GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
29 Haziran 2023 Perşembe

Yaşasaydı CHP’ye ne tavsiye ederdi?

İddiaya girmek serbest!

Önümüzdeki 9 Eylül’de...

100 yaşını geride bırakmaya hazırlanan CHP’nin...

En sevdiği kelime belli oldu:

“Değişim”...

Ama öyle böyle değil; ille de...

“Değişim”...

Peki...

CHP, daha önce bu “değişim” kelimesini sevmiyor muydu?

Sevmez olur mu?

Hiç aklından çıkarmıyordu ki!

Arşivler “yalan” söylemez!

İşte kanıtı...

Tarih; 18 Mart 2014...

(Taaa, dokuz yıl önce...)

CHP’nin Genel Başkanı seçildikten dört yıl sonra...

Kılıçdaroğlu ne dedi?

Aynen şöyle dedi:

“Değişim isteyenleri CHP’ye çağırıyorum!”

Peki; bu başlığın altını nasıl doldurdu?

Şu cümleler...

13 yıl 35 gündür...

Altıok’un “1 numaralı” koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu’na ait:

“Ben gözü yaşlı değil, mutlu bir Türkiye hayal ediyorum...

Uluslararası düzlemde güçlü, iç ve dış süreçlerini yönetebilen...

Entelektüel birikimiyle kendini kanıtlayan bir Türkiye hayal ediyorum... İşte, bu hayalin gerçek olması için siyaset yapıyorum... Gelin; bu yeni siyaset anlayışında birlikte olalım...

Değişimi birlikte yönetelim...”

***

Bu sözlerin aradan iki yıl geçti...

Merhum Deniz Baykal, ortaya çıktı...

O günlerin (2016) CHP yönetimini...

Bir “çarmıha germediği” kaldı...

Adeta yerden yere vurdu ve...

Medyanın üstüne atladığı...

Çok konuşulan manşetini verdi:

“CHP'de köklü bir değişime ihtiyaç olduğu açık, dört yıl böyle geçmez!”

CHP’nin “Bayrak açmadım!” diyen rahmetli genel başkanı...

Bakın o gün neleri işaret etmiş?

“CHP kendini yeniden şekillendirme ihtiyacıyla karşı karşıya... Sayın Kılıçdaroğlu da bunun farkında... Bizim, zaman kaybetmeden, bir an önce CHP'nin, Türkiye'ye yönelik tehditler ve tehlikeler karşısında en güçlü şekilde, tazelenmiş, yenilenmiş, güçlenmiş olarak temsil etmesine ihtiyacımız var. Bu alışılmış, siyasi mücadele yöntemleriyle başarılmış bir iş değildir... Bu konuda herkese büyük görev düşüyor, Kılıçdaroğlu'na da yönetici arkadaşlara da...”

***

Yaşasaydı ve bugünleri görmek kısmet olsaydı...

Atatürk’ün Partisi’nin...

Bir numaralı koltuğunda...

Aralıklı olarak “üç kez”...

Toplamda 15 yıl 242 gün görev yapan...

Deniz Baykal...

Geçtiğimiz 11 Şubat sabaha karşı...

Emrihak vaki olmasaydı...

100 yaşını doldurmaya hazırlanan...

Atatürk’ün yarattığı “Cumhuriyet Halk Partisi”ne...

Bugünleri...

Kazasız atlatması için ne tavsiye ederdi?

Bence...

Siyaset’i ve Zarafet’i bilen Deniz Baykal...

Kurt Siyasetçi olduğu için...

Tavsiyede bulunmayı belki kendine yakıştırmazdı ama...

Daha önce kendisi yaptığı için...

Kılıçdaroğlu’na şunu tavsiye ederdi gibime geliyor...

Şeyh Edebali’nin...

Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'ye vasiyetini...

Çerçeveletip...

CHP’nin bugünkü liderine armağan edebilirdi...

O vasiyette şunlar yazılıydı:

“Oğul! Beysin, bundan sonra öfke bize, uygarlık sana... / Gücenmişlik bize, gönül alma sana... / Suçlamak bize, kutlamak sana... / Acizlik, yanılgı bize, hoş görmek sana... / Geçimsizlik, çatışmalar, anlaşmazlık bize, adalet sana... / Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana... / Ey oğul! Bundan sonra bölmek bize, şekillendirmek sana...”

***

Bitiriyoruz...

Deniz Baykal’ın vefatını...

Koltuğu O’ndan devralan Kemal Kılıçdaroğlu şöyle duyurdu:

“Kıymetli büyüğümüz sayın Deniz Baykal, bize mücadelelerle dolu bir hayat öyküsünü miras bıraktı...”

Artık, yorum sizin...

Nokta...

Hamiş 1: Şair ve yazar Cemal Süreya, portre yazılarının toplandığı “99 Yüz” kitabında Deniz Baykal'ı şöyle anlatmıştı: “Politikayı profesyonel bir uğraş, bir meslek olarak görür... Düşünceden, ideallerden değil, güç dengelerinden çıkış yapar...”

Sonsöz: “Sorunları iyi okuyan CHP, tarih de yazar destan da... / Prof. Dr. Tolga Yarman – Akademisyen...”