyecek isimleri yazmaya çalıştık. Elimizdeki imkanlar çerçevesinde en doğru listeyle salona girmek istedik”
Karabağ cephesinden yapılan açıklamada Konak-Bayraklı-Bornova’nın başını çektiği 200 delegelik bir tabanın muhafazası için de o ilçelerden fazla ismin yazıldığının altı çiziliyordu. Yani Bayraklı-Konak aksından 29 kişinin listelerde olmasının bir gerekçesi de delegenin konsolide edilmek istenmesiymiş. 200 blok delegeyi elde tutup salondaki reaksiyonun yanı sıra diğer etmenlerle birlikte sonuca gitme amacı… Aslında hiç de fena bir taktik değil…
Önce eldeki kuşu tut… Sonra daldaki kuşa niyetlen…

Hem Konak hem Bayraklı cephesinden yapılan liste açıklamaları bana, merhum Demirel’in “Petrol vardı da biz mi içtik?” vecizini hatırlattı. 21 belediye başkanı 26 ilçe başkanının Yüksel’in listesinde olması, Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun şiddetli müdahalesi, listeyi biraz dar bir alana hapsetmiş görünüyor. Onlar da haliyle ‘Oy getirecek isim vardı da biz mi yazmadık” diyorlar.

Öte yandan Başak’ın Kocaoğlu’ndan gelen ‘Kumpas’ iddiasına da itirazı vardı. ‘Ne yani Kocaoğlu’nun Bornova’ya ilçe başkanı seçtirdikten sonra ismini ortaya atıp, ‘Bir oyum var. Onu da ona veririm’ dediği Nevzat Kavalarla mı kumpas kuracaktık’ diyen Başak, milletvekillerinin topa girmesini kendilerinin istediğini, onlara bu konuda baskı yaptıklarını ifade ediyor. Ve ekliyor: Kılıçdaroğlu başlangıçta ‘Yarışsınlar… Yarışma olsun’ diyordu ama İzmir’deki bu yapıdan rahatsız olduğunu düşünüyorum şu anda.
*
Kocaoğlu’nu çileden çıkaracak boyutta bir ‘kumpas’ var mıydı?
Konak-Bayraklı cephesi kendilerinin de ifade etmeye çalıştığı gibi Pers İmparatoru’na kafa tutan 300 cesur Spartalı'ya önderlik eden Kral Leonidas mıydı? Yoksa kaleyi ‘Truva atı’ ile teslim almayı akıl eden kurnaz bir hamlebaz mı? 
Ve Kılıçdaroğlu? İddia edildiği gibi Kocaoğlu-Yüksel yapısının kongre kazanmasından rahatsız mı?
İnanıyorum ki bu soruların yanıtlarını herkes kendi cephesinden vermeye devam edecek. Son soru ise kurultaydan sonra netlik kazanmış olacak. Kılıçdaroğlu’nun İzmir’deki tablodan memnun olmama ihtimali bana sorarsanız da yüksek. Son hafta vekillerin hemen tamamının devreye girmesinin başka bir anlamı olduğunu sanmıyorum.
*
Diğer taraftan kongreler bir yarışmadır. Ve her yarışmanın bir kazananı olacaktır.
Eskiden kongre biter öpülür, barışılırdı. Kongre salonda kalırdı yani. Bu kez öyle olmadı. Sanki o kongre o salonda bitmedi.
Karşılıklı suçlamalarla, medya üzerinden konuşmalarla devam ediyor.
Ee haliyle AK Partililer bu tablodan memnundur. Niye olmasınlar ki! İzledikleri muhalefetle 15 yıldır yıkamadıkları kale böyle giderse içten çökecek. Ağacın kurdu ağaçtandır misali. Kurt iştahla kemiriyor şu sıralar…