GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
18 Ocak 2023 Çarşamba

Uçak şirketi reklamları yasaklanırken eko-turizm

“Cumhuriyetimizin 100. Yılında ‘Yatay, Yeşil ve Yaşam Dolu’ Bir Turizmi Hayal Ediyorum diyordu” ülkemize gelen turist sayısını artırmada yıllardır çok önemli rol oynayan Hüseyin Baraner. Avustralya ve Yeni Zelanda’dan sonra uçak şirketi açık hava reklamlarının Hollanda’da da yasaklandığını da ilk kez Hüseyin Baraner’den Ayvalık Turizm Vizyonu Çalıştayı’nda duydum. Daha sonra da ayaküstü de olsak bu mevzuları konuşmak çok değerliydi.

Gelişmiş ülkelerin artan refahıyla beslenen turizm, son birkaç on yılda dünyanın en hızlı büyüyen endüstrilerinden biri oldu.  Sektörün büyümesi yirminci yüzyılın ortalarında başladı ve durma belirtisi göstermeden devam etti. 1950’de 25 milyon uluslararası turist vardı. Yirmi yıl sonra, bu sayı 183 milyona sıçradı ve ardından on sekiz yıl içinde iki kattan fazla artarak uluslararası hizmet ticaretinin yüzde 25’ini temsil etti. 2017’de 1,3 milyar gibi muazzam bir uluslararası turist vardı ve 1,6 trilyon dolar gelir elde etti. Dünya Turizm Örgütü bu eğilimin sadece devam etmesini değil, hızlanmasını bekliyor. Kuruluş, uluslararası gelenlerin sayısının 2030 yılına kadar 1,8 milyara fırlayacağını tahmin ediyor.

Bozulmamış çevresel yerlerin doğal ve bazen kültürel tarihine dayanan özel bir turizm biçimi olan ekoturizm, 1980’lerden beri bu hızlı büyümenin bir parçası oldu. Son birkaç on yılda, zengin ülkelerden gelen turistler, çoğu gelişmekte olan ülkelerde bulunan bozulmamış destinasyonları giderek daha fazla aramaya başladılar.

Bu, sanayileşmiş kalkınmanın bir paradoksu elbette.

Üretim arazinin ve doğal kaynakların artan kullanımını gerektirirken, varlıklı gezginler bozulmamış hayatın peşindeler.

Hüseyin Baraner’in sunumunda “Dünyanın Yeni Turizm Vizyonu” yer alıyordu. Pek güzel notlar aldım. Bugün paylaşıyorum:

Turizm işletmecilerinden bugünü değil yarını düşünmesi bekleniyor artık. Cebinde parası olan turist ciddi çevre, doğa koruma beklentisi içinde. Aslında bu “Yerel Kalkınma” ve “Yoğun İstihdam” için de önemli. Bugün gelen turistin yarın gelmesinin garantisi ise “Artan kültürel ve sportif etkinlikler” ile mümkün.

Sağlık turizmi de şekil değiştiriyor: “Küresel sağlık ve zindelik seferberliği” yaratmaya çalışıyor dünya Pandemi sonrasında. İnsanların artık “Huzur adaları” denilen “sağlıklı yaşlanma bölgelerine” ihtiyaçları var. Yine sunumdan öğrendik ki “Workation” denilen akım da yükseltmekte: “Yeni destinasyonda çalışmak ve sürekli tatil modunda olmak mümkün. İşte Ayvalık!

Dünya Turizm Vizyonundaki “Eksiler” ise şöyle: Turizmin aşırı derecede büyümesi, dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi bizde de sıkça görülen “Doğa katliamları”….

Ve hem sözde yeşil korumacılıkta, hem de tarihsel- kültürel mirasların korunmasında dikkati çeken ve dünyada “Greenwashing” denilen iki yüzlülükler…

Önemli diğer olumsuzlukları ise üzerlerine uzun uzun yazılması gereken “Küresel marka istilası”, “Konsept enflasyonu”, “Dijital tekelleşme”, “Şirketlerin aşırı büyüme dürtüsü” ve dijital turizm üzerinden sıkça yapılan “Vergi kaçakçılığı” olarak sıraladı Hüseyin Baraner.

İyi haberleri de vardı elbette: Büyük bankaların “Doğa’ya zarar verene kredi yok” dediklerini aktardı, “Turistin Karbon Ayak İzi Telafisi Takip Programlarının” giderek daha çok yaygınlaştığını, aklı başında turistin karbon ayak izi konusunda çok duyarlı olduğunu anlattı.

AYVALIK İÇİN ÖNERİLER

Baraner’in Ayvalık için de ciddiye alınması gereken önerileri vardı: Kuzey Ege’de ortak bir “Destinasyon Projesi” içinde Kaz Dağları, Troya, Assos, Edremit Körfezi,  Ayvalık ve Bergama’yı içeren bir örnek yaratmanın mümkün olduğunu, “Türkiye’nin yenilenmiş Turizm Koridoru” olarak burada “Sürdürebilir, sağlıklı ve saygın” bir kanal yaratılabileceğini savundu.

Benim de yıllardır savuna geldiğim, “Antiqueroutes&Gourmetline” rotasının bölgede bütünsel bir çalışma başlatarak, tüm dünyadan gelecek varlıklı kültür, sanat ve tat için seyahat edenler için yeni bir destinasyon daveti çıkartmanın mümkün…

Başka önerileri de vardı: “Ayvalık’ta bir oteli Türkiye’nin ilk uygulamalı “Tatilci Çevre Koruma Akademisi” yapalım.  Arzu eden tatilcilere “hem dinlen, hem öğren, hem de uygula” anlayışı ile yeni bir tatil anlayışı sunalım. Ülkemizdeki milyonlarca aile, öğrenciler, engelliler, emekliler çevre konusunda çok hassaslar: Her konu bir adres istiyor, çevre konusunda Türkiye’deki adresi Ayvalık yapalım.

Bunar Ayvalık için kıymetli… Aslında ülkemiz ve dünya için de. Hiçbir konuda gelecek kaygısı duymadan başarılı olma şansı yok.